5 Eylül 2015 Cumartesi

MINORITY REPORT-AZINLIK RAPORU (2002)


2054 yılına götürüyor film bizi. Geleceğin bambaşka teknolojileri ile kaynaşırken Önsuç Departmanı ile  tanışıyor. Bu departman 3 kahinin cinayet kehanetleri üzerine kurulmuş. 
İşleyiş basit yarı uyku modundaki kahinler kehanetleri görüp polislere aktarıyorlar,kurbanın ve suçlunun adı bir top üzerinde polislerin ellerine geliyor. Polisler de bu görüntülerden ve isimlerde yola çıkarak cinayet işlemeden müstakbel olay mahaline ulaşıyorlar. 


Cinayet işlenmeden müstakbel katili yakalayıp,haleliyorlar.(Geleceğin teknolojisinde hapisler bile bambaşka) Sistem tıkırında işliyor.O kadar ki 6 yıldır süregelen bu sistem sayesinde bir tane bile cinayet işlenmemiş. 
Üstelik planlı cinayet kavramı da sona ermiş,artık sadece ani öfke cinayetleri var.
Önsuç’un başarılı komiseri John Anderton(Tom Cruise) her zamanki gibi bir öfke cinayetini durdurmaya çalışırken departmanın bir ziyaretçisi olur. Danny Witwer(Colin Farrell)  kendisi Başsavcının emriyle Önsuç’u teftişe gelmiş. 
Danny hemen buyurgan tavırlara giriyor ve üç kahini görmek istediğini söylüyor. Normalde yasak olan kural deliniyor ve Agahta, Arthur ve Dashiell’i topluca yakından görüyorlar. Ve bu adamın John’un başına bela olacağını az çok anlıyoruz.
John’un hayatına biraz konuk olursak adamın oğlu Sean’ın Önsuç keşfedilmeden kaybolduğunu,John’un kendini uyuşturucuya verdiğini eşi Lara’dan(Kathryn Morris) ayrıldığını öğreniyoruz.
Ama John’un kaderi bir kez daha döner ve kahinlerin gördüklerinden onun 2 gün sonra planlanmış bir cinayet işleyeceğini görürüz. John şoka girer ve şans eseri kaçmayı başarır.
 Malum daha öldüreceği kişiyi dahi bilmese de kanun gereği tutuklanacaktır.Kaçışı sonrası Witwer başta,Önsuç ekibi arkada John’u kovalamaya başlarlar.
John kehanetin sahtesinin yaratıldığını düşünmektedir bu durumu Önsuç’un ebeveyni sayılan  Lamar Burgess’e(Max von Sydow) danışır ondan net yanıt alamayınca diğer ebeveyni görmeye gider.
Hineman(Lois Smith) Önsuç’un arkasındaki deha John’a ilginç bir verir. 3 kahinin aynı kehaneti görmediği durumlar olduğundan bahseder. 
Anlaşılan cinayetin işlenmediği bir gelecek varsa bunu genelde Agahta görürmüş ve bu alternatif gelecek Azınlık Raporu varsayılıp yok edilirmiş. John kendisinin de bir Azınlık Raporu olduğunu düşünüp bu işin peşine düşer. Ve kaçmak için yaptığını şeylerin ardından tekrar departmana girmenin yolunu arar.
Acaba John bu işin üstesinden gelebilecek mi?



Gelelim yorumuma filmi kesinlikle sevdim ,beğendim. Farklı filmler arayanlar için ideal bir kurgusu var  tavsiye eder misin derseniz? Kesinlikle ederim, derim.Ama şöyle bir durum var ki filmin çok mükemmel taraflarının yanında bir o kadar olmamış yerleri var. Mesela beni ırgamayan ama çoğunluğun rahatsız olduğu reklamlar bu durum gözüme takılmadı bile yalan yok,ama John’un gözüyle filmin sonuna değin her yerlere giriş çıkış yapılması zırvalığın daniskasıydı. Allah aşkını fellik fellik aranan bir suçlu nasıl polis teşkilatının en gizli yerlerine gözünün kimlik taramasını yaptırıp rahat rahat girebiliyor. Yani o kadar insan bu izni iptal etmeyi düşünememiş mi?
Bir de bağlanışın pek çok noktada klişe olduğunu sevgili Tom Cruise bu tarz filmlerde oynamaya alışkanlık haline getirdiğini eklemeden geçemeyeceğim.
Kızgınlığımı atıp beğendim taraflara geçelim.
Filmdeki azınlık raporu mevzusu adamların genlerine örtbas duygusunun işlemişliğini gösteren muazzam bir detay. Sonrasında geleceğin teknolojik harikaları göz dolduruyor.Ekstradan teknolojinin her zaman güzellik getirmeyeceğini düşündürten durumlarda filme ince ince yerleştirilmiş. Ayrıca Önsuç mevzusu sağlam bir kurgu hele de suçu henüz işlememiş birini hapse atmak üzerine düşülen ikilemlere yol açması oldukça başarılı düşünülmüş.Ayrıca gelecek değişir mi değişmez mi? sorusu üzerine de kafa yorulmuş.
Filmin Philip K. Dick’in bir öyküsünden uyarlandığını da söylemek lazım,öyküyü okumadım ama bir yorumda öykünün uzun uzun anlatıldığına denk geldim ve o yoruma göre öykünün aslı daha sağlam temellere dayanıyor.
Son söz üzerine bayağı konuştuğum ender filmlerden biri olan Azınlık Raporu IMDb’den aldığı 7.7 puanı hak eden ve yaratıcı kurgusu,akıcı işleyişi ve başarılı performansları ile ufak tefek olumsuzluklarına rağmen önerebileceğim bir film.




14 yorum:

  1. En sevdiğim filmlerden,tom'un o dehset otesi ofisinin tasarimi da murat birselin kardeşine ait. Güzel film:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok sevdim, bilgilendirme için ayıraca teşekkürler :)

      Sil
  2. anlamadığım bişey var jhon un oğlu ölmüş mü ölmemiş mi???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spoiler John'un oğlu ölmüş bunu Agatha'ın John'un evinde yaptığı konuşmadan çıkarabiliriz :(

      Sil
  3. Azınlık raporunu çağrıştırmıştı izlediğimde..İyi bir kurgu filmi biraz daha net olacak geçişler olsaydı

    YanıtlaSil
  4. Bir kaç yer düzeltilse kesinlikle çok iyi bir film olurdu :)

    YanıtlaSil
  5. Azınlık Raporu filmini beğenerek izlemiştim. Anlatım çok iyi oldu filmi detaylı bir şekilde hatırlamış oldum.

    YanıtlaSil
  6. Çok beğendim filmlerden bir tanesiydi.

    YanıtlaSil
  7. Bu tür geleceği anlatan filmleri pek sevmiyorum ben.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zevk meselesi ama bu tarz bir film izlemek isterseniz önerimdir :)

      Sil
  8. Filmi gələcəklə bağlı olmasına görə sevdim. Bir az da 1984-ü xatırlatdı. Hətta rejisorun kitabdan təsirləndiyini eşitsəm təəccüblənmərəm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1984 kitabıyla azıcık alakası var o da sürekli izlenmek :(

      Sil