13 Haziran 2019 Perşembe

EL SECRETO DE SUS OJOS / THE SECRET IN THEIR EYES - GÖZLERİNDEKİ SIR (2009)

Adliyede çalışan zabıt katibi Benjamín Esposito (Ricardo Darín) emekli olduktan sonra kendini 25 yıl evvel çalıştığı davanın kitabını  yazmaya adar.
 Bunun için o yıllarda birlikte çalıştığı Irene Menéndez Hastings'i (Soledad Villamil) ziyaret eder.
Şimdilerde yargıçlık yapan Irene eski dostunu neşeyle karşılar ve söz konusu kitaba gelip de Esposito Morales davasını yazmak istiyorum diyene kadar bu neşeli tavırları devam eder.  Morales davası Irene'i şoka uğratsa da Benjamin'e yardım amaçlı küçük öneriler yapıp ona bir de A harfini yazmayan bir daktilo verir. 
Bizler de bu arada 1974 yılına dönüp Benjamin'in kitabına konu olan Morales davasını öğreniriz.

 Aslında bu dava başka bir daireye verilmesi gerekilen bir dava iken o dairenin şefinin  işgüzarlığı sayesinde vaka Irene'nin şefliğini yaptığı Benjamin ve Pablo Sandoval'ın (Guillermo Francella) çalıştığı daireye kalıyor. Benjamin yakına yakına olay yerine giderken, oraya varıp da Liliana Coloto'nun (Carla Quevedo) hunharca katledilmiş bedenini görünce her şey uçup gidiyor, geriye sadece dumura uğramış Benjamin kalıyor. 
Karısının tecavüze uğrayıp öldürüldüğünü kocası Ricardo Morales'e (Pablo Rago) haber verecek olan polisinin peşine düşen Benjamin Morales'in her anına tanıklık ediyor.
Benjamin bir sürü olaylar silsilesinden sonra katile dair sağlam bir ipucu yakalıyor ama sonrasında olaylar daha bir karışıyor ve elleri boş başladıkları yere dönüyorlar hatta daha da kötüsü dava dosyasının kapatılmasına neden oluyorlar.
Bir günümüze dönüp kitap yazma çabasındaki Benjamin'i izliyoruz bir geçmişe gidip katili bulmaya çalışan Benjamin ve Sandoval'ı izliyoruz.
Bakalım bu olaylar nasıl bağlanacak?
El Secreto De Sus Ojos hakkında uzun uzun konuşulacak filmlerden biri. Ben biraz kısa kesmeye çalışacağım bakalım ne kadar başarılı olacağım?
İlk olarak filmin başlarında nedendir bilinmez kendimi evimde hissettim, filmin atmosferine kapıldım gitti. Bir anda içine düştüğümü Morales davası ise yüreğimizi cız ettirecek cinstendi. Bu ana kadar filmde Romano (Mariano Argento) diye bir karakterler tanıştık ki tanışmaz olaydık dediğimiz cinsten biri.
 İşine gelmeyen davalara istediğini yükleyip sonrada çok iş havası yapmış veren bir insan işte bu insan Benjamin'i hayatını değiştirecek davayla tanıştırıyor. Filmin bütüne bakarsak bu davanın Benjamin, Sandoval ve Irene'in hayatlarının yönünü değiştirdiğini söyleyebiliriz. Emin olun bu küçük bir yön değiştirme değil.
Davanın derinine indikçe anlıyoruz ki film sadece gizem - polisiye türüne değil drama da hizmet ediyor. Film adaletsizliğe, pişmanlığa, geçmişle hesaplaşmaya ve en önemlisi kavuşamamış aşıklara yer veriyor. Her şey kıvamınca, abartmadan...Yer yer yapılan tespitleri, ortamı yumuşatan esprileri ve hatta kapanmayan kapıları unutmamak lazım.
Bu noktaya kadar ne kadar övsem de şöyle bir şey var ki bir fotoğraftan katili bulabilmek biraz uçuk değil mi? Bir de koca stadyumda iki kişinin aynı katili bulmaya çalışması, polisin katili beklerken "neye benziyordu?" diye sorması... Aslında bazıları çok gözüme çarpmasa da okuduğum bir kaç yorum sayesinde ne kadar zorlama olduğunu düşünmeye başladım bu kısımların :(
Bu kısımları geçersek gerim gerim geren asansör sahnesi ve Irene'in o sahnede mimikleri ile bizi mest etmesi unutulmaması gereken yerlerden.
Zaten film boyunca Irene ve Benjamin bakışları ile mimikleri ile bir şeyler anlatmaya çabalayan karakterlerden oldular. 
Oyunculuklar bir hayli başarılıydı özellikle Sandoval, Benjamin ve Irene döktümüşlerdir. 25 yıl sonrasında  eksik hatırlamıyorsam 4 kişiyi yaşlandırmışlardı, ana karakterlerin makyajı gayet iyiyken diğer karakterlerden özellikle birine hiç özenilmemişti ki aynı karakter bir dakika falan görünüp o kısımda da karanlıkta kaldığı için böyle bir yola başvurduklarını düşünüyorum. Ama özensizlik ne yazık ki belliydi. 
Gelelim filmin sonuna bazı yerlerde şaşırtan son falan dense de kesinlikle şaşırtan son diyemeyeceğim bir final yaptı. Her ne kadar şaşırmasam da Yaşlanan üç karakterin birlikte çektiği beş dakikalık kısımı bir hayli etkileyici bulduğumu itiraf edeyim. 
Son söz oldukça kaliteli bir film olan El Secreto De Sus Ojos küçük bir kaç kusurları görmezden gelindiğinde, sürpriz son beklentisine de girilmemişse izleyenlerin beğenisini kazanabilir. 


Spoiler içeren bir kaç cümle...
Morales'in Gomez'i kaçırması ve bunun hiçbir yere yansımaması Irene ve Benjamin çiftinin yıllarca ayrı kalıp başkalarıyla evlenmelerine yol açmış. Bu açıdan bakıldığında film sağlam bir ironiye imza atmış.

16 yorum:

  1. Bloğunuzu yeni keşfettim, ziyarete beklerim. İlginizi çekecek film/dizi/kitap/belgesel yorumlarım ilginizi çekebilir.

    YanıtlaSil
  2. 25 yıl önceki bir davanın kitabını yazmaya adamasıyla başlayan süreç "gözlerindeki sır" filmini iyi yorumlamışsınız,emeğinize sağlık..😊 yeni siteniz mi,hayırlı olsun..🙂

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir filme benziyor izleyeceğim :)

    YanıtlaSil
  4. eveet benim de en iyi filmler listemde var buuuu :) bi de yüzündeki sır var bak (phoneix) :)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir konusu var.Sen de baya güzel yazmışsın.Hemen açıp izleyesim geldi:)

    YanıtlaSil
  6. sayenizde birçok film ögreniyorum, bu filmi de izleyecegim :)

    YanıtlaSil
  7. Ben sonunda çok şaşırmıştım ya. Aklıma birkaç tahmin gelmişti ama sonunu tahmin edememiştim ve izlediğimde çok etkilenmiştim.

    En sevdiğim filmlerden biridir. Oyuncuların gözleriyle oynadığı sahneleri özellikle sevmiştim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok sevdim bu filmi, oyunculuklar muazzam zaten. Sonu için aşırı şaşırtmalı diyemem ama :(

      Sil