Guylain Vignolles hayalindeki işle taban tabana zıt bir işte çalışan mutsuz bir insandır. Yayınevinde çalışması gerekirken kendini kitapları geri dönüştüren bir fabrikada, adını bile söylemekten kaçındığı makinayı çalıştırırken bulmak Guylain'in her sabah işe zorlukla gitmesine neden olmaktadır.
Guylain mutsuzluğunun onu iyice esir almasını engellenmek için fabrikaya giderken bindiği trende Şey adını verdiği makinadan kurtarabildiği sayfaları sesli bir şekilde okumaktadır. Bu kasvetli hayatta ona bir balık, bir bekçi (Yvon Grimbet) ve ayaklarını Şey'e kaptıran Guiseppe eşlik etmektedir. Guylain'in hayatı içinde kısa hikayelerin olduğu bir bellek bulmasıyla değişecektir.
Artık Guylain'in günü atlatmak dışında bir hedefi vardır, hayat hikayesini yazan Julie'i bulmak...
Öncelikle konunun birazcık Fahrenheit 451 kitabını anımsattığı yorumlarını okudum ve küçük bir açıklık getireyim mevzuya. Bence minik bir anımsatmadan ötesi yok, Fahrenheit 451 distopik bir dünyayı anlatıyor bu kitap ise sevdiği işin tersini yapan Guylain'in kendi distopyasını...
6.27 Treni çok beğendiğim, belki uzun bir zaman sonra tekrar okurum dediğim nadide kitaplardan biri. İnce bir kitap, fazlasıyla akıcı ve en önemlisi dili ne çok ne sade ne çok ağdalı. En güzeli ise yazarın bu kitaba bir çok hikayeyi güzelce yedirmesi. Guylain kadar başkalarının da hikayesini okuyor hatta bazen keşke sadece onların hikayesini okusak diyoruz. Özellikle alışveriş merkezinin tuvaletinde çalışan Julie'in hikayesi o kadar sıradan olmasına rağmen bir o kadar da ilgi çekiciydi ki umarım yazar Julie'nin hikayesini de kısa ve öz bir kitaba dönüştürür dedim. Ayaklarını arayan Guiseppe de hayatını merak ettiğim karakterlerden oldu. Özetle yazar ödüllü bir öykücü olduğunu yazdığı ilk romanında okuyuculara hissettirmeyi başarmış.
Son söz kitabı okur okumaz yazarın diğer kitapları da okunmalı dediğim (ne yazık ki dilimizde başka basılı eseri yok) ilginç bir kurgusu yokmuş gibi görünse de bir şekilde okuyucuyu tekeline almayı başaran 6.27 Treni rahatlıkla önerebileceğim bir eser.
çok ilginç bir konuymuş, saol, değişik bir kitap olmalı, not aldım listeye :)
YanıtlaSilBir oturuştu okursun Deep :)
SilMerak ettim kitabı okumak isterim not aldım. Keşke daha uzun olsaymış. :)
YanıtlaSilYooo uzun olmadığı iyi olmuş tadı damağımızda kaldı :)
SilÇok sevmiştim ben de :)
YanıtlaSilAynen sevilmeyecek gibi değil zaten :)
SilSenin böyle övdüğün bir kitabı yakın zamanda görmemiştim. O zaman hemen listeme ekliyorum.
YanıtlaSilBu kitap kapağı için bile okunur. Bayıldım. Can Yayınları klasik beyaz kapağından vazgeçince çok kişi tepki göstermişti ama bence doğru yapmışlar. O kadar güzel örnekler çıkıyor ki onları görmesek üzülürdüm.
Şimdi yalan yok klasik kapakları seviyordum ama dediğin gibi bazı kapakları çok başarılı o yüzden kararsızım. Bu kitabı çok sevdim sen de seversin umarım :)
Silbu yazını bi daha okudum da bu kitabı severim herhaldee :)
YanıtlaSilBence de seversin :)
Silumberto eco kitapları şimdi set halinde can yayınlarında :)
YanıtlaSilElimde bir kitabı var yazarın önce okuyayım sonra külliyata bakacağız artık :)
Sil