Kitap Künyesi
Adı:Sırçalan
Yazarı:Jill Hathaway
Yayınevi:Martı Yayınları
Sayfa:278
Uzun bir aradan sonra ilk yazım.
Sırçalan ise öncesinde 3 kitap okumama rağmen ilk yorumlayacağım kitap. Diğerleri en kısa zamanda sizlerle olacak.
Kitabımızın konusu Sylvia Bell ani uyku nöbetleri geçiren bir narkolepsi hastasıyken, bu nöbetler esnasında başkalarının zihnine geçişler yapmasıyla bir cinayetin ortasına düşmesine anlatıyor.Üstelik herkesin intihar sandığı bu cinayetin ucu kız kardeşi Mattie'e de dokunabilir. Kimseye anlatamayacağı,anlatsa bile kendine deli gözüyle bakılacağı sırların içinde boğuşan Sylvia olayları kendi başına çözme kararı alıyor. Tipik bir lise hayatı yaşayan Sylvia annesinin ölümünden sonra ve nöbetleri başladıktan sonra yaşanan içler acısı bir olay yüzünde popüler arkadaş grubundan ayrılır. Ve Rollins ile takılır ama bu olaylar sırasında aralarına giren soğukluk Sylvia'i tek başına bırakır. Tabi okula yeni gelen yakışıklı çocuğumuz Zane'den aldığı küçük destekleri saymazsak.
Özetle Sylvia'nın cinayeti çözme çabalarını konu alıyor.
Kitap hakkında yorumum akıcı bir kitap en çok anne kaybının anlatılışını beğendim.Bayağı gerçekçiydi.Küçük kardeşine destek olmaya çalışan Sylvia...
Beğendim alıntılara geçersek...
"Akılıma astronomi kitabındaki kara delikler geldi.Hiç ışık kalmayana kadar her şeyi içlerine çekerlerdi.İnsanın çocuğunun ölümünü görmesi böyle hissettiriyor olmalıydı."
"Empati sözcüğünü öğrenmeme henüz birkaç yıl vardı,ama ne demek olduğunu anlamıştım;hayatı bir başkasının gözlerinden görmek.Bana bu yetenek verilmişti.Belki de bu bir lanetti. Nereden baktığına bağlıydı."
"İnsanlar annemin ölümünü duyduklarında çok üzülüyorlardı,ama ölümün bir kayıp olduğunu düşünmek bir hataydı.Kazanılan bir şeydi ölüm.Ölüm hep vardı,insanların kulağına fısıldıyordu.Parmaklarının arasındaki boşluktu. Hatıralarındaydı. Düşündüğün,söylediğin,hissettiğin ya da istediğin her şeyde o vardı.Hep oradaydı."
Sayfa:278
Uzun bir aradan sonra ilk yazım.
Sırçalan ise öncesinde 3 kitap okumama rağmen ilk yorumlayacağım kitap. Diğerleri en kısa zamanda sizlerle olacak.
Kitabımızın konusu Sylvia Bell ani uyku nöbetleri geçiren bir narkolepsi hastasıyken, bu nöbetler esnasında başkalarının zihnine geçişler yapmasıyla bir cinayetin ortasına düşmesine anlatıyor.Üstelik herkesin intihar sandığı bu cinayetin ucu kız kardeşi Mattie'e de dokunabilir. Kimseye anlatamayacağı,anlatsa bile kendine deli gözüyle bakılacağı sırların içinde boğuşan Sylvia olayları kendi başına çözme kararı alıyor. Tipik bir lise hayatı yaşayan Sylvia annesinin ölümünden sonra ve nöbetleri başladıktan sonra yaşanan içler acısı bir olay yüzünde popüler arkadaş grubundan ayrılır. Ve Rollins ile takılır ama bu olaylar sırasında aralarına giren soğukluk Sylvia'i tek başına bırakır. Tabi okula yeni gelen yakışıklı çocuğumuz Zane'den aldığı küçük destekleri saymazsak.
Özetle Sylvia'nın cinayeti çözme çabalarını konu alıyor.
Kitap hakkında yorumum akıcı bir kitap en çok anne kaybının anlatılışını beğendim.Bayağı gerçekçiydi.Küçük kardeşine destek olmaya çalışan Sylvia...
Beğendim alıntılara geçersek...
"Akılıma astronomi kitabındaki kara delikler geldi.Hiç ışık kalmayana kadar her şeyi içlerine çekerlerdi.İnsanın çocuğunun ölümünü görmesi böyle hissettiriyor olmalıydı."
"Empati sözcüğünü öğrenmeme henüz birkaç yıl vardı,ama ne demek olduğunu anlamıştım;hayatı bir başkasının gözlerinden görmek.Bana bu yetenek verilmişti.Belki de bu bir lanetti. Nereden baktığına bağlıydı."
"İnsanlar annemin ölümünü duyduklarında çok üzülüyorlardı,ama ölümün bir kayıp olduğunu düşünmek bir hataydı.Kazanılan bir şeydi ölüm.Ölüm hep vardı,insanların kulağına fısıldıyordu.Parmaklarının arasındaki boşluktu. Hatıralarındaydı. Düşündüğün,söylediğin,hissettiğin ya da istediğin her şeyde o vardı.Hep oradaydı."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder