İki kiralık katil Londra'da görevlerini yerine getirdikten sonra patronları tarafından Bruges'e yollanır.
Biri Bruges'den nefret eden ve iki haftalık tatil fikrini duyunca çılgına dönen Ray (Colin Farrell) diğeri Bruges'in güzelliği karşısında mest olan Ken (Brendan Gleeson)...
İkili patronları Harry'den (Ralph Fiennes) haber beklerken ara ara Bruges'i gezerler. Ken şehrin tadını çıkarırken Ray ise Chloe (Clémence Poésy) adında güzeller güzeli bir hatunla tanışır.
Her şey şehir kadar güzel görünürken Ray'ın geçmişi ve Harry'in Ken'e verdiği görev filmin huzurlu atmosferini darmadağın eder.
Bizlere de olanları izlemek kalır.
In Bruges öyle bir film ki hakkında kötü konuşmayı kolay kolay beceremeyiz zira filmdeki şehir öyle güzel ki öyle başarılı yansıtılmış ki büyük ihtimalle saçma sapan bir kurguyu bile izlettirebilir insana.
Keza manzaralara eşlik eden şahane müzikler de filmi gözümüzde iyice yüceltmeyi başarmış.
Şehrin güzelliği, müziklerin eşsizliği ortalamanın bir tık üstündeki kurguyla birleşince iyi bir film çıkmış ortaya tabi daha iyi bir kurgu olabilirdi ama şimdiki kurgunun da can alıcı yerleri yok değil. Yani girişte bahsettiğim gibi kötü bir kurgu yok ortada.
Oyunculara değinmezsem ayıp olur, bazıları Colin Farrell'i yapmacık bulsa da ben aktörün mükemmel oynadığını karakterin ruh halini şahane yansıttığını düşünüyorum. Geri kalan oyuncular da iyiydi özellikle Ralph Fiennes'i ve sinir krizlerini unutmamak lazım.
Diyaloglar özenli yazılmış, yer yer gülümsetmeyi başarmıştı. İnce detaylar iyi yerleştirilmişti.
Son IMDb'den 7.9 puan alan, izleyince insanın içini Bruges'e gitme arzusuyla dolduran şahane filmi tavsiye listeme gönül rahatlığıyla ekliyorum.
Normalde bu film hiç ilgimi çekmezdi. Ben de Colin Farrell'i itici bulanlardanım ama senin bu güzel yorumundan sonra izlemek istedim. Öneri için teşekkürler :-)
YanıtlaSilRica ederim, aktörü sevmesen de şans verebilirsin umarım çok seversin:)
Silmerak ettim bu filmi, izleyeceğim :)
YanıtlaSilYorumunuzu bekliyorum :)
Sil