DAVETLİ LİSTESİ-LUCY FOLEY/BLOGLARI CANLANDIRMA PROJESİ EYLÜL AYI

Kitabın Künyesi

Kitabı Adı: Davetli Listesi

Orijinal Adı: The Guest List

Yazarı: Lucy Foley

Çevirmeni: Filiz Çakır

Yayınevi: Epsilon Yayınları 

Sayfa: 340

Güzeller güzeli ve bir o kadar da başarılı gelin Jules, televizyonda fırtınalar estiren yakışıklı damat Will, İrlanda kıyılarındaki mükemmel olduğu kadar ürpertici bir ada ve sonu cinayetle biten bir düğün. 

    Kitabımız düğün anında yaşanan bir elektrik kesintisi ile başlıyor ve ardından bir geçmişe bir düğüne dönerek ve farklı farklı karakterlerin gözünden okuyarak kitabın sonuna erişiyoruz. 

Hırslı gelin Jules düğün öncesi fazlasıyla huzursuz çünkü nahoş bir isimsiz not almıştır. 

Gelinin üvey kız kardeşi aynı zamanda tek nedime olan Olivia ise ne yazık ki cebelleştiği geçmişi yüzünden ortama uyum sağlayamıyor. 

Baş sağdıç Johnno ise sağdıç elbisesini unutmuş ama eğlenme modundan zerre eksik kalmıyor. 

Gelinin kankası aynı zamanda gelinin sağdıcı olan Charlie'nin karısı Hannah ise huzurlu bir hafta sonu beklentisinin huzur kaçırıcı şeylere gebe kaldığını hissetmekle meşgul. 

Düğün organizatörü aynı zamanda Folly'in sahibi olan Aoife ise profesyonellikten ödün vermeden her şeyin kusursuzca yürümesini sağlamak için elinden geleni yapıyor. 

Bizlere de kitabın sonuna kadar hem katili hem de kurbanı merak etmek kalıyor.

Blogları Canlandırma Projemiz 9. ayına polisiye temasıyla devam ediyor, isterseniz her zaman kapımız sizlere açık haberiniz olsun. 

Davetli Listesi İnstagram'da sıkça karşıma çıkınca listeme aldığım eserlerden biriydi. Goodreads Okur Ödülü alması, Agatha Christie 💓💓💓 hissi verdiği yorumları ise kitabı hemen temin edip vakit bulunca da okumamı sağladı. 

Davetli Listesi bence fazlasıyla abartılmış bir kitap. Yani kitapta Yeşilçam filmlerinden hallice mevzular dönüyor yer yer. Tesadüflere ağzımız açık kalıyor üstelik internetin hayatımızda bu kadar yer tuttuğu dönemde bazı karakterlerin bazı şeylerden bihaber olması şaka gibi oluyor. Hannah'ın yıllar önceki Alice mevzusunun ardına düşmemesi de ayrı saçmalık not düşeyim. 

Kitabın en başarılı noktası akıcılığı ve adanın şahane betimlenişi. Kapağını da beğendim. Katil ve kurbanın kitabın sonuna kadar saklanması da takdir ettiğim bir detay oldu. 

Bunlar dışından tesadüfler  mevzusunun yanında olumsuz bulduğum başka yerler de var ne yazık ki. 

Mesela yazar adayı güzelce betimlediğini fark edince iç bayacak kadar ada manzarası betimlemeye başlamış ki gerçekten içim baydı. Bir şey güzel olsa bile bu kadar tekrarlanmamalı. Sonra kitabın 5 farklı kişinin gözünden anlatılması da beni ara ara rahatsız etti zira bir noktada şunu düşünen kimdi, kimin geçmişinde ne olmuştu derken kitap kafamda neredeyse bölük pörçük olacaktı. Yazarın genelde kadın gözünden yazması güzel bir detay ama sürekli karakterlerin birbirini kıskanması can sıkıcı. En nazik olan Hannah bile zırt pırt bir kadın karaktere karşı kıskançlığını içinden dile getiriyor. Bu arada kitabı okuyanlar Hannah'ın altıncı hissini abartılı bulmadınız mı? Ben buldum da. 

Neyse toparlayayım akıcılığı ve merak uyandırması başarılı olsa da kaliteli bir polisiyede bulunması gerekenden daha fazla tesadüf içerdiği için rahatlıkla öneremediğim bir kitap oldu.