10 Aralık 2018 Pazartesi

A DISCOVERY OF WITCHES 1. SEZON İNCELEMESİ

Herkese merhaba, bugün yakın zamanda yayınlanan 8 bölümcük sürüp sezon finali yapmış ve 2 sezon onayı almayı başarmış Deborah Harkness'ın Ruhlar Üçlemesi serisinden uyarlanan A Discovery of Witches hakkında düşündüklerimi yazacağım. 
İlk olarak yorumun spoiler içerebileceğini belirteyim ayrıca dizinin konusunu, karakterleri ve yorumumu iç içe yazacağımı bilesiniz. 
Matthew Goode and Teresa Palmer in A Discovery of Witches (2018)
Cadılar, vampirler ve iblisler; insanlardan saklanarak bir yaşam sürüyorlar lakin üç türünde gücü yavaş yavaş tükeniyor. Cadılar ataları gibi güçlü değiller, iblisler delirmeye başlamış, vampirler ise artık başka bir vampir dönüştürme işlemini başaramıyorlar.

Not düşelim iblisler hakkında dizide çok bir bilgi yok ama diğer iki türün altında ezildikleri anlaşılıyor ayrıca vampirlerle ilgili bazı şeyler alıştığımızın dışında. Mesela gündüz rahat gezebiliyorlar, evlere davet olayında sıkıntıları yok vb. Cadılar ve vampirler her zaman olduğu gibi birbirine düşmanlar. Sanırım türlerin dünyasında değişmeyen tek şey bu.
Matthew Clairmont (Matthew Goode ) oldukça yaşlı bir vampir ve üç türün tükenişini laboratuvarında incelemeye çalışıyor. Ona göre bu tükenişin sırrı yıllardır aradığı Ashmole 782 adlı kitapta saklı. Matthew kafayı kitabı takmış desek yeri.
Diana Bishop (Teresa Palmer) güçlerini kullanmaktan kaçınan genç bir cadı, kendisi simya alanında araştırma yapan bir tarihçi ve çok başarılı. Oxford Üniversitesi'nde kalıcı kadroya yerleşmesine ramak kalacak kadar başarılı diyeyim en iyisi. Diana bir gün kütüphanede çalışırken Ashmole 782 kitabına ihtiyaç duyuyor ve kitabı istetiyor.
Uzun süredir kimselere görülmemiş kitap Diana isteyince ortaya çıkıyor ve Diana'nın kitabı incelemesiyle üç türünde değişik şeyler hissetmesine neden oluyor. Matthew olayları birleştiriyor ve jet hızıyla soluğu kütüphanede alıyor. Diana'nın peşine düşüyor ve onun geri iade ettiği kitabı tekrar almasını sağlamaya çalışıyor.
Matthew Goode and Teresa Palmer in A Discovery of Witches (2018)
 Diana ilk başta kitaptan uzak durmaya çalışırken kendi türü işin içine dalınca kendini bir karmaşanın içinde buluyor. Uzun yıllar önce kaybettiği ailesinin dostu olduğunu iddia eden Peter Knox'un  (Owen Teale) kitabı vampirleri ortadan kaldırmak için istediğini anlayınca bu yobaz görüş onun Matthew'e doğru çekilmesini sağlıyor.
Bu araya hemen bir açıklama sığdıralım.
Diana ile Matthew aşkının gelişimi resmen berbattı. Diana bir anda adama gözlerinden kalpler fışkırtarak bakmaya başladı ve derin bir şok geçirdim. Resmen ergen vampir dizileri gibiydi ama burada Diana liseli bir kız değil kocaman bir kadın olunca zerre inandırıcı olmadı bu aşk. Bir de Diana güçlerini kabul etmese de vampirler hakkında hiçbir halt bilmemesi kabul edilebilir gibi değil. Matthew kalbini duyuyorum diyor kız eriyip akıyor, 500 yaşından büyüğüm diyor Diana'nın gözlerini ışıldıyor. El insaf vampirlerin keskin duyuları olduğunu tahmin edemeyip Matthew bu gerçeği açıklayınca adama bir tık daha aşık oluyorsan yuh yane.
(Kayınvalide ile de tanıştı jet hızıyla)
Diana gelişen olaylardan sonra reddettiği güçlerinin  cadılar arasında yıllardır görülmeyen bir güç olduğunu anlıyor. Daha doğrusu Diana anlayana kadar cümle alem anlıyor herhalde.
Aynı Diana kendi türüne dair hiçbir şey bilmezken, büyü yapamazken, vampirlerin özelliklerini dahi bilmezken bağlanma büyüsünü nasıl bu kadar iyi bilebiliyor acaba?
