THE NIGHT MANAGER 1. BÖLÜM

Normalde yeni dizilerle tanışmaya pek fırsat bulamasam da Hugh Laurie'i görünce dizinin ilk bölümüne bakayım o zaman dedim. Sonradan dizinin 6 bölümlük bir dizi olarak planlandığını öğrenince daha bir sevindim. Bir de sadece bir bölümle hayran olacağım Tom Hiddleston'a görünce iyi ki bakmışım dedim. 

Dizi 2011 yılında Mısır'da gerçekleşen Arap Baharı zamanından başlıyor, oldukça lüks bir otelde gece müdürlüğü yapan  Jonathan Pine( Tom Hiddleston) otelde kalan bir müşteriden silah kaçakçılığı yapıldığına dair belgeler ediniyor. Bu belgeleri müşteriden habersiz elçilikte çalışan dostuna iletiyor. Haber hemen İngiltere istihbaratına ulaşıyor lakin aynı hızda örtbas ediliyor. Çünkü silah temin eden İngiliz Richard Onslow Roper'in (Hugh Laurie) arkası fazlasıyla sağlam. 

Olayın sonuçsuz kalacağını anlayan Pine, gelişen olaylar sonucu darbe üstüne darbe alıyor ve o da Roper'in her şeyin üstünü kapatmasını kabulleniyor. 

Aradan 4 yıl geçiyor, başka bir ülkede başka bir otelde gece müdürlüğü kariyerine devam eden Pine'in yolu Roper ile tekrar kesişiyor. 

Ve bu sefer Pine'in Roper'i elinden kaçırmamak için her şeyi yapabileceği gözümüzden kaçmıyor. Bakalım Pine ve Roper'un sonu nereye varacak?

Öncelikle dizinin nereden esinlenildiği ile başlayalım, dizi John Le Carre'in romanından uyarlanmış, yazarın Panama Terzisi romanı okumuş ve Tinker, Tailor, Soldier, Spy'i adlı kitabından aynı adla uyarlanan filmi izlemiştim.  İki eserinde ağır ilerlediğini söyleyebilirim ama dizinin ilk bölümü benim için gayet iyi bir başlangıç yaptı. Her ne kadar ben ağır ilerliyor demesem de okuduğum yorumlarda ağır ilerlediğinden şikayet edilmiş sanıyorum ben Tom Hiddleston'un büyüsünü kapılıp heyecanla Hugh Lauire'i göreceğim anı beklediğimden ağır ilerleyişi fark etmedim. 

Onun dışında ilk bölüm tam olarak bir casus dizisi izlenimi yaratmadı zaten ilerleyiş beni şaşırtmazsa Pine'in ajancılık oynaması ileri boyuta taşınacak ve biz de ajan olmayan birinin ajan gibi casusluk yapmasını izleyeceğiniz, bu açıdan aşırı profesyonel şeyler göreceğimize inanmıyorum eğer görürsek de bunu pürüz olarak düşünürüm, herhalde kimse yıllarını kariyerini gece müdürlüğüne adamış birinin dört dörtlük casusluk yapmasını mantıklı bulmaz. 

Gelelim oyunculuklara, elbetteki her birine bayıldım. Ama en büyük payeyi Roper ile karşılaşınca profesyonelce davranmasındaki başarısı ile Hiddleston aldı, ardından dizinin sonlarında görünen Lauire var ki o da özlediğimiz House performansının bir versiyonu bize başarıyla yansıttı. Gene kısacık gördüğümüz Olivia Colman ise kesinlikle diğer bölümlerde olay yaratacak gibi duruyor. 

Son söz ilk bölüm itibariyle gözüme giren ama kadroya hayran olmayan ve casus yapımları sevmeyenlere (ilk bölümde casusluk birazcık yan konu gibi dursa da diğer bölümler de ağırlığını iyice arttıracak diye düşünüyorum) illa izleyin demem ama onun dışındakilere özellikle mini dizi olduğunu da düşünerek bir göz atmalarını ve pişman olmayacaklarını söyleyebilirim.