PRIMAL FEAR-İLK KORKU (1996)

Martin Vail(Richard Gere) vakti zamanında devlete çalışan ama sonradan kendini suçluları savunmaya adamış Chicago’nun ünlü avukatlarından biridir.

Hatta şimdiki davasında polis tarafından darp edilen Pinero 'i (Steven Bauer) savunup şehrin yöneticisi John Shaughnessy’den (John Mahoney) müvekkili adına sağlam bir tazminat almayı başarmıştır.

-Pinero davası sırasında ne zaman "şimdi onları alt ettim" dedin?

-Davayı üstlendiğim gün.

Öte yandan şehrin sevilen başpsikoposu Rushman evinden hunharca katledilir ve bu olayın ardından kanlar içinde evden kaçan Aaron (Edward Norton)  polis tarafından yakalanır.

Haberleri seyreden Vail’e gün doğmuştur, savunup sükse yapacağı bir müvekkil bulunca ona ücretsiz avukatlık hizmeti teklif eder ve dava süreci de başlamış olur.

Shaughnessy arkadaşını öldüren Aaron’un idam cezası alması için savcılığın en iyi avukatı olan Janet Venable’in (Laura Linney) davayı almasını sağlar. Venable aynı zamanda Vail’in eski sevgilisidir, zaten Vail devlete çalışırken Venable onun akıl hocasıymış.

-Neden savcılık ofisinden ayrıldın?

-Beni çıkmaza götürüyordu. Orada kalsaydım, ya savcı olurdum, ya da hakim. Top oynamak dururken, neden hakem olayım ki?

Vail ise müvekkili ile konuşup olayın aslını öğrenmeye çalışır, Aaron cinayet anında başpsikoposun evindeymiş ,çünkü kendisi psikoposun altar çocuklarından biriymiş ve kütüphaneden aldığı kitabı iade etmek için oraya gitmiş, lakin cinayet anında nöbet geçirmiş.

Vail sessiz, sakin, masum görünüşlü efendi Aaron’un katil olmadığına inanmaya başlar ve davasını ona göre yönlendirir.

 hatta onu Molly(Frances McDormand) adlı bir nöropsikolaga muayene bile ettirir ve Aaron’u idamdan kurtarmak için elinde geleni yapmaya başlar.

Acaba Vail müvekkilini kurtarabilecek mi yoksa Aaron idama mı mahkum edilecek?

-Ben Vegas'a gitmem.Neden Vegas'a gitmem?

-Marty, geç oldu. Sanırım kalksak iyi olacak ve...

-İnsan hayatıyla kumar oynamak varken, niye parayla oynayayım?

Gerek mahkeme filmleri listesinde gerek sonu sürprizli filmler listesinde sıklıkla rastladığım bir filmdi Primal Fear. Bu yüzden gecikmeli de olsa izledim. Öncelikle Edward Norton’un 3-5 tane filmini rahatlıkla seyretmişimdir ama hiçbirinde oyunculuğuna bu kadar hayran olmadım. Adam adeta döktürmüş, o mimikleriyle izleyicileri mest etmiş. Üstelik bu film Norton oynadığı ilk filmmiş, adam oyuncu olmak için doğmuş resmen ve yılların oyuncularını neredeyse ezip geçecek bir performans sergilemiş ,bunun üzerine bu adamın izlemediğim bütün filmlerini izleyeceğim, yoksa bu şahsına hakaret olur.

Yukarıdan anladığınız üzere filmi beğenmemde ki en büyük etmen Edward Norton’un oyunculuğu ama onun dışında da beğendiğim yerler tabi ki vardı. İlk olarak mahkeme sürecinde Vail’in çevirdiği dolaplar, sonrasında akıllara kazınan filme kaliteli havası veren replikler, yerinde yapılan espriler, kadronun genelinin oldukça iyi bir oyunculuk sergilemesi Norton’dan sonra Gere’e bayıldım ,hele son sahnelerde bayağı iyiydi, sonrasında filmin psikoloji üzerinde durması da güzeldi.

Sevmediğim birkaç yer vardı, özellikle psikoposun mevzusu bayağı ortadaydı ve filmin sürpriz sonu da kıyısından köşesinden tahmin edilebilirdi .(Ama 20 yıl önce çekilen bir filmi bu bazda değerlendirmek yanlış, o zamanların kralı bir film olduğu kesin şimdi de benzerleri türeyen bir kral.)

Son söz IMDb’den 7.7 alan bu filme şans vermenize kesinlikle öneririm.(Hiçbir şey için değilse bile Edward Norton’un oyunculuğu için)