Kitap Künyesi
Adı:Yalnızca Rabbine Yönel
Yazarı:Ömer Doğan
Yayınevi: Hayat Yayınları
Sayfa:334
Hayat Yayınları'nın Aşkla Dokun Hayata serisinin 4 numaralı kitabının incelemesiyle sizlerleyim.Serinin şimdilik 4 kitabı çıktı "Bana Aşkımızı Anlat” – “Aşk-ı Rana" “Yalnızca Rabbine Yönel” ve "Gülsima Ağlama Ne Olursun"... Serinin konuları bağımsız hatta yazarları farklı.
Kitabımız okuyucularını aşkın ayrılıktan kavuşmaya, hüzünden coşkuya kadar tüm duygularını taşıyan bir yolculuğa çıkarıyor, aşk, insanoğlunun kalbinde hala şarkılarını söylemeye devam ediyor. Siz de Hayata Aşkla Dokunmaya Var mısınız?
"Düşüncesizlikten uzaklaşmak aşkıyla rüzgarların bilinmez,kestirilmez esmelerine bırakıvermemiş miydim hayatımın hüzünlü aşk ıslığını?Rabbe yaşayarak ulaşmak için çıkmamış mıydım bu uzun yolculuğa?"
Karakter yola 3 yıl olmuş. Başlıyor o andan itibaren yolculuğu kısa kısa bölümlerle anlatmaya. Kah bir trenin vagonunda biletsiz kalıyor ,kah bir vapurda yağmurda ıslanmamak için içeri geçiyor.
"Hazır öğretilerden,sinsi dayatmalardan vazgeçişin ve ruhumu kemiren görünmez azılı dişleri sökmenin yegane koşulu,yalnızlığın yurduna iltica etmektir."
Her daim yaşanan her şeyden,gözlemlediklerinden,duyduklarından bir ders çıkarmayı kendine görev biliyor karakter. Bıkmadan usanmadan hem arayışına devam ediyor hem de dersini çıkarıyor. Kendi aforizmalarını bile bizle paylaşıyor.
"Aşkı aşk yapan kaybettiğimiz ötekimizin var olduğunu ve bizimleyken bizden ayrı düştüğünü bilmeyi idrak edemediğimiz bir bilince,kavrayışa,hisse sahip olmamızdır;aşkı ölümcül ve yaşamsal kılan."
Genel olarak süreye uymadığından bahsediyor. Ki bu konuda benim bolca takdirimi kazanıyor. Neden herkesin sürüye uyması bekleniyor,sürüye uymayana öcü gibi bakılıyor. Neyse yazar bu konuya bolca değiniyor.
"İnsan yolculuğunun kendine,ruhuna,hakikate,aşka ve evrenselliğe olan biçiminde öyle tarifi zor engellere,çıkmazlara düştüğünü,düşürüldüğünü;fakat nedense herkes gibileştiğinde ,mala mülke,süse kariyere,gümüşe altına,liderliğe,egemenliğe doğru yönünü,yüzünü kalbini,ruhunu çevirdiğinde kısa sürede amaca ulaştığını ve hiçbir "Dur!" işaretiyle karşılaşmadığını,karşılaştırılmadığını kavramıştım yollardayken.
En çok değindiği bir diğer konu ise insanın insana yaptığı kötülük. Evet günümüzde bu konulardaki mağduriyetlerimiz diz boyu olduğu için yazar bir kez daha can evimizden vurmayı başarıyor.
"Yeryüzünde aynı gök kubbe altında,tek olan geniş mekanda "mecburi yaşamak" zorunda olanların birbirlerine kötülük yapmalarını bir türlü idrak edemiyordum.Her şeyin ölümlü olduğu bu alemde ,paylaşılamayacak kadar "değerli kılınan" mülkün gerçek sahibini,neden unuttuklarını ve niçin anlamak istemediklerini kavramakta güçlük çekiyordum."
"Gidişlerimin altında yatan etken,yazmak ya da bir şeylerden kaçmak,farklı olmak yahut bir macera peşinde koşmak değildi:Hicret her vakit mekan ve zaman değişikliği değildir.Bazen olduğun,bulunduğun yerin kapılarını,pencerelerini dış aleme kapatmak demektir."
