Kitap Künyesi
Adı:Tersyüz
Orijinal Adı: Making Faces
Yazarı:Amy Harmon
Çevirmen:Arzu Altınanıt
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa:369
Fern Taylor,Hannah
Lake Kasabası’nda yaşayan,lise son sınıfa giden bir öğrencidir.Fern kendi
tabiriyle gözlükleri,diş teli,kızıl saçları yüzünden görünmez biri haline gelmiştir.Anlayacağınız kızımız
kendisini çirkin bulmaktadır. Sağ olsun etrafındakilerde onun bu düşüncelerini
pekiştirmekten başka bir şey yapmamaktadır. Fern kendini bu kadar çirkin
bulurken lisenin hatta kasabanın ve belki de ülkenin en yakışıklı erkeklerinden
biri olan tabir-i caizse aşk romanlarında kızların hayallerini süsleyen erkekler
bile onun yanından geçemeyeceği Ambrose Young’a aşık olmuştur. Üstelik bu aşk
Fern daha çocukken kıvılcımını çakmış yıllarca da pekişmiş ve Fern’in gözünün
gördüğü tek erkek Ambrose olmuştur.Ambrose yakışıklı mı yakışıklı bir lise
öğrencesi,üstelik minderde mağlubiyet vermeyen başarılı bir güreşçi ama ne
spordaki başarısı ne yakışıklılığı onun karakterini bozmasına sebep olmuş. Çocuk bildiğiniz
efendi,aklı başında hani şımarık ,egosu tavan yapmış,duygusuz öküz olan
ergenlerden değil.
Fern kasabanın rahibi
Joshua ve karısı Rachel’in kızı. Aynı zamanda Ambrose’in koçu olan Mike
Sheen’in yeğeni. Hazır konusu açılmış Mike’in oğlu Fern’in kuzeni yüreğinizi
ısıtacak karakterimiz Bailey ile tanışalım. Kendisinde ne yazık ki Duchenne kas
distrofisi rahatsızlığı var ve bu yüzden
yürümüyor,hatta kollarını dahi kaldıramıyor ve
daha da kötüsü günleri sayılı. Ama Bailey her şeye rağmen hayattan
alabileceği her türlü zevki almaya çalışıyor. Kuzeni Fern ise ona her konuda
elinden geldiğince destek oluyor.Bailey’in anne babası kadar Bailey ile
ilgilendiği söylesek yeridir.
Yaşanan bazı olaylar
Ambrose ile Fern’i karşı karşıya getiriyor,Ambrose Fern’e olan kızgınlığını
gizlemiyor. Ama Ambrose’in daha büyük bir amacı olduğu için bu mevzu fazla
uzamıyor. Son sınıfın başında vuku olan 11 Eylül saldırıları Ambrose’i orduya
yazılmaya ve Irak’a gitmeye karar vermesini sağlıyor. Ama Ambrose bu yolculuğa
tek başına çıkmıyor dört kankasını da orduya katılmaya ikna ediyor. Paulie,Grant,Jesse,Beans
ve Ambrose geride ailelerini,sevdiklerini bırakıp Irak’a gidiyorlar.(Ambrose
ayrıca önündeki muhteşem geleceğe daha adım atmadan mola veriyor.)
“Önce mi,sonra mı?Fern:Önce;beklenti genellikle gerçekten daha iyidir.Ambrose :Sonra. Doğru olan yapıldığında gerçek,her zaman hayalden daha iyidir.”
Kasabanın beş genci
Irak’a gidiyor gitmesine ama ne yazık ki sadece biri dönebiliyor geriye. Ambrose
dönüyor ama ne yazık ki yüzünün bir tarafı çok ciddi şekilde yara almış bir
halde. Ambrose böyle yaralı bir haldeyken Fern giriyor devreye ve kızımız
Ambrose’i psikolojik açıdan adım adım iyileştirmeye başlıyor…
Anlayacağınız içinizi
sımsıcak yapacak bir aşk hikayesi çıkıyor ortaya.
“Eğer acıyı yaşamazsa ellerinden kayıp gitmesin diye iki eliyle sımsıkı tuttuğu mutluluğu tekrar hissetme umudunun değerini bilmezdi.”
Gelelim yorumuma
nereden başlasam bilmem ki kitaba bayıldığımı söyleyeyim ardından savaşa bir
kez daha hayır diyeyim.Evet bu kitapla birlikte bir kez daha savaşa karşı olan
duygularım kabardı,belki kitabın ana konusu bu değil ama belirtmezsem olmaz.
Sonra hayatımda okuduğum en güzel aşk hikayelerinden birini okuduğumu
düşünüyorum, evet o kadar iyi. Çünkü bana kalırsa aşk sadece
güzellik,yakışıklılık,para,güç çerçevesinde yazılıp çizilmemeli bence aşk
vefa,sadakat ister ayrıca her zaman görsellik istemez. Fern Ambrose gibi
yakışıklı birine aşık ama bunun sebebi fiziksellik değil eğer öyle olsa
Fern,Ambrose savaştan döndüğünde onunla ilgilenmezdi. Ambrose Fern’den
görünmezken hoşlanıyordu bunun sebebi onun yazdıklarına aşık olması. Evet böyle saf,masum bir aşktı
onların ki vıcık vıcık,şımarık,yapmacık sen çok güzelesin ben çok yakışıklıyım
aşkı değildi ve bu yüzden okuduğum en güzel aşk hikayelerinden biri oldu.
Yazar bütün kitabı
onların aşk hikayelerine dayandırmamış ve yazabileceği en güçlü,renkli
karakteri de eklemiş kurguya Bailey…Sanırım Bailey’in hikayesini okurken
etkilenmeyen biri yoktur,ölüme bir adım yakınsın ama hayatın bütün
güzelliklerinden faydalanmak içinde elinden geleni yapıyorsun,her anın
kıymetini biliyor ve bolca espri patlatıyorsun.Ve son olarak yazarın araya
sıkıştırdığı geri dönüş sahneleri ise kitabı tamamlayan güzle noktalardan
biri.Ambrose,Fern ve Bailey’in çocukluklarına dönmek hikayeyi gerçekten daha da
bir güzelleştirmiş.
Son söz olarak tipik
aşk hikayelerinden sıkılanlar için şiddetli tavsiye edeceğim güzel bir roman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder