6 Mayıs 2018 Pazar

SHERLOCK 4. SEZON 2. BÖLÜM

Merhabalar biraz gecikmeli olsa da yavaş yavaş Sherlock  bölümlerini izliyor ve yorumluyorum. Yorumlar sıcağı sıcağına olmadı için zihnimde hevesle planladığım şeyler ne yazık ki adım adım siliniyor ve geriye biraz sönük bir yazı kalıyor. Bu yazımda öyle olacak galiba :( Üstelik bu sefer bölümü biraz özetleyip aralara yorumlarımı serpiştireceğim. Tabi ki SPOİLER...

Watson yeni bir terapistle görüşmeye başlamış ve Mary'in hayalini görüyor.
Ne klişe ama değil mi? Mary ekranlardan eksik olmasın diye bu klişe numaralara bulaşmayın size yakışmıyor.

Terapistle olan muhabbeti Sherlock'u bagajı tıkıp onlara getiren Bayan Hudson ile bölünür. İtiraf etmek lazım Bayn Hudson'a bayılmamak elde değil :)
Bu noktadan itibaren geriye gidiyoruz. Babasının katil olduğunu düşünen Faith Sherlock'tan yardım ister.
Sherlock her nasılsa uzun bir aranın ardından bu kızın peşine düşüp evden çıkar, herkes şokta tabi.
Gerçi kızın hayal ürünü olduğu düşüncesi oluşuyor kafamızda ve yanılmadığımızı anlıyor tabi sonra yanıldığımızı anlıyoruz. Bak işte bu süper detaylardan biriydi.
Ayrıca Sherlock'un kulladığı maddeler yüzünden bitap düşmesi ve zihnini yakalamakta zorlanmasına şahit oluyoruz. En önemlisi ise ilk kez Sherlock'un gözünden yapılan çıkarımları bu kadar ağırdan alışına şahit oluyor ve Sherlock'un Faith'e mutfak-pencere teorisini ders anlatır gibi detaylıca anlatmasıyla güzel şeyler hissediyoruz.
 En sonunda Faith'in süper zengin babasının seri katil olduğunu anlayan Sherlock'un kendini evde bulmasıyla rahat bir soluk alıyoruz. (Duvarlarda yürüyen bir Sherlock gördük sanki az önce, düşüncelerine sığamıyorsun be Sherlock)

Sherlock Culverton Smith'i (not düşeyim bu adamın günah çıkarma taktiği de ayrı orijinal bir fikir) seri katillikle suçlar.

Bayan Hudson ile atışır (buradaki bazı sahneler de çok hoştu), Bayan Hudson onu bagaja tıkıp Watson'a getirir. Sherlock'un bunları iki hafta önceden tahmin etmesi Watson'u sinir etse de Smith ile ayarlanan buluşmaya Sherlock ile gitmeye razı olur.
Hayal Mary'in Watson'a çıkarım yapması ise üzüm üzüme baka baka kararır lafının haklılığını ispatlıyor galiba. Molly'in Sherlock'un bu gidişle 2 hafta yaşayacağını söylemesinin Sherlock'un yolunun yol olmadığını ispatlaması gibi.
Üçü birlikte Culverton'a anahtar teslimi yapılan bir hastaneye giderler.
Culverton'un hastanenin sahibi gibi davrandığını ve çalışanlara güzelce gözdağı verdiğini görür, üstelik en sevdiği odanın da morg olduğu öğreniriz.
Şaşırdık mı tabi ki hayır. İşte morgda bir sürü şey olur ve eline neşter alan Sherlock'u durdurmak isteyen, el atmışken bütün öfkesini kusan Watson Sherlock'u hastanelik eder.
Tabi ki Sherlock  Culverton'un hastanesi gibi davrandığı hastaneye yatırılır. Aslanın inine yatırılsa daha iyiydi herhalde.
Bu kısmı da kısa keseyim herkes Sherlock'u tek başına hastanede bırakılır. Her geçen dakika daha da mantıklı oluyor karakterlerimiz. Hatta Sherlock'a bekçilik etmeyi düşünmeyen abimiz onu neyin raydan çıkardığını çözmek için Baker Sokağı'na uğruyor ve ajanlarıyla araştırmaya başlar. Neyse ki Bayan Hudson gelip İngiliz İstihbaratının çözemediği şeyi çözer (!) ve Watson'un Mary'in geçen bölümde Sherlock'a gönderdiğini kaydı izlemesini sağlar. Kaydın önemi Mary'in Sherlock'a kendini çok zor durumda bırak ki Watson gelip seni kurtarsın önerisinde bulunmasını. Sherlock kendini bile bile ölümün eşiğine getirmiş anlayacağımız. (Bu arada aktör bu bölümde ölümün eşiğindeki adama oldukça başarılı canlandırmış ekleyeyim hele Noel bölümündeki soğukluk tamamıyla kaybolmuş.)
Watson'un kafasında geç olsa da şimşekler çakar ve hastaneye gider. Tam da Culverton her şeyi itiraf edip Sherlock'u öldürmeye çalıştığı anda odaya dalar. Her şeyin tuzak olduğunu öğrenip, bu numarayı da klasik olarak nitelendiriyoruz ama Sherlock'un Watson'un kendisine bırakacağını tahmin ettiği bastona kayıt cihazı yerleştirmesini süper bir detay olarak nitelendirmeyi unutmuyoruz.
Ortalık biraz durulunca Sherlock'a bekçilik eden Watson, Sherlock'un Adler ile mesajlaştığını anlar hatta o günün Sherlock'un doğum günü olduğunu bile çıkarır.
Not: Bu sahnelerde Mary hala bizle ve acayip derecede tatlı sahneler olduğunu ekleyeyim.

Son sahne ise dizinin tartışmasız bölümün en kaliteli yeri. Sherlock Faith'in hayal olmadığını anlar daha da iyisi arada ima edilen kardeşin Watson'un yeni terapisti olduğunu anlıyoruz.
Üstelik yeni terapist geçen bölümde Watson'un otobüste görüp mesajlaştığı kadın ayrıca Faith numarası yapan kişi ve aynı zamanda Sherlock'un kardeşi Eurus Holmes...
İki bölüm boyuca gözüme kusur/basitlik olarak görülen çoğu şeyi tek sahnede silebilecek kadar başarılı bir hamleydi. Senaristlere ve oyunculara şapka çıkardım resmen.
Daha da uzatmadan üçüncü bölümle en tez vakitte kavuşayım diyor, yazımı bitiriyorum.


7 yorum:

  1. 4. sezonu seyrettim ama malum sherlock'un hiç bir sezonu tek seyretme ile anlaşılır gibi değildir bir daha izleyeceğim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bir türlü bu sezonun 3. bölümünü izleyemedim. Ayrıca haklısın Sherlock tekrar tekrar seyrettikçe farklı detaylar yakalayabileceğin yapımlardan.

      Sil
  2. Sherlock'u ilk iki sezonunu izleyip bıraktım. Devamını izlemek istiyorum ama baştan başlamam gerekecek. Üstünden yıllar geçti, birçok detayı unutmuşumdur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baştan başla bence zaten 6 bölümcük, emin ol ilk sezonlar tekrar izlediğine değer.

      Sil
  3. Great post, photos are amazing!
    Hope you'll leave a comment on my last post --> http://howaboutjourney.blogspot.com/2018/05/gardaland-italy.html

    YanıtlaSil
  4. keyifle izlediğim bir dizi oldu. keşke devamı gelse...

    YanıtlaSil