Bu yolculukların birinde gerçekleri insanın yüzüne gerçekleri çarptığı için modern bir kentten kovuluyor. Burada gelişen olaylar toplumun ilerleyişini bir kez daha gözler önüne seriyor orası aynı.
"Başka bir dünyanın olduğunu bildikleri halde adaletsizliği,böbürlenmeyi,üstün olmayı,nefreti tercih ettiklerini de çözemiyordum."
Bakalım bu yolculuk karakterimizi amacına ulaştırabilecek mi?
"Sözle değil yaşamımla yargılıyordum hüviyetimi.Hile,entrika,kötülük gibi şeytani huylardan ayrı kalalı kavuştuğum aşk ve iyilik,sevgi,güzellik kavramlarının ayrıcalıkları manevi kalem olmuştu."
Gelelim yorumuma öncelikle en çok hoşuma giden bir kaç yeri söyleyerek başlayayım.İlkin nede bilmem ama karakterin bir plağı almadığı bir yer vardı,beni etkiledi gerçekten. Sonra Zühre yıldızın hikayesi ve Harut ve Marut melekleri.
Onun dışında yazarın okudukça,özümsendikçe hayat felsefesi haline getireceğimiz bazı tespitleri vardı ki değinilmeden geçilmez,zaten yukarıyı okuduysanız az çok anlamışsınızdır.
Oldukça edebi bir dil,yapılan sağlam tespitler...
Son olarak Aşkla Dokun Hayata serisinin iki kitabını okumuş bulunmaktayım eğer edinirsem diğer kitapları da okurum :)
Hayat Yayınları'nın Aşkla Dokun Hayata serisinin 4 numaralı kitabının incelemesiyle sizlerleyim.Serinin şimdilik 4 kitabı çıktı "Bana Aşkımızı Anlat” – “Aşk-ı Rana" “Yalnızca Rabbine Yönel” ve "Gülsima Ağlama Ne Olursun"... Serinin konuları bağımsız hatta yazarları farklı.
Kitabımız okuyucularını aşkın ayrılıktan kavuşmaya, hüzünden coşkuya kadar tüm duygularını taşıyan bir yolculuğa çıkarıyor, aşk, insanoğlunun kalbinde hala şarkılarını söylemeye devam ediyor. Siz de Hayata Aşkla Dokunmaya Var mısınız?
Bu incelemede bol bol alıntı kullanacağım,çünkü yazarın anlatmak istediklerini size öyle düz bir şekilde ifade edemeyeceğimi düşünüyorum. Kitabı okurken özümsemeniz gereken yerlerden sadece birkaçı...
"Bitmeyen bir azimdi,beni sevgilinin gönlündeki uçsuz bucaksız diyarlara ulaştıran.Dinmeyen hoş bir sedaydı şiirim.Anlattıkça çoğalan bir renktim:Gökkuşağıydım!"
Kitabın bir ana karakteri var. Kendisi Rabbini bulmak için evini barkını bırakıp,kendini yollara atıyor.Amacı böyle bir yolculukla,yavaş yavaş pişerek,hakikatleri görmek ve Rabbine yakınlaşmak.
Karakter yola 3 yıl olmuş. Başlıyor o andan itibaren yolculuğu kısa kısa bölümlerle anlatmaya. Kah bir trenin vagonunda biletsiz kalıyor ,kah bir vapurda yağmurda ıslanmamak için içeri geçiyor.
"Hazır öğretilerden,sinsi dayatmalardan vazgeçişin ve ruhumu kemiren görünmez azılı dişleri sökmenin yegane koşulu,yalnızlığın yurduna iltica etmektir."
Her daim yaşanan her şeyden,gözlemlediklerinden,duyduklarından bir ders çıkarmayı kendine görev biliyor karakter. Bıkmadan usanmadan hem arayışına devam ediyor hem de dersini çıkarıyor. Kendi aforizmalarını bile bizle paylaşıyor.
"Aşkı aşk yapan kaybettiğimiz ötekimizin var olduğunu ve bizimleyken bizden ayrı düştüğünü bilmeyi idrak edemediğimiz bir bilince,kavrayışa,hisse sahip olmamızdır;aşkı ölümcül ve yaşamsal kılan."
Genel olarak süreye uymadığından bahsediyor. Ki bu konuda benim bolca takdirimi kazanıyor. Neden herkesin sürüye uyması bekleniyor,sürüye uymayana öcü gibi bakılıyor. Neyse yazar bu konuya bolca değiniyor.
"İnsan yolculuğunun kendine,ruhuna,hakikate,aşka ve evrenselliğe olan biçiminde öyle tarifi zor engellere,çıkmazlara düştüğünü,düşürüldüğünü;fakat nedense herkes gibileştiğinde ,mala mülke,süse kariyere,gümüşe altına,liderliğe,egemenliğe doğru yönünü,yüzünü kalbini,ruhunu çevirdiğinde kısa sürede amaca ulaştığını ve hiçbir "Dur!" işaretiyle karşılaşmadığını,karşılaştırılmadığını kavramıştım yollardayken.
En çok değindiği bir diğer konu ise insanın insana yaptığı kötülük. Evet günümüzde bu konulardaki mağduriyetlerimiz diz boyu olduğu için yazar bir kez daha can evimizden vurmayı başarıyor.
"Yeryüzünde aynı gök kubbe altında,tek olan geniş mekanda "mecburi yaşamak" zorunda olanların birbirlerine kötülük yapmalarını bir türlü idrak edemiyordum.Her şeyin ölümlü olduğu bu alemde ,paylaşılamayacak kadar "değerli kılınan" mülkün gerçek sahibini,neden unuttuklarını ve niçin anlamak istemediklerini kavramakta güçlük çekiyordum."
Zaman geçtikçe yolculuk ilerledikçe yazar kendini amacına hizmet eden yerlerde konaklarken buluyor.Bazen bir öğrenci oluyor,bazen üstatlara taş çıkartan bir öğretmen.Ama hiçbir yerde durmuyor. Burası benim kalıcı yerim yurdum demiyor.
Bu yolculukların birinde gerçekleri insanın yüzüne gerçekleri çarptığı için modern bir kentten kovuluyor. Burada gelişen olaylar toplumun ilerleyişini bir kez daha gözler önüne seriyor orası aynı.
"Başka bir dünyanın olduğunu bildikleri halde adaletsizliği,böbürlenmeyi,üstün olmayı,nefreti tercih ettiklerini de çözemiyordum."
Bakalım bu yolculuk karakterimizi amacına ulaştırabilecek mi?
"Sözle değil yaşamımla yargılıyordum hüviyetimi.Hile,entrika,kötülük gibi şeytani huylardan ayrı kalalı kavuştuğum aşk ve iyilik,sevgi,güzellik kavramlarının ayrıcalıkları manevi kalem olmuştu."
Gelelim yorumuma öncelikle en çok hoşuma giden bir kaç yeri söyleyerek başlayayım.İlkin nede bilmem ama karakterin bir plağı almadığı bir yer vardı,beni etkiledi gerçekten. Sonra Zühre yıldızın hikayesi ve Harut ve Marut melekleri.
Onun dışında yazarın okudukça,özümsendikçe hayat felsefesi haline getireceğimiz bazı tespitleri vardı ki değinilmeden geçilmez,zaten yukarıyı okuduysanız az çok anlamışsınızdır.
Oldukça edebi bir dil,yapılan sağlam tespitler...
Son olarak Aşkla Dokun Hayata serisinin iki kitabını okumuş bulunmaktayım eğer edinirsem diğer kitapları da okurum :)
okunacak kitaplara bir yenisi daha eklendi:)
YanıtlaSilUmarım seversiniz :)
SilEpeyce birikmiş kitabım var. Yaşasın günler uzadı.
YanıtlaSilEvet okunacak kitaplar bende de dizili :)
Silbende çok merak ediyorum inşallah ilk fırsatta okurum
YanıtlaSilUmarım seversiniz :)
SilManevi değeri yüksek bir kitap,ben de çok beğendim..
YanıtlaSilEvet öyle :)
SilBir solukta okunacak bir kitaba benziyor...
YanıtlaSilOkursanız yorumunuz merak ediyorum :)
SilÖneri için teşekkürler bir de vakit sıkıntısı olmasa :(
YanıtlaSilEvet o hepimizin sıkıntısı :)
Sil