ÇIPLAK ÖLÜM-NORA ROBERTS (EVE DALLAS-1)/BCP MART AYI

 

Kitabın Künyesi

Kitabı Adı: Çıplak Ölüm

Orijinal Adı: Naked in Death

Yazarı: Nora Roberts

Çevirmeni: Akın İnsel

Yayınevi: Epsilon Yayınları 

Sayfa: 352

Yıl 2058 teknoloji dünyayı biraz değiştirse de hala cinayetleri önleyebilecek düzeyde değil. 

Cinayetleri önleyemeseler de katilleri bulmak hala polisin görevi, Teğmen Eve Dallas ise katillerin peşine düşme ve onları yakalama konusunda canını dişine takan başarılı bir polistir. 

Bir çocuğu kurtaramasa da katilini öldüreli daha 24 saat bile olmamışken, muayenesi bile yapılmamışken Eve Kod 5 görevine çağrılır. Kod 5 olayları aşırı gizlidir o kadar gizlidir ki olayı araştırmak için sadece iki kişi görevlidir. Bu vakada bir Eve diğeri ise Ryan Feeney'dir. 

Kurban Sharon DeBlass lisanslı bir eştir,  aynı zamanda başkan adayı olma ihtimali olan  muhafazakar bir Senatör'ün torunudur. 

Eve egolu katilin bıraktığı ipuçlarında onun öldürmeye devam edeceğine anlar ve dava için canla başla çalışmaya başlar. 

Karşısına çıkan ilk isim, dünyanın ve gezegenlerin bilmem ne kadarının sahibi olan İrlandalı Roarke'den başkası değildir. Eve bir kaç ipucunun daha Roarke'i gösterdiğini görünce onunla konuşmaya karar verir ve kurbanın cenazesinde onu görünce amacına ulaşır. Roarke ilk bakışta etkilendiği Eve'e ayrı bir ilgi gösterir ve Eve de katil olduğunu düşünmediği ama listeden de rahatlıkla silemediği Roarke'e karşı boş değildir. Lakin Eve için bir şüpheliyle samimiyet geliştirmek meslek etiğine aykırıdır ve katilin boş durmayıp hedefine gerçekleştiremeye yaklaşması Eve'e hiç yardımcı olmamaktadır. Üstelik Senatör ve çevresinden gelen baskı, geçmişte yaşadıklarının yüzeye çıkmaya çalışan çabaları, katilin Eve'e olan ilgisi koşulları daha da zorlaştıracaktır. 

Bakalım Eve-Roarke-katil üçgenin sonu nereye varacak?

Blogları Canlandırma Projemiz güzel güzel devam ediyor, Mart ayı temamız Kadınlar Günü'ne özel olarak seçildi. Tahmin ettiğiniz gibi bu ayın teması Kadın. Yazarı kadın olan ya da kadın bir ana karaktere sahip bir eser okuyabilirdik ve ben ikisini de buluşturan Çıplak Ölüm'ü seçtim.

 

Eve Dallas serisi uzun zamandır başlamak istediğim bir seriydi, yıllar önce serinin bir kitabını hediye almıştım ve o zaman serinin kitaplarını toplayıp okuyayım bari demiştim ama bilin bakalım hangi kitap yoktu? Evet serinin ilk kitabının piyasada baskısı yoktu ve Epsilon'un da basmaya niyeti. Neyse yıllar sonra kitap basıldı da ben de alıp okumaya başlayabildim. Gelelim kitabın yorumuna. 

Hani bazı eserler vardır yıllandıkça güzelleşir, her devirde bayılarak okunur ne yazık ki Eve Dallas serisi bu eserlerden değil. Çıplak Ölüm yazıldığı dönemde okunduğu zaman insanın beğenisi rahatlıkla kazanır ama zaman geçtikçe bolca aşk sosu dökülmüş sıradan bir cinayet kitabının ötesine geçemez.

