Açılışı zepline saldıran korsan grubunu izleyerek yapıyoruz.
Anlayacağımız üzere zeplinde kaçırılmış bir kız var ve korsanlar da adının Sheeta olduğunu öğreneceğimiz kızın kolyesinin peşinde.
Anlayacağımız üzere zeplinde kaçırılmış bir kız var ve korsanlar da adının Sheeta olduğunu öğreneceğimiz kızın kolyesinin peşinde.
Sheeta korsanların ve zeplindekilerin elinden kaçmaya çalışırken aşağı düşüyor. Korktuğumuz gibi Sheeta yere çakılmıyor çünkü kolyesindeki kristal onun güvenli bir şekilde iniş yapmasını sağlıyor.
Pazu Sheeta'nın gökten inişini gören ve maden ocağında çalışan genç bir çocuktur.
Sheeta'ı tek başına yaşadığı eve getiriyor hatta Sheeta uyandığında ona kolyesinin iniş yapmasını sağladığını ispatlamaya çalışıyor.
Sheeta evde gökteki bir ada olan Laputa'nın resmini görünce ona babasının Laputa'ı gördüğünü ama kimsenin babasına inanmadığını anlatıp babasının doğruyu söylediğini kanıtlamaya çalışacağından bahsediyor.
Ne yazık ki iki çocuğun muhabbeti Sheeta'ı armaya gelenler yüzünden kesiliyor. İkili kaçmaya başlıyor çünkü hem Dola'nın başında olduğu korsanlar hem de zeplindekiler peşlerine düşüyorlar.
Bu noktada Pazu babasının fotoğrafını çektiği ve uydurma olduğu düşünülen Laputa'nın gerçekten var olduğuna iyice emin oluyor çünkü Sheeta'nın kristalini Laputa'lıların yaptığı efsanesini öğreniyor.
Göklerdeki Laputa'yı bulma hevesi iyice artıyor.
İki çocuk kaçabildikleri son noktaya kadar kaçıyorlar lakin en sonunda taraflardan birine yakalanıyorlar. Üstelik Sheeta Pazu'a Laputa'dan bahsetmek üzereyken. Sheeta Pazu'u korumak için anlaşma yapıyor ve Pazu'a da Laputa'ı unutmasını söylüyor.
Lakin Pazu gelişen olaylar sayesinde korsanlarla birlikte Sheeta kurtarmak için çalışmalara başlıyor.
Bakalım Pazu Sheeta'ı kurtarmayı başarıp, Laputa'a ulaşabilecek mi?
Hayao Miyazaki eserlerini izlemeye ara ara devam ediyorum ve hemen hemen her seferinde animelerin görsel mükemmelliği beni büyülemeyi başarıyor. Belki Yürüyen Şato ve Ruhların Kaçışı kadar bayılmasam da Gökteki Kale'de Miyazaki'nin en sevdiğim animeleri arasında yerini aldı. İlk olarak çocukların saflığı, cesareti, maceraya atılma hevesleri, Pazu'nun çevresindekilerin çocukları korumak için çabalaması hatta Dola'nın çocuklara iyi niyetli yaklaşmaları gibi içinizi ısıtacak sıcacık sahneler vardı.
Sonrasında hayal gücü, 30 yıl öncesini bırakın şimdiye göre bile mükemmel hele o gökteki ada, elementler ve robotlar gerçekten şahane düşünülmüştü.
Bunları da gerçeksek hemen üstte dediğim gibi görsellik muazzam derecede başarılı bir de bunun mükemmel bir hayal gücüyle harmanlandığını düşünün ve ortaya çıkan eserin görsel şölen yarattığından emin olun.
Hoşuma gitmeyen tek tük şeyler olduğunu inkar etmeyeceğim ilkin kurgu her ne kadar yaratıcı olsa da arada tahmin edilebilir şeyler vardı ikincisi ise bu animeyi izlerken aşırı derecede çocuklar tek başlarına da gayet iyi idare edebililer mesajı aldım. Her ne kadar iki çocukta ailesini özlüyor olsa da yalnız yaşamaktan yana minimum düzeyde sıkıntı çekiyorlar gibi görünüyorlardı.
Son söz Castle in The Sky IMDb'den 8.1 puan alan hem kurgusal açıdan (bir kaç şey hariç) hem de görsel açıdan izleyenlere keyifli dakikalar yaşatabilecek bir anime.
bunu izlememişim galiba yaa teşekkürleer :)
YanıtlaSilİzlersen seversin bence :)
SilMiyazaki eserleri çok güzel gerçekten, ben de severek izliyorum her birini. Gökteki Kale'yi henüz izlememiştim, sayenizde hatırlamış oldum. İlk fırsatta izleyeyim ben de :)
YanıtlaSilYorumunuzu bekliyorum o zaman :)
SilBunu izlemiştim. Miyazaki'nin diğer eserleri kadar ilgimi çekmemişti. Yine de güzeldi ama çocuklara daha hitap ediyor gibi geldi bu sefer. Çizimler güzeldi. :)
YanıtlaSilTabi ki Miyazaki'nin en iyi eseri değil ama yine de sevmiştim :)
Sil