5 Aralık 2014 Cuma

MONGOL-CENGİZ HAN (2007)

Tarihin en başarılı liderlerinden Timuçin'in çocukluğundan Moğol siyasi birliğinin sağlayana kadar yaşadıklarının anlatıldığı film Mongol.
Timuçin'in 9 yaşındayken babasıyla kendisine eş seçmek için  yola çıkmasıyla başlıyor her şey.Babası Esugei (Ba Sen) zamanında Timuçin'in annesini kaçırdığı boy olan Merkitler'den oğluna eş seçtirerek barış yapabileceğini düşünmektedir.Ama Timuçin dinlenmek için mola verdikleri boydaki Börte adlı bir kızı eş seçince bütün planları suya düşer.
 Evlerine dönmek için yola çıkarlar ve bu yolculuk esnasında  Esugei başka bir kabile tarafından zehirlenir.
Bu olay Timuçin için zorlukların başlangıcı olur.
 Çünkü babasının yerine Kağan olmak isteyen Targutai(Amadu Mamadakov) her tarafı yıkar yakar ve Timuçin'i öldürmeye karar verir. Ama Moğol gelenekleri çocuk öldürmeye izin vermediği için Targutai Timuçin büyüyene kadar beklemeye karar verir.
Tabi ki Timuçin boş durmaz ve kaçmaya başlar. Bu kaçışlar ilkinde (evet tahmin edeceğiniz gibi Timuçin'in kaçışı yek seferle sınırlı kalmıyor) Jamukha adlı bir çocukla tanışıyor. Bu çocukta ileride Kağan olacaktır ve Timuçin onunla kan kardeşi oluyor. Ve fırsatını buldukça Tanrı Tengri'ye duaya gidiyor.
Belirsiz bir zaman geçiyor ve Timuçin(Tadanobu Asano) öldürebilecek yaşa erişmiş oluyor,gene yakalanıyor gene kaçmayı başarıyor.
Bundan sonra hayatını yönlendiren iki kişi yeniden hayatına giriyor Börte (Khulan Chuluun) ve Jamukha(Honglei Sun).


 Timuçin'in dertleri hiç azalmıyor aksine katlanarak artıyor,dayanılması güç şeyler yaşıyor ve gerektiği zaman savaşını yapıyor.
Özetle Timuçin'in hayatının bir kısmını seyredebileceğimiz film.

Gelelim yorumuma öncelikle hemen belirteyim öyle ahım şahım bir tarihi bilgim yok,doğal olarak Timuçin'i ve yaşadıklarını ekranlara yansıtırken ne kadar doğru,objektif olduklarını analiz edemeyeceğim. Ama şunu belirteyim Timuçin'in hakkında zalimliğiyle ilgili onlarca şey anlatırken filmde bunlara rastlamıyoruz.(Tabi ki bu yazılanların yüzde kaçı doğrudur bilinmez)
Yukarıdaki durumlar dışında diyebilirim ki filmi çok beğendim,severek izledim 2 saatin bir saniyesinde sıkılmadım hatta filmi sinemada izlemediğim için hayıflandım. (O görsel muazzamlık sinemada eminim ki olağanüstü bir şeye dönüşecekti, ah ah kaçtı fırsat.) Özellikle mekanın,dönemin yansıtılışı çok güzeldi film adeta sizi içine çekti hiç zorluk çekmeden 12. yüzyıla adapte olduk.Hele bazı manzaralar gerçekten bakarken gözünüzü alıyordu. Oyunculuklar şahaneydi hele karakterlerin çocukluklarını canlandıranlar gerçekten sağlam performans sergilemişlerdi.
Dediğim gibi filmi fazlasıyla sevdim IMDb tarafında 7.3 verilmiş ama ben çok rahat 8.0 verirdim. Özetle tarihi karakterleri gözardı etsek bile gerek mekanıyla gerek zamanıyla sizi bambaşka bir atmosfere taşıyan bu filmi keyifle izleyebilirisiniz.
Yalnız belirtmeden geçemeyeceğim bir olumsuz nokta var,(bence IMDb puanlanması yapılırken buradan çok puan kırılmıştır ve bende hak vermiyor değilim )  şöyle ki  filmde bir sahne izliyoruz sonra bir anda geçiş yapılıyor ve arada bir sürü boşluk oluyor. O oradan nasıl kurtuldu,şurası nasıl oldu? tarzı sorular doğuyor ve boşlukları tamamıyla hayalgücümüzle dolduruyoruz ki film boyunca tekrarlanan bu durum hiç hoş kaçmıyor.
Ama devede kulak misali bu kusur filmi izlemenize hiçbir şekilde engel olmaz onu da söyleyeyim.


4 yorum:

  1. Paylaşımınızı görünce dedim ki ben neden sinemaya gitmiyorum. Uzun zaman oldu. Paylaşım ve bilgi için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil