Kitap Künyesi
Adı:Geceyle Gelen
Yazarı:Cristina Comencini
Yayınevi:Can Yayınları
Sayfa:222
Kitabımız Manfred ve geçici kiracısı Marina arasında yaşanan hem duygusal hem de gerilimli ilişkiyi anlatıyor.
Manfred bir dağ evinin sahibi,turist rehberi huysuz huysuz bir karakterdir.
Hem annesi hem de karısı onu terk ettiği için kadınlara duyduğu düşmanlık büyük.
Çok patavatsız agresif yerli yersiz konuşan biri.
Eski eşi Luna ile geçen konuşmada neredeyse söylemek üzere olduğu cümleye bakar mısınız?
-Beni özlemedinse evdeki yontuyu neden atmadın?(Yontu da çiftin yüzleri kazılı)
İç ses:Kış gelsin de şöminede yakarım diye düşünüyordum.
Manfred karakteri az çok kafanızda oluşmuştur.
Marina ise bebeği Marco ile dağ evinde geçici bir süre kalan kiracıdır.
Çok dalgın,unutkan bir kadındır. Çevresi tabiriyle pek de becerikli değildir. Çocuğuna bakmakta ciddi sorunlar yaşamaktadır. Anne olmaya uygun görmemiştir kendini.
Ve bir gün bir kaza olur Marco yaralanır. Manfred onları hastaneye götürür. Ve bu sırada Marina'nın büyük bir sırrını keşfeder. İşte burada ikili için zorlu bir süreç başlar.Manfred itiraf ettirmek için çabası Marina'nın susma çabası...
Aşina olduğum bir tür olmasa da kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle annelerin yaşayabileceği sorunların bayağı gerçekçi bir dille anlatıldığını düşünüyorum.Hem Marina hem Manfred'in bakış açısı ile anlatıldığı romanda karakterlerin düşüncelerine bol bol yer verilmiş.
Kısaca sevdiğim bir kitap oldu.
Alıntılara geçersek...
"İnsanın asıl cevheri sevdiklerine karşı ne kadar güçlü olduğundan belli olur."
"Evinin yolunu şaşırmış bir rehber ,bir fıkrayı andırıyor."
"Hiçbir şey söylememek için bir sürü sözcüğü arka arkaya sıralamayı çok iyi öğrenmişler."
"Sözcükler az oldukları ölçüde kıymet kazanırlar."
Sayfa:222
Manfred bir dağ evinin sahibi,turist rehberi huysuz huysuz bir karakterdir.
Hem annesi hem de karısı onu terk ettiği için kadınlara duyduğu düşmanlık büyük.
Çok patavatsız agresif yerli yersiz konuşan biri.
Eski eşi Luna ile geçen konuşmada neredeyse söylemek üzere olduğu cümleye bakar mısınız?
-Beni özlemedinse evdeki yontuyu neden atmadın?(Yontu da çiftin yüzleri kazılı)
İç ses:Kış gelsin de şöminede yakarım diye düşünüyordum.
Manfred karakteri az çok kafanızda oluşmuştur.
Marina ise bebeği Marco ile dağ evinde geçici bir süre kalan kiracıdır.
Çok dalgın,unutkan bir kadındır. Çevresi tabiriyle pek de becerikli değildir. Çocuğuna bakmakta ciddi sorunlar yaşamaktadır. Anne olmaya uygun görmemiştir kendini.
Ve bir gün bir kaza olur Marco yaralanır. Manfred onları hastaneye götürür. Ve bu sırada Marina'nın büyük bir sırrını keşfeder. İşte burada ikili için zorlu bir süreç başlar.Manfred itiraf ettirmek için çabası Marina'nın susma çabası...
Aşina olduğum bir tür olmasa da kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle annelerin yaşayabileceği sorunların bayağı gerçekçi bir dille anlatıldığını düşünüyorum.Hem Marina hem Manfred'in bakış açısı ile anlatıldığı romanda karakterlerin düşüncelerine bol bol yer verilmiş.
Kısaca sevdiğim bir kitap oldu.
Alıntılara geçersek...
"İnsanın asıl cevheri sevdiklerine karşı ne kadar güçlü olduğundan belli olur."
"Evinin yolunu şaşırmış bir rehber ,bir fıkrayı andırıyor."
"Hiçbir şey söylememek için bir sürü sözcüğü arka arkaya sıralamayı çok iyi öğrenmişler."
"Sözcükler az oldukları ölçüde kıymet kazanırlar."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder