1 Nisan 2015 Çarşamba

GİŞE MEMURU 2010

Kenan(Serkan Ercan) babası Hakkı (Zafer Diper) ile yaşayan bir gişe memurudur. Daha çok küçükken kaybettiği annesi,arası limoni olduğu babasıyla pek de sağlam bir psikolojiye sahip olduğu söylenemez Kenan'ın.



 Kabuslar,hayaller,kendi kendine konuşmalar Kenan'ın alamet-i fabrikası haline gelmiştir.
 Fazlasıyla işlek bir bölgede gişe memurluğu yapmak ve hasta babasına bakan Nurgül(Nergis Öztürk) ile evliliğe yelken açması için baskı yapan babasına katlanmak Kenan'ın sınırlarını zorlamak için yetmiştir.
Teftiş edildiği gün isteri krizlerine giren Kenan ne yazık ki Afar'a sürülür.Afar Kenan'ın önceki çalıştığı yer olan Tavşancık'ın tam zıttı. Orada dakikada 3-5 ara geçiyorsa burada günde ancak o kadar geçiyordur.
Afar kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdir anlayacağınız. Etrafındakiler aman boşver kitap okur,televizyon seyredersin dese de bizim Serkan'ın şalterleri tekrar atmaya başlar.
Bu zamanlarda karşısına bir kadın çıkar (Nur Fettahoğlu) her gün 10.20'de gişeden geçmek için gelen kadın Serkan'ın hayallerini süsleyen kadın olmuştur.
Dünyaya çarpmak üzere olan bir meteor,Serkan'ın Nurgül ile baş göz edilmesi için ısrarla çabalayan Hakkı baba,geçmişi ve babası ile olan sorunları yüzünde isteri krizlerinden çıkamayan üstüne üstlük berbat bir yere sürülen Kenan,Kenan'ın içinde heyecan oluşturan her sabah aynı saatte gişeden geçen bir hatun...
Bütün bu olayların bağlanışını izlemek de size kalmış.
Gelelim yorumuma film bir gişe memurunun monotonlaşan,sıkıcılaşan hayatına bakış atmamızı sağlamış. Kart al,ücret söyle,parayı al,varsa paranın üstünü ver bütün bunları yaparken de iti kopoğuyla,serserisiyle,psikopatıyla uğraş.(Hoş özellik Afar'da her deli de Kenan'ı buluyor modundaydık orası ayrı.)Belki bu mesleği yapanlar Kenan kadar mutsuz,otomatiğe bağlamış gibi yaşamıyorlar ama buna da kılıf bulunmuş Kenan'a kötü bir çocukluk yazılmış ardından hala hayatını müdahale eden bir baba figürü eklenmiş. Sonuç kendini her şeyden çeken,bütün davetleri aman babam hasta diyerek geri çeviren,iki kelam edilmesi imkansız olan şizofrenin sınırında gezinen bir karakter olmuş.
Artık bu sıkıcılık,monotonluk filme o kadar yayılmış ki biz izleyicilerin filmi izlerken içinin daralması,sıkıntıdan uyumamak için kendini zor tutması ve en kötüsü dakikaları saymaktan bir hal olması durumlarını yaşamamıza neden oluyor. Filmin gerçek amacı Kenan'ın ruh hallerini bizlere de yaşatmaksa bir hayli başarılı olduklarını söyleyebilirim.
Onun dışında kısacık performansları ile göz dolduran Nadir Sarıbacak,Ruhi Sarı,Büşra Pekin gibi oyuncuların yanı sıra gayet iyi bir performans sergileyen başrol oyuncusu Serkan Ercan sanırım filmin en başarılı yanıydı
.
Sonuç olarak şöyle biraz ruhum sıkılsın,fazlasıyla monoton bir yaşamın bir o kadar gerçekçi yansıtılmasına şahit olayım,üstüne de problemli baba-oğul ilişkilerini değinelim muhakkak  ama oyuncuları da çok başarılı da olsun diyorsanız, seve seve izleyeceğiniz bir film olduğunu söylerim.

6 yorum:

  1. Çok ilgimi çekmedi film... Çünkü film izlerken hayattan biraz kopmak rahat bir nefes almak isteriz. Bu kadar boğucu film izlemeye gerek gerek yok..:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısınız görüşünüzde bu filmi izlerken ruhum daraldı :(

      Sil
  2. Ben karayollarında çalıştığım için ilgimi çekti bu film :) Gişeci arkadaşların halini daha iyi anladım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız filmi izler misiniz bilmem ben çok iyi yansıtıldığını düşünüyorum izlerseniz siz daha iyi fark edersiniz :)

      Sil