 Dile kolay tam 26 yıl önce basılmış, o zamanlar neredeyse 70 yıl sonrasını anlatan yer yer teknoloji gelişmelerin kitaba hakim olduğu yer yer geçmişte yaşanan savaş-isyan mevzularına değinen bir cinayet romanı eminim çok ilgi çekmiştir ama şimdi okuduğumda teknoloji gelişmeler bilindik, geçmişte yaşanan isyanlar, yasaklar gelecekte geçen bir roman için sıradan görünüyor. Cinayetin gizemi ise oldukça basit kaçıyor ki zaten Eve ile kurbanın annesi ilk kez konuştuğunda az çok cinayet kitabı okuyanlar olayın ucunu yakalamıştır.  

Eve Dallas geçmişte yaşadıkları yüzünden kolay kolay insanlara yaklaşmayan ve aynı sebepten kurbanları ile bağ kuran, suçluları yakalamak için didinen sağlam bir karakter. Her ne kadar Eve gibi karakter sıkça yazılsa da ben genel olarak karakteri sevdim. Güçlü bir kadın ama bu kitapta çok zekice tahminleri olsa da (olayın seri cinayet değil de şantaj yüzünden olduğunu düşünmesi gibi) neden anneyle konuştuğunda olaya uyanmadı anlayamadım. Ki elinde seri cinayetlere dair bolca kanıt olsa da ısrarla şantaja inanması da gözümden kaçmadı. Yani kanıtların peşinden değil hislerin peşinden gitti. Her ne kadar kurallara uyan bir karakter imajı çizse de Eve Roarke konusunda beş dakikada yelkenleri suya indirdi ki bu durum da hoşuma gitmedi. Hoşuma gitmeyen en önemli detay ise Roarke bir elin parmağı kadar bile karşılaşmadığı Eve'in evine izinsiz girip, Eve'i evinde beklediği yerdi. Bakınız adam binanın sahibi ve sırf bu sayede teğmen olan bir kadının evine İZİNSİZ girip onu evde bekliyor ve kadının tepkisi "Şimdi seni tutuklasam rapor yazana kadar sen çoktan salınırsın." gibi bir şey oluyor ve yetmiyor adamı yollarken "Gelecek sefer ben gelene kadar bekle." diyor.  El insaf bu nasıl bir rahatlık, adam zengin ve yakışıklı diye evine izinsiz girmesini bu kadar basite mi indirgeyecek insan. Kadın erkek fark etmez ama birisi sırf binanızın sahibi diye elini kolunu sallayarak evinize girince, onu gönderirken gelecek sefere ben gelene kadar bekle minvalinde şeyler söylemeyin. Bu ilişkiye ölüp bitenler umarım bu detaydan hoşlanmadan ölüp bitiyorlardır. 

Neyse Roarke ayrı bir komedi, ilk görüşte aşık olduğu kadın için her şeyi yapmaya hazır ama olay yerinde adına kayıtlı silah bulunup da Eve tarafından sorgulanınca afra tafra yapıyor. Hayır ne yapmasını bekliyordu acaba kadının. Cesedin yanında adına kayıtlı bir silah var, elbette sorgulanacaksın, Eve yanlı davranıp seni kurtarmaya mı çalışsaydı bir avukat ordun varken. 

Öte yandan Eve'e kaynanalık yapan uşak, Ryan'ın Roarke'e büyük işadamı diye atarlanması da ne bileyim 2058 yılına uymamıştı sanki.

Her şeye rağmen yazıldığı döneme göre başarılı olduğu yerler vardı aynı şekilde yazarın kalemi aşırı akıcıydı, okuma tempomum bayağıdır düşük olmasını bile hiçe saydıran bir okuma oldu tabi jet hızı değil. Seri çok uzun sanırım kırk kitabı geçmiş ve daha da yazılır diyorlar. Ülkemizde daha yarısı bile basılmamış ama benim elimde serinin bir kısmı var (Kiler kitap indirimleri sağ olsun), o yüzden seriye ara ara devam edeceğim. Kitaplar elimde olmasa okur muydum, pek sanmıyorum. 

Son söz yazıldığı döneme göre yazarın farklı bir kurgunun ucundan yakaladığı inkar edilmez olsa da, okuyanların genelde pek beğendiği bir eser olsa da günümüzde okuduğum için yer yer klişe bulduğum fakat Eve Dallas karakterini sevdiğim ve yazarın akıcı yazdığını kabul ettiğim  bir kitap olan Çıplak Ölüm'ün herkesin beğenisini kazanacak bir eser olduğunu düşünmediğimi belirtirim.