27 Eylül 2014 Cumartesi

YÜZYILIN SUÇLUSU BLAZE-STEPHEN KING

Kitap Künyesi
Adı:Yüzyılın Suçlusu Blaze
Yazarı:Stephen King
Çevirmen:Dost Körpe
Yayınevi:İnkılap Yayınları
Sayfa:272

Küçük Clayton Blaisdell'in öyküsü ile baş başa bırakıyor King bizi.Küçük bir bebeği ,4. Joe Gerard'ı , fidye için kaçıracak kadar zalim ama öyküsünü okurken kendisini sevdirecek kadar sempatik bir karakter Blaisdell.


Bir araba çalma anını okuyarak tanışıyoruz onunla. Anlıyoruz biraz zeka geriliği var. Sürekli konuştuğu arkadaşı George ile araba çalarken George'un aslında ölü olduğunu da anlıyoruz.
Özetle fazlasıyla iri,biraz gerizekalı ve ölü arkadaşıyla konuşan bir suçlu Blaisdell.
George ölmeden önce emekli olmalarını sağlayacak  bir plan atmıştı ortaya. Bir bebeği kaçırmak... 
 Blaisdell şimdi bu planı hayata geçirmeye kararlı. Üstelik soygun yaparken kafasına çorabı geçirmeyi unutan biri olmasına rağmen.

"Salaklık insanın ömür boyu içinden çıkamadığı bir hapishaneydi. İyi hal indirimi filan yoktu,sadece müebbet hapis vardı."

Zekası olmasa da zengin bir ailesi olan küçük Joe'yu kaçırmayı başarıyor.
O yüzyılın suçunu işliyor hem de ölü biriyle...

"George'un,artık aptallığının yanık yüzeyinin altındaki alevli yarı çılgın bölgede işleyen bir zihnin ürünü olduğunun da farkında değildi."

Yukarıda anlatıklarım kitabın sadece bir bölümü,diğeri ise  Blaisdell'in geçmişi ki bu kısım sayesinde onu sevmeye başlıyorsunuz.Kötü bir çocukluk geçirmiş ama öyle böyle değil. Babası onu defalarca kes merdivenden atmış.Bu yüzden çok çalışkan ve zeki biriyken bu hale gelmiş. O kadar istismarın ardından Hetton Yurdu'na gönderilmiş.Oradaki çocuklar ona öfkeli parlama anlamına gelen Blaze lakabını takmışlar. Blaisdell ise bu lakabı benimsemiş. Kanun adlı bir matematikçi yüzünden hayatı zindan çevrilse de John Cheltzmen adlı arkadaşı ile yurt hayatını zevkli hale getiren şeylerde yaşadıkları (özellikle Boston gezisi) inkar edilemez. Daha sonra suç hayatı değinilmiş ve George ile tanışmasıyla kendini bir bebek hırsızı olarak bulması anlatılmış.

"Blaze farların sergilediği yola bakarken şöyle düşündü:Bir yere gidiyorum. Ardından:Zaten bir yerdeyim. İlk düşünce sevindirdi.İkincisi öyle muazzamdı ki ağlamak istemesine yol açtı."


Blaze bir bebek kaçırmış olsa da,bebekle yaşadıkları ve geçmişte yaşadıkları emin olun ki onun masum olduğunun ispatıdır.Sadece hayat ona hiç mi hiç iyi davranmamış. Şansı hiç dönmemiş Blaze'nin. Babası ile başlayan talihsizlikler başka talihsizlikleri doğurmuş.Blaze'nin okurken yüreğinize oturacak hikayesi böylelikle meydana çıkmış.

"Çocuğun geleceğindeki olasılıkları kavrayınca ürperdi. Bebeği kapıverme arzusuna kapıldı.Neden? Joe'nun gözlerini açıp kendine baktığını görebilmek için.O gözlerin ilerideki yıllarda neler göreceğini kim bilebilirdi? Oysa şimdi kapalıydılar. Joe kapalıydı.Bir öykünün görünmez mürekkeple yazıldığı muhteşem,korkunç bir kitap gibiydi."

Gelelim yorumuma King bu kitapla bize bir bebek hırsızını sevdirmeyi başarmış. Artık nasıl bir başarı siz düşünün. Blaze'nin hayatını okurken insanın doğuştan kötü olmadığını,ona kötülüğü diğer insanların aşıladığını düşünüyorsunuz. Blaze  bir suçlu değil aslında bir kurban. Diğer insanların kurbanı...
King bir anneyi evladından ayıracak kadar acımasız bir suç işlemiş olsa bile Blaze'e kızmamamızı sağlamış. Bizi prensiplerimize ters düşecek bir ikilemde bırakmış.
Sonuç olarak King neresinden tutarsanız tutun bir katili bir bebek hırsızını sizlere sevdirecek güçlü bir öykü koymuş ortaya. Üstelik bunu ne zekice planlar ne kusursuz güzellikteki karakterlerle sağlamış. King bunu saflıkla,masumlukla gerçekleştirmiş. Bir insan ne kadar kötü görünürse görünsün onun aslında masum da olabileceğini hissettirmiş...

Dipnot: Duma Adası kitabının ilk versiyonu olan Anı,kitabın son 20 sayfasında okurlara sunularak benim gibi Duma Adası'nı okumayanlara acele okunmalı duygusunu yaşatmıştır.

Sonuna ilişkin spoiler...
Blazen'in Joe polis yüzünden yaralandığında dışarıyı fırlayıp hesap sorduğun an akıllara kazınır.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder