Altın Bilek Yayınları'ndan çıkan çok güzel bir romanın tanıtımıyla karşınızdayız.
Gerek kapağı gerek konusuyla göz dolduran kitabımız pek çok kitapseverin ilgisini çekecek gibi duruyor.
1691 yılının Floransa’sı…
Rönesans daha gerçekleşmemiş, kentler büyük bir karanlık altında, herkes şüpheli, her şey yasak ve özgürlük ise ölümüne korkulan bir halde… Aydınlanma dönemi artık çok yakın ve toplumda bunun izlerini okumak mümkün olsa da, bilgi hâlâ en büyük güç ve sadece çok küçük bir zümrenin elinde…
Büyük suçlamalarla baş etmek zorunda kalan Geatano Zummo ise tüm bu karanlığın ortasında, kafasında aydınlanma fikirleri olan ama zor durumda kalan bir adam. Yirmi yaşındaki güzel kölesini önce serbest bırakmak, sonra da onu korumak adına hayatını ortaya koyan büyük bir kahraman… Kölesine duyduğu aşk, engizisyonun baskısı, siyasi çevrenin harareti, komplolar ve sonu gelmeyen entrikalar…
17. yüzyıl Fransa’sında geçen soluk kesen bir öykü, içinizi titretecek bir aşk hikâyesi, ayak oyunları, entrikalar ve ihanetlerle dolu bir çağın panoraması… Mahremiyet, adının aksine olmayan bir mahremiyeti ve bireysel dünyanın imkânsızlığını, aşkın karşı konulamaz halini ve cesaretin gücünü anlatıyor.
“Rupert Thomson’un 17. yüzyıl Floransa’sını anlattığı, entrikaları açığa vuran başyapıtı…”
Stephanie Merritt – The Guardian Gazetesi
“Bir yanda Medici ailesi üyesi dükler, diğer yanda ezilen ve fakir insanlar ve tabii aşkın öne geçilemez hali… Thomson bize olağanüstü bir okuma zevki sunuyor. Yeniden okumak istediğim çok az kitaptan biri…”
Allan Massie – The Scotsman Gazetesi
“İlham verici ölçüde gerçek, tutkunu olacak kadar şahane…”
Philippa Gregory – Boleyn Kızı’nın yazarı
“Gümüşten çığlıklar, altından gözyaşları ve çürümüş bir masumiyet… Bu devir ve bu muhteşem kurgu, tezatlar içinizi delip geçecek…”
Adam-Mars Johns – London Review of Books
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder