1 Eylül 2014 Pazartesi

DÜŞMÜŞ MELEKLER ŞEHRİ (ÖLÜMCÜL OYUNCAKLAR 4)-CASSANDRA CLARE

Kitap Künyesi
Adı:Düşmüş Melekler Şehri
Orijinal Adı:City Of Fallen Angels
Yazarı:Cassandra Clare
Çevirmen.Zeynep Heyzen Ateş
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa:489
İlk üç kitap incelemesi için tık tık.
Uyarı Kemikler Şehri, Küller Şehri, Camlar Şehri kitaplarına dair yer yer spoiler içeren bir   yazı olacaktır
Jace Clary'in isteği sayesinde Melek Raziel tarafından ölümden döndürülmüştü. Jace ve Clary'in kardeş olmadıkları ortaya çıkmıştı. Valentine ve oğlu ölmüştü.Simon Clary’in çizdiği Kabil mührü sayesinde vampirler tarafından öldürülmekten kurtulmuştu. Yani anlayacağınız her şey güllük gülistanlıktı. Tabi ki biz öyle sandık.

Jace Clary’e karşı oldukça mesafeli davranmaya başlamıştı. Gözleri,sözleri,tavırları “Clary seni seviyorum” diye bağırsa da bazı anlar Clary ile arasına kalın bir duvar örüyor ve Clary’i düşünmeye itiyordu.

Simon ise Camile adlı yaşlı ve güçlü  bir vampir tarafından ittifaka çağrılır.Ayrıca eskiden sevgili bulamayan arkadaşımız şimdi iki kızla çıkmaktadır. Isabelle  ve Malia… Anlayacağınız aşk hayatı ileride Simon’a pahalıya patlayacak. Ayrıca müzik grubuna yeni katılan Kyle ise Simon’un hayatına hemencecik girivermiştir.Ve en önemlisi Simon vampirlik durumlarından hala annesine bahsetmemiştir. Ha bir de peşinde onu öldürmeye çalışan birileri var söylemiş miydim?

Alec ve  Magnus tatilin keyfini çıkarırlarken gelişen olaylar onları tekrar enstitüye getirir.Ayrıca öyle bir an gelir ki Alec Magnus ile ilişkisinin kendisi ölene kadar süreceğini anlar. Magnus sonsuza kadar yaşayacağı için Alec'ten sonra da sevgilileri olacaktır.Bu gerçek  Alec'in kafasına dank eder. 

Jocelyn ve Luke ise evlenmek üzeredirler. Düğün hazırlıkları ve kutlamalar tam gaz devam etmektedir.
Tüm bunların yanında gölge avcıları teker teker öldürülmeye başlar. Üstelik bu ölümler tahmin edilemeyecek kadar büyük bir olayın parçasıdır.

Normalde Camlar Şehri'nin serinin son kitabı olması gerekirken yazar seriye bir üç kitap daha ekleme kararı almış.Açıkçası serinin son kitabını okuyana kadar serinin uzatılması hakkında bir yorum yapamayacağım.
Gelelim yorumuma Jace her daim favori karakterim. Her koşulda ,kimi zaman ne kadar mesafeli olsa da,Clary'e sevgisini göstermekte üstüne yok. Bazı anlar geliyor ki içimizin yağları eriyor.Ayrıca bir ara herkesin "ayrılacaksan söyle" deyişini garipsemesi çok şekerdi. (Seviyorum işte karakteri )
Gelelim Alec'e. Ah Alec ah sen ne zannediyorsun bilmiyorum ama kaç yüz yaşında olduğunu unuttuğum Magnus Bane'nin senden önce ilişkileri olmadığını mı düşünüyorsun? Yoksa Magnus'un seni ölümsüz yapmak için sana psikolojik baskı yapmamasına mı içerleniyorsun anlamadım.
Magnus demişken hali ,tavırları,esprileri her daim on numara. Zaten Magnus Bane ve Jace kitapta hiçbir halt olmasa dahi bana bu seriyi okutturacak kadar iyi çizilmiş iki karakter. Gerçi seride dönen gizemli olaylar,akıcı kurgu kendi başına götürüyor işi,hakkını yemeyelim şimdi.

Gölge avcılarını öldüren kim,daha da önemlisi sebebi ne,Simon'un peşindekiler kim,Jace'nin halinin tavırlarının altında yatan ne?
Sorular sorular... Sanmayın ki kitap bittiğinde her şey açıklığa kavuşacak...


Alıntılara geçmeden bazı alıntılarda Kyle'e dair azıcık spoiler olabilir,ama alıntılar o kadar keyifliydi ki eklemeden edemedim.


