23 Kasım 2014 Pazar

KATRAN KARASI-GÜNEŞ DEMİREL

Kitap Künyesi
Adı:Katran Karası
Yazarı:Güneş Demirel
Yayınevi: Olimpos Yayınları
Sayfa:431

Yağmur huzurla toprağa uzanmış kafasını dinlerken kafasına aldığı top darbesiyle bütün huzuru alt üst oluyor. Topu kazara Yağmur'un kafasına atan Özgür özrünü diliyor ama Yağmur fazlasıyla sinirli olduğunu için tartışma çıkıyor. Hızını alamayan Yağmur topu Özgür'ün kafasına geçiriyor.
Karakterlerimizin  burada yollarını ayrılıyor lakin elbette karşılaşıyorlar.Yağmur Boğaziçi mezunu bir bilgisayar programcısıdır ve çalıştığı firma Özgür'ün tekstil  firmasının bilgisayar programlama işini alacaktır.İkili karşılınca Özgür birazda Yağmur'a eziyet etmek için işi onların şirketine veriyor.
Böylelikle Yağmur ve Özgür'ün birbirlerine aşık olması için gereken zemin hazırlanmış oluyor.
Yağmur kendine dışarıya kapatmış bunun sebebi yetimhanede büyümesi onun hayatta tek varlığı çok yakın dostu Suna. Yetimhanede yaşadıkları ve annesinin onu terk etmesini bir türlü atlamamış Yağmur.
Özgür'e göre Yağmur huysuz bir cadı tabi kızın geçmişini bilmeden ahkam kesmesi kolay. Ama Yağmur  o kadar güzel ki Özgür bazen kızın cadılıklarını unutuyor,kıza gönlü kayıyor.
Suna ile Özgür tanışınca Suna Yağmur'a "benden başka arkadaşın olsun,çevren olsun" baskısı yapıyor Yağmur Suna'ya söz veriyor. Bu yüzden Özgür'e arkadaşlık konusunda şans veriyor. Zaten Özgür'de bir hayli yakışıklı olunca kızımızın da ona abayı yakması bir kısa sürüyor.
Tabi ki her aşkta pürüzler vardır onların pürüzleri bir birbirlerini alttan almayıp,trip atmaları iki Yağmur'un geçmişi.
Acaba ikilinin aşkı nasıl ilerleyecek?

Gelelim yorumuma ne yazık ki bu kitabı sevmedim.İlkin karakterlerin duyguları bana sürekli tekrar halindeymiş gibi Özgür bunları hissediyor tamam ama Özgür sürekli bunları hissediyor bizde sürekli bunları okuyoruz aynı kelimeler ve sürekli tekrar kısır döngü gibi bir durum.Bu yüzden okurken akıldan siliniyor sanki "aa ben buna benzer bir yer okumuştum sanki" diyorsunuz.
İkincisi karakterlerin atışması ,evet beni gülümsetebilen atışmalar var ama Boğaziçili kızımız ve otuzunu geçmiş oğlumuzun atışmaları lise düzeyinde kalmış. Çocuk gibiler resmen. Biraz daha zekice espriler,diyaloglar beklerdim ikiliden. (Suna kızımın bazı esprileri ve Özgür'ün menemen mevzusu istisna)
Üçüncüsü resmen Türk filmine dönen yerler var ki bütün heyecanı söndürmüş.
(Şimdi küçük spoiler şeklinde yazıyorum ;kızımız halasının kopyasıymış meğer. Hatta burada saçma olan ve süper zeka kızımıza yakışmayan bir durumda var. Yağmur amcasını buluyor ve amcam beni nasıl tanır kırmızı mı giysem diyor. Yahu kızım sen halanın gençliğinin kopyası isen amcan sence seni tanımaz mı diye söyleniyorum.)
Sonuç olarak zevklerin renklerin tartışılmayacağını bildiğim için net konuşmak istemiyorum o yüzden okuma kararı size kalmış.


Alıntılar...

"-Kalbini,kalbimin en özel köşesinde sakladım Özgür...Yaniden istersen kaybolmasın diye...
-Ben kalbimi değil,seninkini istemeye gelmiştim oysa..."

"-Uzatma,git gönlünü al.Ona bakışlarını gördüm. Unutma her zaman aşkı bulamıyorsun.Hele de sen...
-Neden ben gönlünü alıyorum her seferinde?Bir kez de o bana gelsin.
-Aşkta hesap kitap olmaz Özgür."

"Yağmur'um tıpkı yağan yağmur gibidir.Bazen hiddetli,bazen durgun ama her zaman temiz ve berrak..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder