Pinuccia'nın Kitapları blogunun ev sahipliğini yaptığı yazar aylarında Mayıs ayı yazarı Şeker Portakalı kitabı ile akıllara kazınan José Mauro de Vasconcelos oldu. Ben de yazarın Yaban Muzu'nu okudum. Ama okumam
ve inceleme yazmam bir hayli zaman aldı çünkü ödevler,finaller kapıya dayandı. Neredeyse Haziran ayı olmak üzereyken inceleme de bu kadar geç kalmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Ama Haziran ayında yazarın Tess Gerritsen seçilmesinin mutluluğu paha biçilemez.Uzatmadan Mayıs ayında kim ne okumuş onun için buraya.
ve inceleme yazmam bir hayli zaman aldı çünkü ödevler,finaller kapıya dayandı. Neredeyse Haziran ayı olmak üzereyken inceleme de bu kadar geç kalmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Ama Haziran ayında yazarın Tess Gerritsen seçilmesinin mutluluğu paha biçilemez.Uzatmadan Mayıs ayında kim ne okumuş onun için buraya.
Kitap Künyesi
Adı:Yaban Muzu
Yazarı:José Mauro de Vasconcelos
Yayınevi:Can Yayınları
Sayfa:180
Sayfa:180
İlişkileri ise baba-oğul ilişkisinden farksızdır. Gregorao bira şişesini parmağıyla açabilecek kadar güçlü biriyken güçsüz Joel'e kol kanat germiş ve yıllarca madenlerde birlikte kazma sallamışlardır.Joel bu zaman içinde güçlenmiş serpilmiş ve içince deliren Gregorao'u zaman zaman frenlemiş.Ama ilişkide kopma noktası Gregorao'nun sevgilisi Cira'a aşık olan Joel'in ayrılma kararı almasıyla gerçekleşiyor.Hem de eve dönmek için biriktirdiği parayı Gregorao'u hapisten çıkarmak için harcadıktan sonra.
Joel yeni bir maden bulmak için kolları sıvıyor ve ona bahsedilen Banana Brava (Yaban muzu meyve vermeyen muz) adasına gitmek için yolculuğa başlıyor.Bu yolculuk esnasında başına gelmeyen kalmıyor.
Joel adaya ulaşabilecek mi?Gregorao ile yeniden karşılaşabilecek mi?
Kitap hakkında diyeceklerim ise madencilerin yaşayışlarını gayet gerçekçi bir dille anlatılmış olması,karakterlerin geçmişlerinin araya katılırken hiçbir kopukluk yaratmaması kitaba ayrı bir güzellik katmış.
Dip not: Kitapta ilgimi çeken bir batıl inanç vardı onu da buraya geçireyim istedim.
Giysileri ters giymek:Kaçağın talihsizliğini yenmek ya da canlı yakalanmamak için başvurduğu yaygın bir inançmış.
Alıntılara geçersek:
"İnsanın dili darağacının ipinden uzundur."
"Soğukkanlılıkla önceden tasarlanmış bir öç almayı uygulayan kişi ödlekten de kötüdür hiçten de hiçtir."
"Vicdanı rahat olmayan gölgelerden ve gecenin ürkünç görüntülerinden korkar."
Kitap hakkında diyeceklerim ise madencilerin yaşayışlarını gayet gerçekçi bir dille anlatılmış olması,karakterlerin geçmişlerinin araya katılırken hiçbir kopukluk yaratmaması kitaba ayrı bir güzellik katmış.
Dip not: Kitapta ilgimi çeken bir batıl inanç vardı onu da buraya geçireyim istedim.
Giysileri ters giymek:Kaçağın talihsizliğini yenmek ya da canlı yakalanmamak için başvurduğu yaygın bir inançmış.
Alıntılara geçersek:
"İnsanın dili darağacının ipinden uzundur."
"Soğukkanlılıkla önceden tasarlanmış bir öç almayı uygulayan kişi ödlekten de kötüdür hiçten de hiçtir."
"Vicdanı rahat olmayan gölgelerden ve gecenin ürkünç görüntülerinden korkar."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder