9 Nisan 2016 Cumartesi

KIŞ İKİNDİSİNİN EVİNDE- KÜRŞAT BAŞAR

Kitabın Künyesi
Kitabı Adı:Kış İkindisinin Evinde
Yazarı:Kürşat Başar
Yayınevi:Everest  Yayınları
Sayfa:125

Kitabı anlatmaya nasıl başlayacağımı bilemiyorum,kitap hakkında okuduğum yorumlarda kitabının konusunun pek anlatılmadığını fark etmiştim,o zaman bu durumu anlayamasam da kitabı okuyunca taşlar yerine oturdu. Konunun anlatılması gerçekten zor. O yüzden ben de kabataslak bir şeyler anlatacağım.

“Hiç mutlu oldum mu, diye düşündüm. Sanki bir kez mutlu olmuşsam daha kolay ölebilirdim.”

Kitap bir arkadaş grubunun dağılmasının ardından olanları anlatıyor gerçi kimi zaman geçmiş daha sık anlatılıyor. Bu arkadaş grubunda Selin, Cem, Levent, Nevit, Ali ,Lale, Elfe bulunuyor.Ve kitap bir sürü parçalara ayrılarak bu kişilerin duygularını bize aktarmasını sağlıyor. Kimin günlüğü ,kimin duyguları, kiminin öykü denemeleri…

“Şunu öğrendim: “yarın” hiçbir zaman, hiçbir anlam taşımıyor, söylenildiğinin tam tersine.”

Bu kitapta ayrılık var, yitip gidenler var, ölenler var, karşılıksız aşlar var en önemlisi de yılların arkadaşlıklarının bitivermesi var.

“Keşke her an’ın fotoğrafını çekebilseydik, böylece bir hayatı sonsuza dek yaşatabilirdik belki.”

Gelelim yorumuma kitabı almadan önce yorumlar bakmıştım, hep övgü hep övgü, hatta hiç olumsuz eleştiri okumadım desem yeridir. Ama ne yazık ki kitap benim tarzım değildi. Yazar kitabın %80’ine yakınını betimlemeler üzerine kurmuş ve bu betimlemeler bence fazlasıyla uzun öyle ki pek çoğu 3. kez okumayı bile gerektiriyor. Betimlemelerin çoğu gerçekten güzel inkar etmeyeceğim ama  gerçekten anlamaya çalışırken yıprandım hatta kitabı bırakmayı bile düşündüm, galiba betimleme ağırlıklı kitapların okuyucusu değilim. Ve yazar manzarasından, duygularına kadar her şeyi betimlemeye dökmüş.
Kısacası kitap betimlemelerin içine serpiştirilmiş bir olaydan ibaret.

“Cehennemin kişinin çırılçıplak yalnızlığı olduğunu yeni anlıyorum.”

Onun dışında kitabı içindeki olayın anlaşılması, bölümler kimin ağzından anlatılıyor onu bile çözmek için pürdikkat olmanız lazım. Hatta yazar Nevit’in anlattığı bölümde bu hikayeyi yaşamadıysanız anlamanız zor minvalinde bir şey demiş ve arka kapaktaki bir yorumda ise okur çaba harcamalı demiş. Evet kim kimi sevmiş, kim kimin sevgisini karşılıksız bırakmış, kim neden ölmüş, kim arkadaşlarından kopmuş? Bunları anlayabilmek için gerçekten çaba harcamalısınız.

“Açık açık anlatamıyorum her şeyi, çünkü bir yandan da düşünüyorum, söylenmemiş bütün sözcükleri yan yana yazmayarak oluşturulacak bir öykü neden yazılsın?

Son söz benim tarzıma gitmeyen ama betimleme severlerin ,şiirsel anlatım hoşuna gidenlerin beğenebileceği bir kitap.




12 yorum:

  1. Aslında kitabın adına bakınca ilk önce çok etkileyici olduğu hissi uyandı içimde.. Yine de bi okuyup karar vermek gerek..
    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. genelde bir kitap okurken benim kafamı karıştırıyorsa ya da uslubu bi değişik gelirse o kitap okunmaz tarafımca :D gerçi son 1-2 yıldır kitap okumuyorum :S
    :( ah ah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de tempomu bu arala bayağı düşürdüm :(

      Sil
  3. Hiç Kürşat Başar okumadım ben. Aşırı betimlemeyi de sevmiyorum pek. Sanırım gündemime şimdilik girmeyecek bu kitap....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bir daha okuyacağımı sanmıyorum ama sizin sevebileceğiniz bir yazarsa mani olmakta istemem :(

      Sil
  4. hiç okumadım bu yazarıııı :)

    YanıtlaSil
  5. Nedense hiç kitabını okumadığım bir yazar :(

    YanıtlaSil