Matthew ve Diana'nın yakınlaşması 3 türün ortak kurduğu topluluğu rahatsız ediyor zira asırlar önce kabul edilen anlaşma türler arası ilişkiyi yasaklamıştır üstelik Diana'nın konumu her şeyi daha sallantılı hale getiriyor.
Bu arada topluluk zerre rahat vermiyor ikiliye özellikle Diana'nın gücü Peter ve Satu'nun (Malin Buska) odağı haline geliyor. Zaten vampirleri yok edecek bir cadı olduğuna dair bir kehanet duyulunca gözler Diana'a ekstra çevriliyor.
 Satu demişken dizinin en cool karakterlerinden biri olduğunu neredeyse Diana'a denk bir gücü olduğunu belirteyim. Onun gücü eğitildiği için büyü dünyasına bayağı bir hakim. Yalnız tam da toplantı ve Diana'nın peşinden gitme silsilesinde kaybettiği gücünün dönmesi resmen saçma olmuş. İşte bunlar hep uyarlama zira kitapta gücünü kaybetmiyormuş bile.
Diana ve Matthew bir noktadan sonra saklanmaya ve Diana'nın güçlerini keşfetmesini sağlamaya çalışıyorlar bu iki durumda ikilinin oldukça sürpriz bir karar almasına neden oluyor.
Bizlere de ikinci sezonda karakterimizin verdikleri kararın neler getirdiğini görmek kalıyor. Gerçi ikinci sezon Palmer'ın hamileliği yüzünden bayağı sarkacakmış, en iyisi seriyi bitirmek.
Ortaya karışık bir yorum yaparsak...
İlk olarak ilk bölümü izleyince mest olduğumu belirterek başlayayım. Vampir, cadı vb. türlere ait bir çok yapım seyretmişimdir ama hiçbirinin ilk bölümü bu dizinin hissettirdiği kaliteyi hissettirmedi. Oxford'un mekan seçilmesinden mi, Bodleian Kütüphanesi'nin her kitapseveri etkileyecek atmosferinden mi, el yazmasının gizeminden mi, vıcık vıcık aşk sahneleri olmayışından mı (henüz), oyuncuların benzer yapımlara göre rollerine bir tık daha iyi bürünmelerinden mi, fantastik bir diziyi lise çevresinden uzakta izlememizden mi bilemeyeceğim ama ilk bölüm Diana'nın Matthew'i büyüleyişi gibi beni büyüledi.
 Tabi bu yazdıklarım sadece ilk bölüm için geçerli zira dizinin bölümleri ilerledikçe düşüşü de hızlandı.
İlk bölümden sonraki düşüşün en büyük sebebi iki ana karakterin birbirine aşık oluşunun rezalet gelişimiydi ki onu yukarı yazdım. İkinci sebep 8 bölümün uyarladığı kitabın 600 küsur sayfa olmasından kaynaklı bir durum kitabın anlatacak çok şeyi var ama dizinin 43 dakikalık 8 bölümü var. Bu durum detaylandırılması gerektiği halde  detaylandırılmayan şeyler doğruyor. Bazı şeyler o kadar hızlıca veriliyor ki içinizde bir yavaş olun diye geçiriyorsunuz. Mesela bir bölümde Diana'nın babasıyla ilgili bir şey öğreniyoruz ve Diana bunu daha bilmeden babasıyla aynı şeyi tam da bunu öğrendikten sonra yapabiliyor. Türlerin dünyası, el yazmasının sırrı neredeyse yok denecek kadar az işleniyor. Mesela dizinin yorumlarında herkes iblislerin özelliği ne diye sorup durmuş. 8 bölümün sonundan dizi en azından bu cevabı bize vermeliydi. Son olarak vampirlerin oynarken biraz fazla kastıklarını düşünüyorum.
Maddeler biraz az gözükebilir ama emin olun dizinin bütünün  de göze batıyor.
Son söz A Discovery of Witches ilk bölümün vadettiğini veremese de uyarlandığı seriyi alıp, okutacak kadar merak uyandırıcı olmayı başarmış bir yapım. 

10 yorum:

  1. ilgimi çekti ama hataları çokmuş..

    YanıtlaSil
  2. İlginç geldi araştıracagım okumaya çalışacagım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okunması daha keyifli olacak diye tahmin ediyorum :)

      Sil
  3. Büyüler ve büyücüler ilgimi çekse de vampir ve kurtları sevmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dizideki vampirler ilk başta popüler vampirlere benzemiyor ama gene de okunacak izlenecek çok şey varken sevdiğimiz türe zaman ayırmak gerek :)

      Sil
  4. Çok fazla film seven bir insan değilim ancak tanıtım yazılarınızdan bayağı kültürleniyorum çok teşekkürler.

    YanıtlaSil