MARIANNE (2019) 1. SEZON

Emma Larsimon (Victoire Du Bois) oldukça başarılı bir yazar. Onu popüler yapan, sağlam bir okuyucu kitlesi olan Marianne'e karşı savaşan Lizzie Larck serisini sonlandırır. Bu kadar popüler olan ve ekmek getiren seriyi bitirmesi bazı kimselerce hoş karşılanmaz.

Bunların en başında da Emma'nın lise arkadaşı Caroline Daugeron'un annesi (Mireille Herbstmeyer) gelir. Madam Daugeron kızını Emma'nın imza günü gönderir ve kızının intihar etmesine neden olur, bu arada kendisinin Marianne olduğunu ve Emma'nın yazmaya devam etmesini istediği yoksa Emma'nın ebeveynlerini öldüreceği mesajını da ilettirir kızına.

Geçimsiz, aykırı, bencil vb. özellikleri taşıyan Emma bu tehdide duyarsız kalamaz ve yıllar sonra Elden'e döner. Yanında da ona katlanabilen nadir insanlardan biri olan asistanı Camile (Lucie Boujenah) vardır.


 İkili Madam Daugeron'u ziyaret edip boylarının ölçüsünü alırlar ardındansa Emma'nın bir türlü ulaşamadığı ebeveynlerini bulurlar. Bulmasına bulurlar ama çiftin kaybolması çok uzun sürmez. Üstelik bedenleri ele geçirilmiş gibi davranan ebeveynler kaybolmadan önce Emma'a YAZ demeyi de ihmal etmezler.

Anne ve babası kaybolan Emma Elden'de kalmaya ve ebeveynlerini bulmaya kararlıdır. Bu yoldaki bir destekçisi ise kitaplarına hayran olan Müfettiş Raunan'dır. Müfettiş olayın büyüyle, cadılıkla ilgisi olduğuna inanıp bazı delilleri ona göre araştırmaya başlar.

Öte yandan Emma lisedeki arkadaşları karşılaşır. Kendilerine Enkaz Çocukları diyen grup Emma ile birlikte Caroline'i anarlar. Bu ekibin içinde kardeşini kaybeden ve şimdilerde öğretmenlik yapan  Aurore (Tiphaine Daviot), Emma'nın lisedeki erkek arkadaşı Arnaud (Bellamine Abdelmalek), Arnaud'un kardeşi (Mehdi Meskar) ve Emma'nın şimdilerde abayı yaktığı Seby (Ralph Amoussou) vardır. Enkaz Çocuklar'da yer yer Emma'a yardım edecektir zira Mariaane ile lisede tanışmışlardır, en önemlisi de Marianne onları ve yakınlarını da rahat bırakmayacaktır.

Elden'e dönüş, Marianne'nin Emma yazsın diye yaptıkları kötülükler, geçmişte yaşananların azar azar gün ışığına çıkması derken bizlere de 8 bölümü izleyip Emma'nın Mairanne'den kurtulup kurtulamayacağını öğrenmek kalıyor.

Marianne Netflix'de yayınlanan Fransız yapımı bir korku dizisi. Bence korkutmaktan çok ara ara ürkütmeyi başarıyor. Özellikle başlarda  Mireille Herbstmeyer öyle güzel oynamış ki dizinin ürkütücü kısımlarını çoğunlukla tek başına sırtlamış. Sonrasında dizinin müzikleri de tempoyu hissettirmeyi başaracak düzeyde. Kasabanın atmosferi de dizinin en olumlu yanlarından. Kasvetli, nemli, deniz ve orman manzaralı kasaba Marianne için en ideal yer olsa gerek.

 Bir de dizi de kitap sayfaları kullanılarak yapılan geçişlere bayıldım. Çok şahaneydi. Ayrıca diziyi izlemekten çok Emma'nın kitabını okuyasım geldi bir an. Geçelim Emma'a. Victoire Du Bois aykırı karakteri başarıyla canlandırmış ama bence Emma'nın bir tık sempatik olması gerekiyordu bazen öyle sinir bozucu ki eli asla boş gitmeyen Marianne'e al götür bunu diyesi geliyor insanın. Gene de tarzını sevdim, özellikle de en başta final kitabının sonunu okuyuculara okuması ve bu kitabın en sevdiğim kısmıydı demesi.
Müzik, kasaba, karakterler derken kurguya hiç değinemedik. Ne yazık ki dizinin belli bir seviyeye ulaşmasını engelleyen bence klişelerden bolca nasiplenen kurgusu oldu. Aykırı bir insan, yıllar sonra evine dönüş, açılan eski hesaplar, her şeye rağmen ekip çalışması ve ikinci sezona açık kapı bırakan final. Gerçekten korku, gizem, polisiye diziler yapan insanlar yıllar sonra kasabaya dönen ve olayların göbeğine dalan insanları işlemekten sıkılmadı mı? Marianne'de klişeler can sıkıyordu ama çarpıcı ve beklenmeyen yerleri de vardı yoksa izlenmez olabilirdi. (Son bölümde rahip ile Emma'nın konuşması ve Emma'nın bir olaya tepkisi var, kanımca orası çok inceydi.) Gene de şaşırtmayı planladıkları bazı yerler çok belliydi. Ayrıca Emma ve Marianne'nin ilişkisi daha detaylandırılabilirdi.  Bir de sonu, yazmayın böyle şeyler zira ben bile en az iki kere böyle finaller izledim. İlla kafalarda soru işareti olsun diyorlar ama ya ikinci sezon olmazsa? Ucu açık biten şeyleri hiç sevmem zaten. Ek olarak 2. sezonu belirsiz dizinin yani haklıyım.
Toparlarsak Marianne klişe kurgusu yüzünden potansiyeline erişememiş bir dizi gene de olumlu yanları hatırına tırsmak isteyenler  bir kaç bölüm şans verebilir.
(Görseller dizinin IMDb sayfasından alıntıdır.)