13 Ekim 2018 Cumartesi

TULLY (2018)

Marlo (Charlize Theron) ve Drew (Ron Livingston) iki çocuklu bir çifttir. Üstelik Marlo ailenin beşinci ferdine hamiledir.  
Karnı burnunda olan Marlo hem iki çocuğun bakımını hem de evin bütün sorumluluklarını üstlenmiştir.
 Özel bir çocuk olan oğlu Jonah'ın (Asher Miles Fallica) okulda yaşadığı sıkıntılara, maddi yetersizliğinin ikide bir kapılarını çalmasına rağmen Marlo annelik ve eşlik vazifelerini yerine getirmeye çalışmaktadır. 

Bu durum evin yeni ferdi dünyaya geldiğinde yavaş yavaş çökme sinyalleri vermeye başlar. 
Uykusuzluk, babanın vermediği destek, devam eden sorunlar Marlo'u erkek kardeşi Craig'in (Mark Duplass) doğum hediyesi olarak ayarladığı gece dadısını evine kabul etmeye iter.
 Gece dadısı Tully (Mackenzie Davis) Marlo'nun hayatını kolaylaştırmak için elinden geleni yapacak ve bizlere de bu tanıdık hikayenin nereye gideceğini izleyip görmek kalacak.

Anneliğin ne kadar meşakkatli ne kadar fedakarlık gereken bir iş olduğunu yeri geldiğinde daha kırkı çıkmamış bebeğiyle karısını evde bırakıp iş seyahatine çıkacak babaların ne kadar desteksiz olduğunu, bir annenin kırılma noktasına kadar nasıl direneceğini (gerçi yer yer hayattan bezen bir Marlo var inkar etmeyelim) gözler önüne seren samimi bir film Tully.
 Hoş eksik yanlarını vardı, olmasa daha güzel olur  dediğimiz yerler vardı, olsa daha iyi olacak dediğimi yerler de vardı ve ben kısacık onlara değineyim. İlk olarak eldeki malzeme güzel bilindik ama sırıtmıyor ama bazı anlar çok detaylandırılmamış, üstünkörü yazılmış izlemi aldım. Mesela Marlo'nun hayatı, zorlukları üzerinde biraz daha farklı yollarla durulsa eminim daha çok içlenirdik, daha bir severdik Marlo'u. 
İkincisi final; tek kelimeyle olmamıştı, her film illa şaşırtmamalı sevgili senaristler -her ne kadar sürpriz sonlu filmleri sevsem de- bazı filmler yüreğe dokunan bir finalle bitse daha çok sevdirir kendini emin olun. Bazı filmleri twist değil samimiyet yakışır.

 Gelelim bir kaç övgüye başta Theron'un oyunculuğu var, kadın role bürünmüş bezginliği, hormonların hissettirdiklerini itinayla yansıtmış ekrana, gerçekten iyi bir çıkarmış ortaya.
 Aynı şekilde Davis'e de bayıldım ışıltısı ekrana yansıyan sadece Marlo'nun gecesini değil bizi bile aydınlatan bir karakter oluvermeyi başarmış. Sanki odadan içeri girdiği anda bütün sorunları çözüverecekmiş izlenimi vermeyi kotarmış.
Son söz Tully senaryosu elden geçirilip, daha samimi bir final yapsaydı kesinlikle ayılıp bayılacağım bir filmdi, şimdi ise özellikle oyunculukların hatırına orta karar diyor, izleyip izlememe kararını kurguya olan ilginize bırakıyorum.

8 yorum:

  1. tıpkı tipik drama filimleri gibi geldi bana :) gene de güzel bir anlatım teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim evet dram ağırlıklı bir film :)

      Sil
  2. Bebek beklediğim şu günlerde bence bunu izlemesem daha iyi olur :-)

    YanıtlaSil
  3. izlenecekler listemin en arkasına ekliyorum o halde belki sıra gelirse :)

    YanıtlaSil
  4. Emegine saglık güel bir anlatım izliyeceğim merak ettim ;)

    YanıtlaSil