1 Eylül 2015 Salı

LOFT-ÇATI KATI(2008)

Filmin 3 bölümden karışık sıralama ile ilerlediğini söyleyerek başlayayım yazıma. İlkin 5 arkadaşın sorgulanması,ikincisi 5 arkadaşın çatı katlarında ceset bulduğu an,sonuncusu ise ceset bulunmadan önce yaşananların flashback konseptinde gösterilmesi. Filmin  işlenişi zamanlama bazında bir önce bir sonra bir şimdi şeklinde ilerlediğinden ben size düz bir anlatımla anlatacağım
Şimdi 5 tane arkadaş var Chris Van Outryve (Koen De Bouw), Vincent Stevens (Filip Peeters), Filip Willems (Matthias Schoenaerts), Luc Seynaeve (Bruno Vanden Broucke), Marnix Laureys (Koen De Graeve). Bunlardan mimar olan Vincent bir bina tasarlıyor ve o binanın çatı katını kendine ayırıyor. Sonrasında arkadaşlarını toplayıp bu çatı katını eşlerimizi aldatmak için kullanalım,fatura olmaz delil olmaz,yakalanmadan gül gibi aldatır gideriz diyor.
 İlk başta razı gelmeyen sonrasında tanıştığı Ann Marai(Veerle Baetens) yüzünden teklifi kabul etmek zorunda kalan Chris hariç diğer 3 kişi teklifi gözleri parlayarak kabul ediyorlar.

Gel zaman git zaman derken bir gün çatı katında bir ceset bulunuyor ve işler o zaman karışıyor. 5 arkadaşta birbirine şüpheyle bakıyor çünkü cinayeti dışarıdan birinin işlenmesi imkansız gibi görünüyor.
Ya da ortada oldukça sağlam bir komplo dönüyor. İşin kötüsü cinayeti polise haber vermeye dahi cesaret edemiyorlar çünkü bütün foyaları meydana çıkacak. Bakalım bu beş arkadaş bu işten de paçayı sıyıracak mı?

Gelelim yorumuma Katil Kim? tarzı filmler listesinde tepelere tırmanabilecek ters köşe üzerine kurulu enfes bir film. Filmin sevdiğim özellikleri sıralarsak ilkin filmi yapboz gibi düşünüp her sahnede bütünü görmemize bir adım daha kalmasını sağlarken çok başarılı olmuşlar. Her nokta çok ince düşünülmüş, öyle ki karakterlerin olaylar karşısındaki  verdiklerii tepkilerin anlamı çok sonradan mantıklı bir şekilde açıklanmış. İkincisi filmin boyunca katil kim? sorusunun üzerinde çok başarılı şekilde durulması okları hemen birini gösterecek şekilde ayarlasalarda şüpheleri hemen dağıtmayı sonra tekrar başka birinin üzerinde toplamayı başarmışlar. Üçüncüsü başta Matthias Schoenaerts olmak üzere oyuncuları çok başarılı bulmam. Dördüncüsü konunun aldatma noktasından girişini sinir bozucu derecede uygun yapmaları. (5 aile babası ve eşlerine ihanetleri ardından bir ceset)Son olarak filmin sonundakinden daha sağlam bir ters köşeyi son 30 dakikada yapmaları,izleyenler anlamıştır o sahnede şoktaydım.
Filmin iki yerini sevmedim ilkin bu karakterde bir pislik var dediysem o karakterde sağlam bir pislik çıktı,iki sonundaki ters köşeyi çok sevmemem.
Son söz hem şaşırayım,hem film boyunca katili arayayım diyorsanız IMDb'den 7.4 alan bu filme bir şans verin derim.

8 yorum:

  1. öyle olur işte oh iyi olmuş yeSin ceset onları :D

    YanıtlaSil
  2. Heyecan dorukta, en can alıcı yerinde kaldı film.Ellerinize sağlık, ne güzel anlatmışsınız filmi.

    YanıtlaSil
  3. Tanrım sizin yazdıklarınızı okuyunca vicdan yapıyorum. Yeterli kitap okuyup filme gitmediğim için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Azar azar izlemeye ve okumaya başlayabilirsiniz :)

      Sil
  4. Seyredeyim ben bunu, güzele benziyor...

    YanıtlaSil