New Amsterdam Amerika'nın ilk devlet hastanesi. İlk sezeryanın yapıldığı, içerisinde hapishane hatta mahkeme salonu bulunan ve herkese ücretsiz yardımı benimsemiş bir hastane. Hastanenin yeni medikal direktörü ise işinin hakkını fazlasıyla verecek Max Goodwin (Ryan Eggold).
Max daha ilk dakikadan kazandıkları parayı hastaların önüne koydukları belli olan kalp cerrahisi bölümünde çalışanları komple kovar, ardından hastanedeki doktorlara ilerleyen zamanlarda diline pelesenk olacak soruyu yöneltir: "Nasıl yardımcı olabilirim?"
Max işine dört elle sarılan, herkese yardım prensibini benimsemiş bir doktordur.
İlk iş, acil servis şefi Laura Bloom'un (Janet Montgomery) tavsiyesi üzerine kovduğu cerrahlardan biri olan Floyd Reynolds'ı (Jocko Sims) işe geri alır hatta ona bir bölüm kurması için yetki verir.
Hastanede çalışmak yerine ekranlara çıkıp hastane için yardım toplayan onkolog Helen Sharpe'e (Freema Agyeman) artık doktorluğa ağırlık vermesi gerektiğini hatırlatır.
Hastanede çalışmak yerine ekranlara çıkıp hastane için yardım toplayan onkolog Helen Sharpe'e (Freema Agyeman) artık doktorluğa ağırlık vermesi gerektiğini hatırlatır.
Hastanede hastalarıyla yakından ilgilenen psikiyatrist Iggy Frome (Tyler Labine), gözlüklerini nereye koyduğunu unutan nörolog Vijay Kapoor (Anupam Kher), Max'a randevularını ve yapacaklarını hatırlatan Dora (Zabryna Guevara) sık sık karşılacağımız kişiler arasında.
Max'ı ilk günden Ebola virüsü karşılar, ardından aralarının limoni olduğu hamile eşi Georgia Goodwin (Lisa O'Hare) rahatsızlanır, bu olaylar günün sonunda alacağı haberin yanında bir hiçtir.
Kanser olduğunun haberini alan Max canla başla, idealistliğinden ödün vermeden hastane için çalışmaya devam eder.
Bürokrasiden kaçınarak hastalara yardım eder, bazen aşırı yaratıcı çözümler bularak işleri halleder. Max işine odaklandıkça kanser de ona odaklanır bizlere de Max'ın hem sisteme hem hastalığına karşı mücadelesini izlemek kalır.
Bürokrasiden kaçınarak hastalara yardım eder, bazen aşırı yaratıcı çözümler bularak işleri halleder. Max işine odaklandıkça kanser de ona odaklanır bizlere de Max'ın hem sisteme hem hastalığına karşı mücadelesini izlemek kalır.
New Amsterdam hastalıkları hatta kimi zaman ölümü işlemesine rağmen bir ütopya kanımca. Bu dizideki sağlık personelleri medikal direktörleri Max'ın önderliğinde "Hastalara nasıl sahip çıkılır?" dersi veriyor. Doktorların çoğu hastaları için ellerinden gelenin fazlasına yapıyor, misal biri hastanın ameliyat masrafını kendi cebimden ödeyeceğim deyip kariyerini sarsacak patronuna posta bile koyabiliyor. Bir başkası sosyal hizmetlerin yapamadığını yapmak için kolları sıvıyor ve hastasına yeni bir ev ayarlıyor. Kısacası herkes nazik herkes idealist herkes fedakar... Kimse kin gütmüyorlar, yeri geldiğinde haklı bile olsa alttan alıyorlar, birbirlerini koruyup kolluyorlar. Aşk üçgenleri, beşgenleri yok. Birbirinin ayağını kaydırmaya çalışan hırslı meslektaşlar yok. En ikilemli durumlar bile naifçe çözülüyor. Daha ne yazayım ekranların en samimi tıp dizisi New Amsterdam. Lakin bu durum onu benzerleri arasında en mükemmel yapmıyor ne yazık ki. Ortalamanın bir tık üstü ancak yapıyor o da diziyi izledikçe ısınacağınız Max'ın alengirli durumlara bulduğu parlak çözümler ve karakterlerin gerçekten karakterli olmaları hatırına. Ben en çok evsiz meselesini ve hastanede iş yapmayan kişileri yönlendirişini sevdim.
Gelelim eksikliklere... Doktorlarının çoğunun hastalıkla mücadele etmesi de diziyi gerçekçi kılmak için işlenmiş ama biraz abartılmıştı. Max ise bazen gerçekten içten oynasa da bazen fazla abartılı davranıyor ve bu durum ben de olumsuz etki yaptı ama bölümler ilerledikçe alıştım. Bölümlerde işlenen vakalar fazla yüzeysel geçiliyor çünkü aynı bölümde 2-3 vaka işlenebiliyor bir de karakterlerin özel hayatları da var doğal olarak jet hızıyla olmasa da oldukça hızlı çözülen kısacası derinleştirilemeyen vakalar var. Aynı şekilde House gibi şaşırtıcı vakalar çok nadir inceleniyor. Yani "Aaaa böyle de bir şey varmış." diyebileceğiniz sağlık durumları nadir.
Her şeye rağmen sezon finali bayağı iyiydi. Duygularımıza çarpıp kaçtı ve gözyaşlarımızı tutan barajı da parçalamayı ihmal etmedi. 2. sezon öncesi pek çok olayı toparlarken bizleri soru işaretleriyle baş başa bıraktı ki bu durum diziyi ortalama üstü yapmamı sağlayan yerlerden biridir onu da ekleyeyim.
Son söz en az 3-5 bölüm izleyip öyle karar vermenizi tavsiye edeceğim, doktorların farkını karakterleriyle ortaya koyduğu ortalama üstü bir tıp dizisi New Amsterdam.
Not: Görseller dizinin IMDb sayfasından alınmıştır.
Hastane dizilerini hep sevmişimdir, buna da bakayım.
YanıtlaSilYorumunuzu bekliyorum o zaman :)
Silmerak ettim bir gün izlerim :))
YanıtlaSilçok güzel anlatmışsın diziyi :)
Teşekkürler umarım seversiniz :)
Silİçeriği oldukça dolu bir blogunuz var,emeklerinizi takdir ediyorum.Takip ettim,sizi de bloguma beklerim.Sağlıcakla Kalın.
YanıtlaSilhttps://dizifilmkitaptavsiye.blogspot.com/
Ziyarete geliyorum birazcık geç olsa da :)
SilMerak ettirdin gerçekten.. Bende bir bakayım. Hastahane dizilerini severiz. Ellerine sağlık :)
YanıtlaSilYorumunu bekliyorum :)
SilBakalım bizimkiler bunu ne zaman uyarlayacak? Malum hiçbir doktor dizisini kaçırmıyorlar :-)
YanıtlaSilBizim uyarlayabileceğimiz kadar popüler değil henüz, ondan uyarlanmaya kalkışılmadı daha :)
Sil