26 Temmuz 2015 Pazar

KAĞITTAN KENTLER-JOHN GREEN


Kitabın Künyesi
Kitabı Adı:Kağıttan Kentler
Orijinal Adı:Paper Towns
Yazarı:John Green
Çevirmeni:Banu Talu
Yayınevi:Pegasus Yayınları
Sayfa:313

Quentin Jacobsen ve Margo Roth Spiegelman isimli iki küçük çocuğun parka oynamaya gittiklerinde bir ceset bulmasıyla başlıyor kitap. Quentin olaya takmamaya çalışırken,Margo küçücük yaşına rağmen araştırmalara girişiyor ve adamın neden kendini öldürdüğünü öğrenmeye çalışıyor.
Bu kısacık bölümün ardından zaman atlaması yaşıyoruz. Aradan 8-9 yıl geçmiş karakterlerimiz lise son sınıfa geçmişler ve mezuniyete sayılı günler kalmış.
Quentin’in (kısaca Q) gözünden yapılan genel değerlendirmeyi okuyoruz. Q iki tane kankasıyla (Ben ve Radar) ile takılıyor. Oldukça samimi arkadaşlar. Ayrıca Amerika liselerinde az çok bildiğimiz ezik,dışlanan grubu oluşturuyorlar.

‘Sanırım Chuck Parson karnına bir ders kitabı yapıştırmıştı.’
‘Onlara karın kası deniyor’ dedim.
‘Ah,evet. Onlar hakkında bir şeyler duymuştum.’

Q’un kapı komşusu Margo ise bildiğimiz kraliçe,herkesin sevdiği,saydığı,sözünden çıkmadığı güzeller güzeli bir kraliçe…
Bir gece Margo komşusun Q’un odasına dalıyor (pencereleri karşı karşıya olunca hiç sorun yaşamıyor kızımız) ve hadi intikam planımı uygulamaya gidiyoruz diyor.
Q ilk başta azıcık mırın kırın etse de karşısındaki abayı yaktığı kraliçe tabi ki gecenin bir vakti onunla intikam almaya gidiyor. Nereye gidip kimden intikam alacağını bilmese de.

“İnsanlar hakkında kötü şeyler söylediğinde,gerçek olanları asla dile getirmemelisin çünkü onları tamamen geri alman mümkün olmaz.”

Yolculuk başlıyor ve Margo intikam almak istediği kişilerin en samimi dostları ve sevgilisi olduğunu söylüyor. Sağlam bir intikam planı kuran kızımız,Q ile planını hayata geçiriyor.
Bolca eğlenceli ve heyecanlı bir gecenin ardından ikili evlerine varıyor. Q ertesi sabah okula gidince Margo’yu göremiyor,okuldan gelince kızın arabasını evin orada göremiyor ve ilerleryen sayfalarda anlıyoruz ki Margo evden kaçmış.
Margo yıllardan beri  ara  ara evden kaçıyormuş,üstelik her daim arkasında ipuçları bırakıp ailesinin onu bulmasını bekliyormuş,ailesi de onu bulamayınca hayal kırıklığına uğruyormuş.
Yıllardan beri evden kaçan kızlarında bıkan aile artık kızlarını umursamama karar almışlar Margo’da bu sefer onlara ipucu filan bırakmamış zaten.

“Terk etmek çok zordur…ta ki terk edene kadar.Ondan sonra dünyadaki en lanet olası kolay şeydir.”

Ama bir kişiye bir ipucu bırakmış bilin bakalım kim? Evet Margo Q’a bir ipucu bırakmış,Q’da ipucunu hemen fark edince soluğu araştırmaya girişmekle alıyor tabi ki.

“Yaptığı bütün o planlamaya göre,gideceğini biliyor olmalıydı ve o bile duygulardan tamamen muaf değildi.Burada iyi günler geçirmişti.İnsanın son gününde,kötü günleri hatırlamak çok zor hale gelir çünkü öyle ya da böyle,o da burada tıpkı benim yaptığım gibi bir yaşam kurmuştu. Kent kağıttandı ama hatıralar değil.”

İpuçlarından bir yol çizmeye başlayan Q kankaları Ben ve Radar’dan yardım almaya başlıyor hatta bu üçlüye okulun diğer popüler kızlarından biri Margo’un kankası Lacey’de dahil oluyor ve Q için hummalı bir arama süreci başlıyor.
Acaba Q Margo’yu bulabilecek mi?

