Kitap Künyesi
Adı: Mavi Çemberli Adam
Orijinal Adı: L'homme Aux Cercles Bleus
Yazarı:Fred Vargas
Çevirmen:Deniz Öztürk
Yayınevi: İnkılap Yayınları
Sayfa:269
İleride oldukça başarılı bir okyanus bilimci olduğunu öğreneceğimiz, insanları takip etmeyi kendine iş edinmiş Mathilde Forestier'ın görme engelli Charles Reyer ile tanışmasıyla başlıyor kitap.
İleride oldukça başarılı bir okyanus bilimci olduğunu öğreneceğimiz, insanları takip etmeyi kendine iş edinmiş Mathilde Forestier'ın görme engelli Charles Reyer ile tanışmasıyla başlıyor kitap.
Ardından kitabın ana karakteri namı alıp başını gitmiş Jean-Baptiste Adamsberg ile tanışıyoruz. Kendisi dağlarda yaşamış oralarda işlenen cinayetlerin izini sürmüş ve başarısı onun Paris'e komiser olarak atanmasını sağlamış. Ama o her daim paspal, ilgisiz halini bir gram değiştirmemiş hatta zamanında ona Orman Çocuğu lakabı takılmış o derece. Adamsberg'ı farklı kılan en önemli şey ise cinayetleri çözme şekli, o konuştuğu insanlardan akan zalimliği görebildiğini iddia ediyor. Eğer bir katil ile konuşursa muhakkak hissediyor o kişinin üstüne gidiyor ve cinayeti başarıyla çözmüş oluyor. Cinayet çözme aşaması oldukça soyut.
O dönemde Paris'in sokaklarına mavi çember çizmeyi iş edinen birinin haberlerini okuyor Adamsberg ve içine bir kurt düşüyor. Mavi çemberli adamın işi büyüteceğini hissediyor. Ve müfettiş Adrien Danglard'a çizilen bütün mavi çemberleri ve içindeki nesneleri fotoğraflaması görevini veriyor. Tabi bu fazlasıyla komik bir iş bir çember, çemberin üzerinde "Victor büyü kara, ne işin var dışarıda?" yazısı, içinde bir bigudi ve bunun etrafında iki polis...
Adamsberg mavi çemberli adama kafayı takmaya başladığı dönemde Mathilde hayatına giriyor emniyete gelip Charles Reyer'i bulmalarını istiyor, bu fasılda Adamsberg ile tanışıyor ve ona mavi çemberli adamı bir kaç kez uzaktan gördüğünü söylüyor. Adamsberg hem ona Reyer'in adresini veriyor hem de kadını yakın markaja alıyor.
Bütün bu hengamede Adamsberg'in aklı eski aşkı Camille 'e kayıyor ve onun ölüp ölmediğini merak ediyor. Ki kitabın bir kısmında Camille'e yer yer rastlıyoruz.
Aradan biraz zaman geçiyor ve Adamsberg'in tahmin ettiği şey başına geliyor ve Paris sokakları mavi çemberlerin içindeki cesetlerle haşır neşir oluyor. Adamsberg ise katili bulmak için kolları sıvıyor.
Gelelim yorumuma kitabın başından son 50 sayfasına kadar sıkıntıdan öldüm inkar etmeyeceğim, Adamsberg'in dalgın, bilmiyorum'lu halleri, içinden gelen hisle katilleri bulması ve sıkıcı ruh halleri beni baydı. Oysaki ben biraz daha somut, cinayetin çözülmesi aşamasında birebir dedektifin yanında olacağımız bir macera bekliyordum. Sadece Adamsberg değildi sorun olaylar bana durağan biraz da kopuk geldi kitap elimde uzadı da uzadı. Ama son 50 sayfa fazlasıyla aksiyonlu, olaylar çözülmesi oldukça zekiceydi. Belki kitabın 200 sayfasında göremediğim performansın kat kat fazlasını yazar son 50 sayfaya saklamıştı.
Serinin devam kitapları elimde olduğu için yazarı ara ara okumaya devam edeceğim ama eğer kitaplar elimde olmasaydı çokta devam edeceğimi sanmıyorum. Tamam son güzel ama kitabın sonuna gelene değin içim darlanmasın ama değil mi?
Son söz olarak giriş ve gelişme bölümleri sınıfta kalan ama sonuç bölümü yıldızlı pekiyi alan bir dedektif romanıydı Mavi Çemberli Adam.
Eski ben olsam okurdum ama artık kitap sarmayınca bırakıyorum. 200 sayfa dayanamam :-)))
YanıtlaSilCep boy olduğu için okunması bir tık kolay oldu, sarmayan kitapları genelde yarım bırakmasam da bir sürelik mola verme gibi bir huy edinmeye başladım :)
SilYazınızı keyifle okudum. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilYorumun çok güzel olmuş. Aynen ben de özellikle de klasikleri cep boy okuyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler, aslında ben cep boyu pek tercih etmem ama bu seri sanırım sadece cep boy şeklinde basılmış.
Sil