Bir tren istasyonuna gelen 3 zorba adamla başlıyor her şey. Bu adamlar ileride Armonikacı (Charles Bronson) diyeceğimiz adamı öldürmek için buradalar.
Armonikacının beklentisi üçlünün patronu Frank ile konuşmakken,öldürüleceğini anlayınca sarılıyor silahını diğer üç haydutta öyle ama galip Armonikacı oluyor.
Ardından McBain ailesi ile tanışıyoruz. Baba Brett(Frank Wolff) istasyondan müstakbel eşini alması için oğlunu gönderecekken olaya meşhur Frank(Henry Fonda) dahil oluyor.
Bu psikopat kovboy gözünü dahi kırpmadan içlerinde minik bir çocuğun bulunduğu bu dört kişilik aileyi adamlarıyla katlediyor.
Bu arada Brett'in kızına zengin olacağız gibi bir söylemde bulunması işin ucunun paraya dayandığını düşünmemize neden oluyor.
Güzeller güzeli Jill(Claudia Cardinale) trenden inip kendisini karşılamaya gelen kimseyi göremeyince bir araba tutup soluğu Brett'in evinde alıyor ve onların cesetleri ile karşılaşıyor. Ayrıca o gün evlenecekleri sanılan çiftin bir ay önceden evlendiği ortaya çıkıyor. Yani Jill artık çiftliğin tek sahibi oluyor.
Jill'in ilk işi katillerin ne aradıklarını anlamaya çalışmak oluyor.Arayışları sonuç vermeyince geldiğim yere döneyim en iyi diyor. Ama o zaman araya Frank'ın aileyi katletme suçunu attığı Çeyen(Cheyenne)(Jason Robards) Jill'i ziyaret ediyor. O da para kokusu alanlardan.
Onun ardından Jill'i Armonikacı ziyaret ediyor ve şimdi gitme diyor. Jill'de öneriyi dinliyor hatta onun tavsiyesiyle bazı işlere girişiyor.
Armonikacı bu hengamenin içinde ne arıyor,Armonikacının Frank ile hesabı ne,Frank Brett ailesini neden katletti? derken karakterlerin yollarının sıkça kesişmesini,düğümlerin çözülmesi ve kovboy filmlerinin değişmez unsuru silah seslerinin filme eşlik etmesiyle finale geliyoruz...
Gelelim yoruma daha öncede belirttiğim gibi kovboy filmleri ile pek aram yoktur ama arada böyle denk gelince izleyiveririm.Tabi bu sefer ki filmin IMDb'de Top 250 listesinde 27. sırada olması ve tamı tamına 8.6 puan alması onun hakkında yapabileceğim yorumları az çok tahmin edilebilir hale getiriyor. Ama benim için olumsuz bir kaç yer vardı,mesela filmin konuya girmesi için 1.5 saatlik bir süre geçmesi bana fazlasıyla uzun geldi. Tamam film 2.5 saat olabilir ama düğümler azıcık çözülsün bir şeyler birazcık yerli yerine otursun diye 1.5 saat beklemek olmaz ki.Benim bu düşüncem muhtemelen filme bayılan yüz binlerce kişiye garip gelecek ama ne yapayım içimde kalmasın dedim. Onun dışında oyunculuklar dört dörtlükte hele yer yer mimiklerin konuşması,pek çok filmde göremediğimiz bir başarıydı. Bir tebessümle,bir bakışla oyuncular çok şey anlatmışlardı. Ayrıca bazı diyaloglar kimi zaman çok güçlü kimi zaman da kahkaha attıracak kadar kaliteliydi. İtiraf edeyim söz konusu diyalog kalitesi olunca eski filmler bu konuda daha başarılı oluyor. Ayırca kurgunun gidişatını da tamam Armonikacı amcamızın durumu klişeydi ama geri kalan senaryo dönemi bırakın şimdiye göre bile kaliteli.
Yani kovboy filmine asla sloganını benimsememiş bir insansınız bu filmi de hala izlememişseniz listenize almanızı tavsiye ederim.
Güzeller güzeli Jill(Claudia Cardinale) trenden inip kendisini karşılamaya gelen kimseyi göremeyince bir araba tutup soluğu Brett'in evinde alıyor ve onların cesetleri ile karşılaşıyor. Ayrıca o gün evlenecekleri sanılan çiftin bir ay önceden evlendiği ortaya çıkıyor. Yani Jill artık çiftliğin tek sahibi oluyor.
Gelelim yoruma daha öncede belirttiğim gibi kovboy filmleri ile pek aram yoktur ama arada böyle denk gelince izleyiveririm.Tabi bu sefer ki filmin IMDb'de Top 250 listesinde 27. sırada olması ve tamı tamına 8.6 puan alması onun hakkında yapabileceğim yorumları az çok tahmin edilebilir hale getiriyor. Ama benim için olumsuz bir kaç yer vardı,mesela filmin konuya girmesi için 1.5 saatlik bir süre geçmesi bana fazlasıyla uzun geldi. Tamam film 2.5 saat olabilir ama düğümler azıcık çözülsün bir şeyler birazcık yerli yerine otursun diye 1.5 saat beklemek olmaz ki.Benim bu düşüncem muhtemelen filme bayılan yüz binlerce kişiye garip gelecek ama ne yapayım içimde kalmasın dedim. Onun dışında oyunculuklar dört dörtlükte hele yer yer mimiklerin konuşması,pek çok filmde göremediğimiz bir başarıydı. Bir tebessümle,bir bakışla oyuncular çok şey anlatmışlardı. Ayrıca bazı diyaloglar kimi zaman çok güçlü kimi zaman da kahkaha attıracak kadar kaliteliydi. İtiraf edeyim söz konusu diyalog kalitesi olunca eski filmler bu konuda daha başarılı oluyor. Ayırca kurgunun gidişatını da tamam Armonikacı amcamızın durumu klişeydi ama geri kalan senaryo dönemi bırakın şimdiye göre bile kaliteli.
Yani kovboy filmine asla sloganını benimsememiş bir insansınız bu filmi de hala izlememişseniz listenize almanızı tavsiye ederim.
seyretmiştim bunu bazen denk geliyor pazar sabahları eski filmler eşim de çok sever :)
YanıtlaSilevet pazar günleri western günleri :)
Sileskiden pazar günlerini iple çekerdim ailecek film izleyeceğiz diye
YanıtlaSilbende zaman zaman denk geldikçe izliyorum
Pazar günleri hepimizin hafızası yer etmiş anlaşılan :)
Silgüzel bir filme benziyor hiç rastlamamıştım paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilhttp://microsoftteknolojileri.blogspot.com/
Rica ederim :)
SilEskidn çok sverdim western fikmleri şimdi o kadar ilgim yok ..
YanıtlaSilBen de arada izliyorum bazen güzel filmler çıkabiliyor :)
SilBenim hiç sevmediğim ama babamın bayıldığı bir tarz.
YanıtlaSilZevkler tartışılmaz :)
SilEskiden kovboy filimlerine bayılırdım gerçi yine çok severim ama sanki eski tadı vermiyor gibi.Pazar sabahları dört gözle kovboy filimi başlamasını beklerdim..Canım eskileri hatırlattın ama güzel anılar.Sevgiler
YanıtlaSilBiraz filmden filme fark bir de zamanla biz de değişiyoruz :)
SilÇocukken kovboy filmleri bana çok ilginç gelirdi... Belki de enteresan.....:)Farklı bulurdum..Ve bu insanlar ne yapıyor böyle diye merakla izlerdim... Hele o şapka vurma ve uçurma sahneleri nasıl da komikti..:)
YanıtlaSilBen çocukken pek sevmezdim ama zamanla arada izlemeye başladım,eğlendireni de hüzünlendireni de var :)
Sil