Kitap Künyesi
Adı:Yavaşlık
Orijinal Adı:La Lenteur
Yazarı:Milan Kundera
Çevirmen:Özdemir İnce
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa:116
Milan Kundera uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı.Sonunda Yavaşlık ile açılışı yaptım ve o kadar memnun kaldım ki devamı geleceğine garanti verebilirim.
Kitap adını sadece bir kez duyacağımız bir karakterin ağzından anlatılıyor.
Karakter karısı Vera ile Fransa'da şatodan bozma bir otelde yolculuğuna mola veriyor.
Şatoda kalacak olmaları karaktere Madame de T.ile şövalyenin aşkının hikayesini anımsatıyor. Başlıyor bu anıları kafasında canlandırmaya.
"Örneğin seçilmiş olma duygusu her aşk ilişkisinde vardır.Çünkü aşk,tanım olarak,Hak edilmemiş bir armağandır;hak etmeden sevilmek,gerçek aşkın eskizsiz kanıtıdır.Bir kadın bana, “Seni seviyorum,çünkü zekisin,çünkü namuslusun,çünkü bana armağanlar alıyorsun,çünkü zamparalık yapmıyorsun,çünkü bulaşık yıkıyorsun,” derse,hayal kırıklığına uğrarım;bu aşkta çıkarcı bir yan vardır.Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: “Zeki olmamana,namuslu olmamana karşın,yalancı,bencil,alçak olmana karşın senin için deli oluyorum.”
Sonra politikacıları dansçı olarak nitelendiren,zekice kuramları ile etrafı büyüleyen arkadaşı Pontevin ve onun en hayranı Vincent'i anlatmaya geçiyor. Arada siyasi sebepler nedeniyle işinden atılan Çek böcek bilimcisine değiniyor.
Yani kitap pek çok katmanı içice barındırıyor ama bazı kitaplar dediğimiz gibi çok dikkatle okumanız gerektiğini yoksa kitaptan hiçbir halt anlamayacağınızı söyleyemem. Aksine yazar nasıl başarmış bilmiyorum ama bölüm geçişlerinde bir an bile duraksamadan okuyuverdim kitabı. İçerik bir sürü parçadan ibaret ama okurken başarılı bir bütünlük var.
"Teknoloji devriminin insana armağan ettiği bir esrime biçimidir hız.Motosiklet sürücüsünün tersine,koşucu,kendi bedeninin varlığını her zaman duyumsar,ilaç ampullerini,soluk durumunu hiç aklından çıkarmamak zorundadır;gövdesinin ağırlığını ve yaşını hisseder koşarken kendi kendinin ve yaşamının zamanının her zamankinden daha fazla bilincindedir. İnsan hız yeteneğinin bir makineye devredince her şey değişir:Artık kendi gövdesi oyunun dışındadır ve bir hıza teslim eder kendini,cisimsiz,maddesiz bir hıza,katıksız hıza,hızın hızlılığına,esrime hıza."
Ayrıca yazarın kitabı dayandırdığı hız ile unutma,yavaşlık ile hatırlama arasındaki ilişki ve buna benzeyen pek çok saptamada kulağa küpe olacak cinsten.
"Hızın derecesi unutmanın yoğunluğu ile doğru orantılıdır.Bu denklemeden değişik doğal sonuçlar çıkartabiliriz,örneği şu:Çağımız hız iblisine teslim ediyor kendini ve bu nedenle kendisini kolayca unutuyor.Oysa bu savı tersine çevirip şöyle söylemeyi yeğliyorum: Çağımızda unutma arzusu bir saplantı haline gelmiştir,bu nedenle bu arzuyu tatmin etmek için hız iblisine teslim olmuştur çağımız;kendi anımsamak istemediğini bize anlatmak için hızını artırır;çünkü kendinden bıkmıştır;kendinden tiksinmektedir;belleğinin küçük titrek alevini söndürmek istemektedir."
Milan Kundera uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı.Sonunda Yavaşlık ile açılışı yaptım ve o kadar memnun kaldım ki devamı geleceğine garanti verebilirim.
Kitap adını sadece bir kez duyacağımız bir karakterin ağzından anlatılıyor.
Karakter karısı Vera ile Fransa'da şatodan bozma bir otelde yolculuğuna mola veriyor.
Şatoda kalacak olmaları karaktere Madame de T.ile şövalyenin aşkının hikayesini anımsatıyor. Başlıyor bu anıları kafasında canlandırmaya.
"Örneğin seçilmiş olma duygusu her aşk ilişkisinde vardır.Çünkü aşk,tanım olarak,Hak edilmemiş bir armağandır;hak etmeden sevilmek,gerçek aşkın eskizsiz kanıtıdır.Bir kadın bana, “Seni seviyorum,çünkü zekisin,çünkü namuslusun,çünkü bana armağanlar alıyorsun,çünkü zamparalık yapmıyorsun,çünkü bulaşık yıkıyorsun,” derse,hayal kırıklığına uğrarım;bu aşkta çıkarcı bir yan vardır.Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: “Zeki olmamana,namuslu olmamana karşın,yalancı,bencil,alçak olmana karşın senin için deli oluyorum.”
Sonra politikacıları dansçı olarak nitelendiren,zekice kuramları ile etrafı büyüleyen arkadaşı Pontevin ve onun en hayranı Vincent'i anlatmaya geçiyor. Arada siyasi sebepler nedeniyle işinden atılan Çek böcek bilimcisine değiniyor.
"Düşüncelerini yayımlayan kişi başkalarını kendi gerçekliğine inandırmak,onları etkilemek ve böylece dünyayı değiştirmek isteyenlerin rolünü üstlenmek tehlikesini göze alır aslında.Dünyayı değiştirmek!Pontevin’e göre,korkunç bir niyet.Dünya bu haliyle mükemmel olduğu için değil kuşkusuz,ama her değişiklik kaçınılmaz olarak daha kötüsünü yarattığı için ."
"Teknoloji devriminin insana armağan ettiği bir esrime biçimidir hız.Motosiklet sürücüsünün tersine,koşucu,kendi bedeninin varlığını her zaman duyumsar,ilaç ampullerini,soluk durumunu hiç aklından çıkarmamak zorundadır;gövdesinin ağırlığını ve yaşını hisseder koşarken kendi kendinin ve yaşamının zamanının her zamankinden daha fazla bilincindedir. İnsan hız yeteneğinin bir makineye devredince her şey değişir:Artık kendi gövdesi oyunun dışındadır ve bir hıza teslim eder kendini,cisimsiz,maddesiz bir hıza,katıksız hıza,hızın hızlılığına,esrime hıza."
Ayrıca yazarın kitabı dayandırdığı hız ile unutma,yavaşlık ile hatırlama arasındaki ilişki ve buna benzeyen pek çok saptamada kulağa küpe olacak cinsten.
"Hızın derecesi unutmanın yoğunluğu ile doğru orantılıdır.Bu denklemeden değişik doğal sonuçlar çıkartabiliriz,örneği şu:Çağımız hız iblisine teslim ediyor kendini ve bu nedenle kendisini kolayca unutuyor.Oysa bu savı tersine çevirip şöyle söylemeyi yeğliyorum: Çağımızda unutma arzusu bir saplantı haline gelmiştir,bu nedenle bu arzuyu tatmin etmek için hız iblisine teslim olmuştur çağımız;kendi anımsamak istemediğini bize anlatmak için hızını artırır;çünkü kendinden bıkmıştır;kendinden tiksinmektedir;belleğinin küçük titrek alevini söndürmek istemektedir."
" Yavaşlık ile hatırlama hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır.Gözümüzün önüne en sıradan bir durum getirelim:Bir adam sokakta yürüyor.Birden bir şey anımsamak istiyor,ama anı uzaklaşıyor.O anda,kendiliğinden yürüyüşünü yavaşlatıyor.Buna karşılık,az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan,hala çok yakında olan zamanda,sanki bulunduğu yerden hemen uzaklaşmak istiyormuş gibi elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır."
Özetle Milan Kundera'nın anlatırken bile zorluk yaşadığım şahane kalemi tavsiye edilir.
"Konuşmak zaman doldurmak değildir,tersine zamanı konuşmak
düzenler,zamanı yöneten konuşmadır ve uyulması gereken yasaları o koyar."
Ben de bu gün nihayet uzun zamandır elim de sürünen kitabımı bitirdim:) sizler kadar fazla okuyamıyorum el işleri filan vakit alıyor:) Tüm kitap deneyimlerini yazan sizler sayesin de eskiden olduğu gibi sık olmasa da kitap okuyor olmaktan çok mutluyum:) sevgiler keyifli okumalar.
YanıtlaSilBen de eskisine oranla az okuyorum,umarım zevkinize uygun kitapları seçmenize yardımcı olabiliyoruzdur,teşekkürler sevgiler :)
SilBen de hiç okumadım Milan Kundera. Başlamalı o zaman....
YanıtlaSilEvet seveceğinizi düşünüyorum :)
Silbu kadar kitap içinde asla aklınızdan çıkmayan hangisiydi çok merak ettim :)
YanıtlaSil1984,Leyleklerin Uçuşu,Kör Suikastçı,Şans Müziği ilk aklıma gelenlerden :)
SilÇok ilgimi çekti doğrusu... Bir an önce okumak isterim.. teşekkürler bilgilendirme için. Sevgiler..
YanıtlaSilRica ederim seversiniz umarım :)
SilBende de merak uyandırdı
YanıtlaSilGüzel bir kitap :)
Silvar olmanın dayanılmaz hafifliği ile başlamıştım yazarı okumaya bunu daha okuyamadım ama listemde..
YanıtlaSilO kitabı bende çok merak ediyorum umarım okurum tez vakitte :)
Silalıp okumalı :))
YanıtlaSilEvet :)
SilOkunacaklar listeme aldım öneri için teşekkürler ♥
YanıtlaSilRica ederim :)
SilKitap ismiyle bile ilgimi çekti. Ben de not aldım. Sevgiler..
YanıtlaSilUmarım seversiniz :)
SilMerak ettiğim bir kitap oldu (:
YanıtlaSilGüzle bir kitap :)
SilMilan Kundela'nın yazı dili bana biraz ağır geliyor. Okuyamıyorum bu tip kitapları.
YanıtlaSilZevkler tartışılmaz :)
Sil