2 Kasım 2015 Pazartesi

BEŞ SEVİM APARTMANI-MİNE SÖĞÜT

Kitabın Künyesi
Kitabı Adı: Beş Sevim Apartmanı 
Yazarı: Mine Söğüt
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa: 127

Pürtelaş Sokağı’nda ismi de sakinleri de oldukça garip bir apartman olan Beş Sevim Apartmanı hüküm sürmektedir. Ta ki bir haziran gecesinde çıkan yangınla harabeye dönüşene kadar.
Bugüne kadar kimse mezara kendi ayağıyla gitmedi.

Bu apartmanın beş dairesinde,beş kişi yaşarmış. Mahalle halkı bu sessiz sakin beş kişinin bir tanesiyle dahi iletişim kuramamış. Doğal olarak apartmanı kendi haline bırakmışlar. Komşulara dair bildikleri tek ise her gün usanmadan soluk sarı, kurşuni yeşil, kahverengi, turuncu, parlak kırmızı renkli perdelerini aralayıp denizi seyretmeye çalışmalarıymış. 
Belki mucizelere inanmak hasta ruhların en iyi ilacıdır; ama mucizelere kanmak kimi zaman ölümcül bir hastalıktır.
Hikayenin bu noktasında psikiyatrist Doktor Samimi günlüğü ile konuk olmaya başlıyor bize. 
Meğer Samimi çocukluğunda rüyalarında cinperilerle tanışmış, ilk başta güllük gülistanlık olan ilişkileri bir bakmışız ki düşmanlığa dönmeye başlamış. Bunun üzerine Samimi cinlerle ilişkisi olduğunu düşündüğü beş akıl hastasını hastanelerinden çıkartmayı başarıp Beş Sevim Apartmanına yerleştirmiş. Amaç belli cinperi alemine sızmak.
“Konuşabileceğini biliyorum. İstersen yani,” dedi.
“Doğru” dedim, sanki on yıldır susan ben değilmişim gibi birdenbire.
Hiç şaşırmış görünmedi.
“Bana kalırsa dışarıda suskunluğuna devam et. Sırlar insanı değerli kılar."
5 kat, 5 ev, 5 kişi, 10 hikaye ve Samimi’nin günlüğü.
Her kişinin hikayesini iki türlü okurken yazar toplumumuzun acı yönlerini yansıtmış. Çekinmeden gocunmadan… Yazar bizi Beş Sevim Apartmanı’nın içine girdirmeyi, pencerelerden dışarı bakanların yanına götürmeyi hatta Samimi’nin bodrum katına konuk etmeyi başarmış.
Bize de bu hikayenin sonunun nasıl alevlerin içinde bittiğini okumak kalmış. 
Şeytanın en büyük silahı neydi?
İnsanları olmadığına inandırmak.
İnsanların en güçlü kalkanı neydi?
Şeytanın olmadığına inanmak. 

Uzun zaman önce sevgili Pinuccia’ın düzenlediği ama benim katılamadığım yazar ayları etkinliğinde görmüştüm bu kitabı. Aklıma o zamandan yerleşen Beş Sevim Apartmanı en sonunda okundu. 
Şunu belirteyim ki yazarın ilk kitabı olan bu kitap benimde yazarın okuduğum ilk kitabı. 
Ayrıca okunacak yazarlar listeme Mine Söğüt’ü ekletecek kadar başarılı.
Korkunun gölgesinde akıl fakir kalır.
Öncelikle kitabın dilini beğendim masalsı hava verilmeye çalışılmış ,bunda da birazcık tekrarları saymazsak başarılı olunmuş. Tabi bazı betimlemeler cümleler oldukça çarpıcı olmuş. Aynı zamanda oldukça akıcı bir kitap ortaya çıkmış. 127 sayfalık kitap bir oturuşta rahatlıkla okunacak türden. 
Sonrasında yazarın yazdığı hikayelerde toplumumuzu yansıtmadaki başarısını da eklemek lazım, bazı hikayelerdeki detaylar da güzel. 
Sevdiğim diğer bir noktası da kurgunun ilginçliği, farklılığı. Cinperi alemine dalışımız hem de masalsı bir anlatımla. Ve tabi ki de bağlanış.
Son söz bir ilk romana göre fazlasıyla sağlam bulduğum, yaratıcı, şaşırtıcı, okunası bir kitap olmuş Beş Sevim Apartmanı.





























4 yorum: