8 Ekim 2022 Cumartesi

BABAANNEMİN USTURASI - ESRA PEKİN

Kitabın Künyesi
Kitabı Adı: Babaanemin Usturası
Yazarı: Esra Pekin
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa: 92


Ayaz otuz sekiz yaşında hayatını film izlemeye, kitap yazmaya adamış biridir. Daha Ayaz'ı tanır tanımaz onun kendine zarar verdiğini ve intihar eğilimli olduğunu öğreniriz. Emin olun bu buzdağının sadece bir kısmıdır. İlerleyen bölümlerde Ayaz'ın neden kendine, hayata katlanamadığını öğreneceğimizi de ekleyelim. Ayaz sinemasever biri olduğundan arada eski filmleri izlemek için sinemaya uğrar ve bir gün filmi izlemek yerine sinemadaki başka bir izleyiciyi izler. Ayaz bu kadına anında tutulmuştur.
"Kim olduğunu ancak kim olmadığını anladığında bilebilirsin."
Ela çikolatayı  çok seven ve hayatına heyecan katmak için çikolata çalan bir kadın. Tahmin ettiğiniz gibi bu kadın Ayaz'ın aşık olduğunu kişi. Ayaz ne kadar farklıysa Ela'nın da ondan aşağı kalır yanı yok. Ela da hayatından fazlasıyla bıkmış bir karakter. Belki intihara kalkışmamış ama bir gün bu monotonluk onu öldürecek.
Acaba bu kısacak kitapta Ela ve Ayaz'ın rastlantıyla başlayan karşılaşmaları nasıl son bulacak?
"Hayal, hakikatin aynadaki aksiydi."
İlk olarak anlatım tarzı yüzünden kitabın içine çekilmekte zorlandım. Bu tarz ana karaktere seni senden iyi bilirim havasıyla ana karakterin duygularının anlatıldığını bir tarz. Umarım kendimi anlatabilmişimdir. Ela ve Ayaz'ı böyle okurken 3 kişiyi kendi ağzından okuyoruz bu da daha bir garip. Kitapta anlatım yönünden bir bütünsüzlük var. Onun dışında kitaptaki karakterleri ne yazık ki sevemedim. İki ana karakterde bana göre fazlasıyla iticiydi. Belki bir insanın kimseyi sevmemesini kaldırabilirim ama aynı insanın canı sıkılınca kadınlara yalanlar söyleyip, onları kullanmasını kaldıramam. Sevmediğin için insanları bu kadar üzmeye hakkı olmamalı insanın tıpkı bunalınca çikolata çalma hakkı olmaması gibi.
Kitap fark yaratmak için karakterlerin aşırı farklı olmasına dayandırmış sırtını ve ben bu karakterlere sempati veya empati duymayınca kitabı sevmemem kaçınılmaz oldu.
Her şeye rağmen yazarın araya serpiştirdiği hoş cümleleri ve sağlam bağlanışını gerçekten beğendim.
"Hakikat matruşka bebekleri gibi; tam buldum derken diğeriyle karşılaşıyorsun."
Babaannemin Usturası adının verdiğini izlemini boşa çıkarmayan ilginç bir kitap. Çok mükemmel değil ama kesinlikle farklı. Pek sevmedim, illa okuyun demem ama çok kötü de diyemem.

Not: Taslakta bekleyen yazıları eritmeye devam ederken, aklımda iyice silikleşen Babaannemin Usturası sırayı aldı. Kitap hakkındaki bazı detayları ne yazık ki net hatırlamıyorum bilginize.

6 yorum:

  1. tımım okunmasa da olur muş peki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben sevmemiştim Deep, yine de başka yorumlara bakıver :)

      Sil
  2. O taslaklar bir türlü bitmiyor bende de :-(

    Kitabın ana karakterini sevmeyince kitabı da pek sevemiyorum. Karakter iyi ya da doğru olmak zorunda değil ama en azından bir tarafını çekici bulmalıyım. Yoksa sonuna kadar sıkılarak okuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ana karakterin elinden tutmak istemezsek kitap ilerlemez ne yazık ki :(

      Sil
  3. Güzel bir anlatım olmuş.Farklı olması kitabı ilgi çekici yapmış.

    YanıtlaSil