“Onu,üstünde yalnızca gökyüzünün o dar parçasıyla,halının üstünde uyurken düşündüm. Belki Margo orada rahat hissetmişti çünkü insan olan Margo her zaman böyle yaşıyordu. Kapatılmış pencerelerle terk edilmiş bir odada,içeri sızan tek ışık çatıdaki delilerden gelirken.Evet.Her zaman yaptığım –ve dürüst olmak gerekirse,onun her zaman beni yapmaya yönlendirdiği- esas hata şuydu:Margo bir mucize değildi. Bir macera değildi. İyi ve kıymetli bir şey değildi. O bir genç kızdı.”

John Gren yakın zamanda aldığı bir dolu övgülerle okuma listeme eklenmiş bir yazardı.Uzun zamandır yazarı okumak istiyordum ve kısmet bugüneymiş.
Kağıttan Kentler gerçekten güzel bir kitap. Öncelikle sevdiğim kısımlarla başlıyorum.İlki kesinlikle karakterler başta Margo akabinde Q sonra Ben ve Radar,yazar gerçekten seveceğiniz hatta  bayılacağınız okurken sizi bir gram sıkmayacak karakterler oluşturmada oldukça başarılı. Özellikle Margo’un ilk kez evden kaçmasının ardından bıraktığı ipuçları oldukça yaratıcıydı. Sonrasında Margo’un bir paragrafı vardı o da çok hoşuma gitti. Özetle ders çalıştık,üniversite okuduk,sonra iyi bir iş bulduk,ardından aynı şeyi çocuklarımızın yapmasını bekleyeceğiz diyordu,bence hayatın bir kısır döngüden ibaret olduğu  17 yaşındaki marjinal bir kızın ağzından ancak böyle anlatılabilirdi. Bir de Radar’ın herkesi olduğu gibi kabul et konuşması çok güzeldi.

“Şey,sonsuza dek konusunda endişeli değil misin?
Sonsuza dek şimdilerden oluşur.”

Ardından yazarın yaş grubunu çok iyi yansıttığını düşünüyorum. Okurken ah burayı da 18 yaşındaki çocuk söylemiş olamaz dediğim bir yer olmadı.
Kitabın en sevilesi  diğer yerleri de Margo’un intikamı,ipuçlarının ayarlanışı ve olayın bağlanışı tabi ki bir de Kağıttan Kentler’in bağlanışı.
Son olarak kitabın ilk 90 sayfası muazzam derecede başarılıydı,resmen bir solukta okudum,zaten hikaye beni ilk sayfalarda içine çekmişti ama sonrasındaki o intikam oyunları ile çıtayı tavana çıkartmıştı yazar.
Peki kitabın bir olumsuz noktası var mıydı? Evet bence bir tanecik bir mevzu var o da kitabın ilk 100 sayfasındaki heyecanın,eğlencenin sonrasında düşmesi. Yazar çıtayı o kadar yükseltmiş ki bir anda Margo kaybolunca mecburen düşen tempo fazlasıyla hissedilmişti.
Sonuç olarak okuma kulvarınıza yepyeni bir soluk getirmek istiyorsanız bu kitabını öneririm hatta istemiyorsanız da öneriyorum.







16 yorum:

  1. John Green'in hiç bitmesini istemediğim bir eseriydi.Gerçi bu yazarın hiçbir kitabının bitmesini istemedim o ayrı konu:D Sizin de beğenmiş olmanız beni çok mutlu etti-kendisi hakkında kötü yorum duymak birazcık(!) üzüyor beni;D Önerim filmini de izlemeniz.Kitap kadar doyurucu olmasa da şunu da ekleselerdi dediğim bir bölüm olmadı,severek izlersiniz diye umuyorum.Mutlu kalın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmini yakın zamanda izleyemem muhtemelen ama aklımda ayrıca yazarın diğer kitaplarını okumak istiyorum sizinki gibi yorumlar beni daha da azimlendiriyor :)

      Sil
  2. Kitapların sonlara doğru hızının düşmesi benide çok üzüyor ilk başlarda neler umuyoruz oysa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında tempo biraz düşse de gayet güzel bir kitap :)

      Sil
  3. Benim okumadığım bir yazar, bakayım bir ara...

    YanıtlaSil
  4. bilgi için teşekkürler, ilginç ve güzel seçimler

    YanıtlaSil
  5. Bu yazarın kitaplarıyla tanışmadım hiç, ama merak ettim şimdi. Bir bakıp inceleyim... https://bizimmutfakdan.wordpress.com

    YanıtlaSil
  6. Bu yazın hiç kitabını okumadım. Ama sürükleyici hikayeleri seviyorum. Bakacağım mutlaka.

    YanıtlaSil
  7. Madem güzel bir kitap, bizde okuruz hemen.

    YanıtlaSil