ÇARPIK EVDEKİ CESETLER - AGATHA CHRISTIE

Kitabın Künyesi

Kitabı Adı: Çarpık Evdeki Cesetler 

Orijinal Adı: Crooked House 

Yazarı: Agahta Christie 

Çevirmeni: Çiğdem Öztekin

Yayınevi: Altın Kitaplar

Sayfa: 248

Çarpık bir adam vardı, çarpık bir yolda yürüdü.

Çarpık bir çitin yanında, çarpık bir altı peni buldu.

Çarpık  bir kedisi vardı, çarpık fareler tutardı.

Ve hepsi küçük, çarpık bir evde otururlardı…

Charles Hayward Mısır’daki bir görevi sırasında tanıştığı İngiliz Sophia Leonidas ile evlenmeye karar verir. Sophia’a onunla evlenmek istediğini ama Doğu görevi olduğu şimdi onun vaktini çalmak istemediği görevi  bitince İngiltere’ye gelip onun cevabını alacağını söyler. Sophia’da durumu anlayışla karşılar. Aradan 2 yıl geçer ve Charles memleketine döner ve ilk fırsatta Sophia’i buluşmaya çağırır. Ama sonradan anlar ki Sophia’nın 88 yaşındaki büyükbabası vefat etmiştir. Sophia ise ne yapıp edip buluşmaya gelir ve Charles onun evlilik fikrine karşı isteksiz olduğunu sezer. En sonunda Sophia ağzından baklayı çıkarır. Ne yazık ki büyükbaba Aristide’in bir cinayete kurban gitmiş olma ihtimali vardır. Sophia ise eğer cinayet işlenmişse cinayeti işleyenin kim olduğunu öğrenilmeden Charles ile evlenemeyeceğini açıklar. Çünkü bu durumda Leonidas ailesi ilelebet zan altında kalacaktır. 

Babası Scotland Yard’da çalışan Charles hemen konuyu ondan öğrenir. Meğersem Aristide zehirlenmiştir. Fazlasıyla zengin olan adamla aynı evde yaşayan iki oğlu ve onların aileleri, Aristide’in 30’lu yaşlardaki karısı Brenda, oğulların teyzesi Edith de Haviland derken cinayet işleme imkanı olanların listesi bir hayli kalabalıktır. Üstelik işin içinde para başta olmak üzere pek çok sebep olabilir. Her neyse Charles’in babası ona bir tavsiye verir, Üç Kuleli Malikaneye git ve bize içeriden bilgi veren kişi ol, bu konuyu Sophia’a danış o da onaylarsa hiç vakit kaybetme. Sophia bu fikri benimser ve Charles işe koyulur. Müstakbel ailesini tanır. Sophia’nın babası Philip, annesi Magda, kardeşleri Eustace ve Josephine, Sophia’nın amcası Roger ve eşi Clemency.

Aileyle konuştukça Charles anlıyor ki herkes katilin genç dul Brenda olmasını istiyor ne de olsa bu en makul çözüm ama ne var ki kimse Brenda’nın bu işi yapabileceğine imkan vermiyor.

İşin içine aşk, nefret, kıskançlık, miras girince Charles’in kafası iyice karışıyor.

Bakalım Charles hayatının aşkına kavuşmanın önündeki engeli kaldırıp katili bulabilecek mi?

Agahta Christie’in pek çok romanını okumuşumdur ama pek azında önsöze rastlamışımdır. Yazar bu kitabında bir önsöz yazmış ve bu kitabın  yazarken en keyif aldığı 5 romandan biri olduğu belirtmiş. Hatırı sayılır derecede romanı olan bir yazarın böyle bir lafı boşuna söyleyeceğine bir gram bile ihtimal vermedim ve merakla kitabı okudum. Özetle haklı çıktım, okuduğum en iyi Agahta Christie’ler içerisine girdi Çarpık Evdeki Cesetler. Özellikle son zamanlarda yazarın okuduğum öykü kitaplarında biraz hayal kırıklığı yaşamıştım ama bu kitap hepsini üzerine ilaç gibi geldi adeta. Öncelikle kitap hemen hemen yazarın bütün kitapları gibi akıcıydı bir solukta okudum, ayrıca karakterlerin içsel betimlemesinin en dolu dolu yapıldığı kitaplardan biriydi bence. Ama beni en çok etkileyen o “son”du. Yalan yok sonunu okuduğumda özetle ben şok ben iptal moduna geçtim. O neydi öyle? Şimdi yazacağım dolu dolu ama spoileri okuyup kitabı okumaktan vazgeçersiniz diye yapmıyorum öyle bir şey korkmayın. Sonuç olarak bu kitapla bir kez daha Christie’in dehasına hayran kaldım ,neden yazarı en sevdiğim yazar ilan ettiğimi bir kez daha anladım .Bu kitap sanki ilk kez Agahta okumuşum da onun heyecanı beni sarmış gibi hissettirdi. Daha ne diyeyim bu kitaba muhakkak bir şans verin…