“Yani vampir olduğumu öğrendiğin için beni evden atmamakla kalmayacak ,hatta istesem bile gitmeme izin vermeyecek misin? ”diye sordu Simon.
“Bir bakıma,” dedi Kyle.”İstersen taşınabilirsin ama ben de seninle gelirim”
“Sana gerek yok,” dedi Jace. “Ben Simon’a gayet iyi göz kulak oluyorum.Onu sadece ben itip kakabilirim,bu herife başka kimse dokunamaz.”



“Sana gelince,” dedi Jace’e.”Sanırım seninle de görüşeceğiz.Tanıştığım ilk gölge avcısı sensin.”
“Çok kötü,”dedi Jace.”Bundan sonra tanışacaklarının hepsi seni hayal kırıklığına uğratacak.”



“Vampirlerden nefret etmiyorum,”dedi Kyle. “Ama onun türünü sevdiğim söylenemez.” Parmağıyla Jace’i işaret etti. “Kendilerini herkesten üstün görürler.”
“Hayır,”dedi Jace. “Ben kendimi herkesten üstün görmüyorum,zaten öyleyim. Bunu pek çok kez ispatladım.”
Kyle Simon’a döndü. “Hep böyle midir?”
“Evet”
“Onu kimse susturmuyor mu?Bir temiz döverek falan?”
Jace dövüş pozisyonu aldı. “Umarım şansını denersin.”



“Biliyor musun,bazıları gölge avcılarının efsane olduğunu düşünüyor.Mumyalar ve cinler gibi…”Kyle Jace’e bakıp sırıttı. “Dilek dilesem yerine getirebilir misin?”
Kyle’ın Clary’yi şirin kızıl olarak tanımlaması Jace’in hoşuna gitmemişti.Yüzü rahatsız edici bir şekilde gerildi. “Duruma göre değişir,”dedi. “Suratına yumruk yemeyi mi dileyeceksin?”



Simon ikisine bakıp başını salladı. “Ne zaman arkadaş oldunuz? Dün gece En üstün savaşçı benim!Hayır en üstün savaşçı benim! diye birbirinizin boğazına sarılmak üzereydiniz ve bu sabah bir bakıyorum,Halo oynayıp birbirlerinizin fikirlerini takdir ediyorsunuz.”
“Ortak bir noktamız olduğunu kavradık,ikimizin de canını sıkıyorsun,”dedi Jace.




“Bana nutuk atmaya kalkma ,çocuk.”Kraliçe’nin gözleri elinde telefonla ormanın kenarını arşınlayan Jace’e kaydı. “O çok yakışıklı,” dedi. “Senin ona neden aşık olduğunu görebiliyorum.Ama o neden sana aşık?”
Clary’nin buna verecek yanıtı yoktu,Jace’in neden onu sevdiğini bilmiyordu.
“Cennetin kanı sizi birleştiriyor,” dedi Kraliçe. “Kan kanı çeker ama aşk ve kan aynı şey değildir.”


Magnus,Simon’un neler düşündüğünü anlamışçasına ona döndü. “Bizi mi dinliyordun,vampir?”
“Vampir diye çağrılmaktan hoşlanmıyorum,benim bir adım var,”dedi Simon.
“Sanırım ezberlesem iyi olacak.Ne de olsa yüz,iki yüz sene sonra sadece senle ben kalmış olacağız.”



“Ama birbirlerine aşıklar,” diye itiraz etti Clary. “Aşk zor zamanlarda sevdiğinin kişinin yanında olmak değil midir? Ne olursa olsun diğerine destek olman gerekmez mi?”
 Luke nehre baktı.Karanlık sular ay ışığının altında yavaşça akıp gidiyordu. “Bazen sadece aşk yetmez,Clary.”



“Haklısın,” dedi Jocelyn onu şaşırtarak. “Onu tanımıyorum ama bana annesini hatırlatan bir havası var.Neden bilmem,aslında onun gibi görünmüyor.Gerçi o da çok güzel bir kadındı ve aşırı kırılgandı…”
“Kırılgan mı?” Clary şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı.Birinin Jace’in kırılgan olduğunu düşüneceği aklının ucundan bile geçmezdi.
“Ah,evet,” dedi Jocelyn. “Stephen’ı Amatis’ten uzaklaştırdığı için o kadına kızabilmeyi çok istemiştim ama Celine’de onu korumayı istememe yol açan bir kırılganlık vardı.Jace’te de aynısı var.” Anılara daldı. “Belki de güzel şeyler çabucak kırıldığı içindir.”



Magnus onun yanağına dokundu. Zeminden de soğuktu. “Sen geçmişimsin,” dedi kederli bir sesle. “Alec ise geleceğim.”


…,spor yapan insanlar görülebiliyordu. Büyük kısmı koşu bantlarında koşuyordu. Koşup koşup hiçbir yere varmamak,,diye düşündü Simon. İşte benim hayatım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder