Amerika'da İç Savaş sonrası, hava buz gibi soğuk, kar fırtınaya dönmek üzere.
Yol ortasında bir ödül avcısı Marquis Warren (Samuel L. Jackson) ve ona doğru yaklaşmakta olan bir at arabası.
At arabası durduğunda arabacı O. B.(James Parks) Marquis'e yolcusunun mahremiyet için iyi bir ücret ödediğini söyler ve fırtınada donmak istemiyorsa onu ikna etmesi gerektiğini vurgular.
Yolcunun olayı ise basittir. John Ruth (Kurt Russell) bir ödül avcısıdır ve 10000 dolar değer biçilen Daisy Domergue (Jennifer Jason Leigh) adlı suçluyu yakalamıştır. Onu asılması için ( kendisi suçluları daima diri teslim etme taraftarıdır) Red Rock Kasaba'sına götürüyordur.
Çok değerli bir suçlu taşıdığı için doğal olarak paranoyakça davranıyordur ama Marquis ile tanışıklığı olması ve onunda 8000 dolarlık suçlu yakaladığını öğrenmesi onu arabasına almasını sağlar. Ardından bir yolcu daha durduruverir arabayı, babasını tanıdıklar Chris Mannix (Walton Goggins) de arabaya alınır zira Chris Red Rock'un yeni şerifi olduğunu iddia edip, ben olmazsam paranızı alamazsınız, beni burada bırakırsanız cinayet işlemiş olursunuz şantajlarıyla kendini arabaya aldırmayı başarır.
Fırtına artınca Minnie'nin yerine sığırlar. Orada onları Bob (Demián Bichir) karşılar ve Minnie ile kocasının annelerini ziyarete gittiğini söyler.
İçeride ise 3 müşteri vardır. İlki Red Rock yolcusu bir cellat olan Oswaldo Mobray (Tim Roth), diğeri insanlarla diyalog kurmaya istekli görünmeyen General Sandy Smithers (Bruce Dern).
Sonuncusu ise annesini ziyaret eden bir sığır çobanı Joe Gage (Michael Madsen).
Tanışma faslı ardından paranoyak John, O. B. ve Warren'i yanına alır ve bu müşterilerden en az birinin Daisy'i kurtarmak için burada olduğunu söyler. Onlardan iki gece geçirecekleri bu yerde potansiyel düşmanlarına karşı yardım ister. Warren ile birlik olup az buçuk bir otorite kurarlar diğer müşteriler üzerinde. John'un kuruntularında haklı olup olmadığını merak ederken Warren General ile geçmişin hesaplaşmasını yapmaya başlar ve bu hamle filmin dönüm noktası olur bize de olanları izlemek kalır.
Quentin Tarantino'nun el attığı bazı yapımları aşırı beğeniyorum ama bu filme ekstra hayran oldum. Öncelikle bu filme durağan diyenler var, evet bazı sahneler kimileri için durağan olabilir ama film benim için akıp gitti. Yönetmene aşinaysanız ve seviyorsanız bu küçük durağanlıklar göze batmaz bence. Bu olumsuzluk dışında benim minik bir şikayetim var. Bir noktada film katil kim? temasına kayıyor ama bu kısım bence biraz fazla hızlı çözülüyor. Eğer bu nokta bir tık daha gizemli ve uzun olsaydı film gözümde daha şahane olurdu.
Küçük eksiklik dışında filmin sevdiğim yerlerine geçelim. Kar manzarasının ve buz gibi soğunun başarılı yansıtılışı. Minnie'in Yeri'ndeki kapı ve çivi mevzusu da bu detayı tamamlıyor. Kapı her kırıldığında soğuğu biz de hissediyoruz.
Oyunculuklar dört dörtlük. Tarantino oyuncu seçerken ince eleyip sık dokuyan bir yönetmen, o kadar belli ki bu durum. Bütün karakterler rolüne cuk oturmuş. Karakterler çok başarılı çizilmiş. Özellikle Daisy fazlasıyla garip ve umursamaz hallerini çok iyi kotarmış. Warren'in farkındalığı, zekası, insanları tongaya düşürmedeki becerisi ise filme ek bir kalite katmış. Mobray ise filmdeki medeni ve uzlaşmacı insan rolünü üstlenmiş, hakkını da vermiş.
Karlı kısımlar hariç neredeyse tek mekanda geçen bir film, bence diyaloglar akıcı, kurgu gizemli. Özellikle katil kim? kısmı ve küçük şaşırtmalar kurguyu güçlendirmiş. Ardından ise tatmin edici bir final gelmiş. En önemlisi de yönetmen ince detaylarla süslemiş filmi. Mesela bir karakter bir iş için dışarı çıkmaya gönüllü oluyor ama film ilerledikçe karakterin amacının başka olduğunu anlıyorsunuz. Bir de neredeyse 150 yıllık gitarı değiştirilmiş sanıp kıran Kurt Russell ve olayı bilip tepkisini gösteren Jennifer Jason Leigh var ki sahneyi en az üç kere izlersiniz.
Son söz The Hateful Eight 2020 yılının en sevdiğim filmlerinden biri olmaya aday ve 3 saate yakın bir film yani evde kaldığımız şu günler için ideal bir süre, üstelik Netflix'te var, özetle itinayla önerilir.
Görseller filmin IMDb sayfasından alınmıştır.
Yol ortasında bir ödül avcısı Marquis Warren (Samuel L. Jackson) ve ona doğru yaklaşmakta olan bir at arabası.
At arabası durduğunda arabacı O. B.(James Parks) Marquis'e yolcusunun mahremiyet için iyi bir ücret ödediğini söyler ve fırtınada donmak istemiyorsa onu ikna etmesi gerektiğini vurgular.
Yolcunun olayı ise basittir. John Ruth (Kurt Russell) bir ödül avcısıdır ve 10000 dolar değer biçilen Daisy Domergue (Jennifer Jason Leigh) adlı suçluyu yakalamıştır. Onu asılması için ( kendisi suçluları daima diri teslim etme taraftarıdır) Red Rock Kasaba'sına götürüyordur.
Çok değerli bir suçlu taşıdığı için doğal olarak paranoyakça davranıyordur ama Marquis ile tanışıklığı olması ve onunda 8000 dolarlık suçlu yakaladığını öğrenmesi onu arabasına almasını sağlar. Ardından bir yolcu daha durduruverir arabayı, babasını tanıdıklar Chris Mannix (Walton Goggins) de arabaya alınır zira Chris Red Rock'un yeni şerifi olduğunu iddia edip, ben olmazsam paranızı alamazsınız, beni burada bırakırsanız cinayet işlemiş olursunuz şantajlarıyla kendini arabaya aldırmayı başarır.
Fırtına artınca Minnie'nin yerine sığırlar. Orada onları Bob (Demián Bichir) karşılar ve Minnie ile kocasının annelerini ziyarete gittiğini söyler.
İçeride ise 3 müşteri vardır. İlki Red Rock yolcusu bir cellat olan Oswaldo Mobray (Tim Roth), diğeri insanlarla diyalog kurmaya istekli görünmeyen General Sandy Smithers (Bruce Dern).
Sonuncusu ise annesini ziyaret eden bir sığır çobanı Joe Gage (Michael Madsen).
Tanışma faslı ardından paranoyak John, O. B. ve Warren'i yanına alır ve bu müşterilerden en az birinin Daisy'i kurtarmak için burada olduğunu söyler. Onlardan iki gece geçirecekleri bu yerde potansiyel düşmanlarına karşı yardım ister. Warren ile birlik olup az buçuk bir otorite kurarlar diğer müşteriler üzerinde. John'un kuruntularında haklı olup olmadığını merak ederken Warren General ile geçmişin hesaplaşmasını yapmaya başlar ve bu hamle filmin dönüm noktası olur bize de olanları izlemek kalır.
Quentin Tarantino'nun el attığı bazı yapımları aşırı beğeniyorum ama bu filme ekstra hayran oldum. Öncelikle bu filme durağan diyenler var, evet bazı sahneler kimileri için durağan olabilir ama film benim için akıp gitti. Yönetmene aşinaysanız ve seviyorsanız bu küçük durağanlıklar göze batmaz bence. Bu olumsuzluk dışında benim minik bir şikayetim var. Bir noktada film katil kim? temasına kayıyor ama bu kısım bence biraz fazla hızlı çözülüyor. Eğer bu nokta bir tık daha gizemli ve uzun olsaydı film gözümde daha şahane olurdu.
Küçük eksiklik dışında filmin sevdiğim yerlerine geçelim. Kar manzarasının ve buz gibi soğunun başarılı yansıtılışı. Minnie'in Yeri'ndeki kapı ve çivi mevzusu da bu detayı tamamlıyor. Kapı her kırıldığında soğuğu biz de hissediyoruz.
Oyunculuklar dört dörtlük. Tarantino oyuncu seçerken ince eleyip sık dokuyan bir yönetmen, o kadar belli ki bu durum. Bütün karakterler rolüne cuk oturmuş. Karakterler çok başarılı çizilmiş. Özellikle Daisy fazlasıyla garip ve umursamaz hallerini çok iyi kotarmış. Warren'in farkındalığı, zekası, insanları tongaya düşürmedeki becerisi ise filme ek bir kalite katmış. Mobray ise filmdeki medeni ve uzlaşmacı insan rolünü üstlenmiş, hakkını da vermiş.
Karlı kısımlar hariç neredeyse tek mekanda geçen bir film, bence diyaloglar akıcı, kurgu gizemli. Özellikle katil kim? kısmı ve küçük şaşırtmalar kurguyu güçlendirmiş. Ardından ise tatmin edici bir final gelmiş. En önemlisi de yönetmen ince detaylarla süslemiş filmi. Mesela bir karakter bir iş için dışarı çıkmaya gönüllü oluyor ama film ilerledikçe karakterin amacının başka olduğunu anlıyorsunuz. Bir de neredeyse 150 yıllık gitarı değiştirilmiş sanıp kıran Kurt Russell ve olayı bilip tepkisini gösteren Jennifer Jason Leigh var ki sahneyi en az üç kere izlersiniz.
Son söz The Hateful Eight 2020 yılının en sevdiğim filmlerinden biri olmaya aday ve 3 saate yakın bir film yani evde kaldığımız şu günler için ideal bir süre, üstelik Netflix'te var, özetle itinayla önerilir.
Görseller filmin IMDb sayfasından alınmıştır.
Çok güzel bir tanıtım olmuş teşekkürler
YanıtlaSilRica ederim :)
SilBu kadar uzun filmler sıkıyor beni :)
YanıtlaSilYönetmenin diğer filmleri size sıkıcı gelmişse pek önermem ama yönetmeni seviyorsanız şans verin bence :)
SilEkran görüntüleri bir harika :))
YanıtlaSilGörselleri filmin IMDb sayfasından aldım ama harikalığı yönetmenin eseri :)
SilTam ben bu filmi izledim diyordum detaylara bakınca okuyunca bu benim izlediğim film değilmiş ama konusu güzel bir filme benziyor bazen böyle sakin bir şekilde ilerleyen filmler iyi geliyor.nefret sekizlisi filminin tanımıtı için çok teşekkür ederiz.
YanıtlaSilAşırı sakin bir film olduğunu söyleyemem ama güzel bir film. Yönetmen genelde belli oyuncularla çalışıyor ondan film size tanıdık gelmiştir :)
SilHarika bir filmdi gerçekten, tekrar izlemek lazım :)
YanıtlaSilBen genelde bir filmi ikinci kez seyretmem ama belki bir kaç yıl sonra bu film tekrar izlenebilir :)
SilTarantino'yu çok severim. Bu filmi de sinemada akşam seansında izlemiştim. Tabii ben çıkana kadar gece olmuştu. Mevsim kıştı ve filmdeki soğuğu gerçekten hissetmiştim.
YanıtlaSilO gitar sahnesini hatırlamıyorum. Filmin kaçıncı dakikasında oluyor biliyor musun?
Baktım, geldim 97. dakikadan itibaren izleyebilirsin o sahneyi. Jennifer Jason Leigh gitarın değerini bildiği için gerçek bir tepki vermiş. Nefret Sekizlisi'nin sen de anısı varmış, çok hoş. Keşke bazı eserlerle vakit geçirdiğimiz zaman onlarla özdeştirebileceğimiz anılarımız olsa :)
YanıtlaSilÇok sevdiğim bir film. Ben de incelemesini yapmıştım blogda. Tarantino olması yeterli zaten benim için. :)
YanıtlaSilBen de yönetmenin eserlerini çoğunlukla bayıla bayıla izliyorum :) Yorumunuzu okuyacağım tez vakitte :)
SilKarlı geçen film, dizi ve oyunların güzel olduğuna dair yazılı olmayan bir kural vardır :D Yavaş işleyen filmlere sırf yavaş işlendiği için kötü yorum yapanları anlayamıyorum. O esnada verilen alt metine ya da görsel şölene odaklanılabilir. Bu arada Tarantino'nun tarzı zaten aksiyonun bir anda oluvermesi. İzleyici olarak bir anda "noluyor lan?" diyebiliyoruz. Özellikle Django filmi buna müthiş bir örnek.
YanıtlaSilKarlı atmosferi başarıyla yansıtan filmler candır, durağan olsa da gerçekten başarılı bir yapım Nefret Sekizlisi.
Sil