Kitabın Künyesi
Kitabı Adı: Bataklığın Kayıp Tanrıları
Orijinal Adı: The Crossing Places
Yazarı: Elly Grıffıths
Çevirmeni: Özlem Dağ
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa: 350
Ruth Galloway iki kedisiyle birlikte ıssız bir kulübede yaşayan ve Kuzey Norfolk Üniversitesinde ders veren kırk yaşına merdiven dayamış bir arkeologdur. Monoton hayatı Dedektif Harry Nelson'un kapısını çalmasıyla değişecektir. Nelson Ruth'un evinin yakınlarındaki bataklığın civarında bazı kemikler bulduğunu söyleyip, Ruth'dan bu kemikleri incelemesini ister. Ruth teklifi kabul eder, on yıl önce hocası Erik Anderssen ile kazı yaptıkları ve taş yapıtı açığa çıkardıkları bataklığın yolunu tutar.
Nelson kemiklerin on yıl önce kayıp olan Lucy Downey'e ait olduğuna inansa da Ruth kemiklerin Demir Çağı'ndan kaldığını söyler. Aslında ikilinin ilişkisi bu noktada sona erecekken ikinci kez toprağın altından kemikler çıkar. Ruth tekrar olaya dahil olur üstelik bu sefer Nelson ona on yıl önceden gelen ve arkeoloji terimleri barındıran mektupları gösterir. Üstelik bir kaç çocuğun daha kaçırıldığını haber verir. Mektupları çocukları kaçıran kişinin yazdığı düşünülse de asla tam emin olunamaz. Ama Ruth mektuptaki ipuçları inceleyip, bataklık hakkında bildikleriyle harmanlayarak çocukları bulmak için çabalar.
Bakalım Ruth ve Nelson çocukları bulmayı başarabilecek mi?
Bataklığın Kayıp Tanrıları orta karar bir kitap. Eksiklikleri de var güzel yanları da.
İlk olarak kitap kesinlikle akıcı ama dili pürüzlü. Okurken merak uyandırmayı başarıyor. Karakterler başlangıçta gayet sempatik ama sonrasında aldatma olayı devreye giriyor ve karakterlere duyduğum sempati bir hayli azalıyor. Üstelik karakter de yazar da farkında bu durumun. Bunların yanında kayıp çocuk vakalarının arkeolojiyle harmanlanması başarılı yazar bu kısımlarda bizi sıkmayan bir anlatım sergilemeyi başarmış.
Gelelim olayın gizem yönündeki başarısına ne yazık ki yazar burada biraz dar düşünmüş. İki karakteri illa cinayetler başlar başlamaz olay yerine getirmiş bu ikisi de dahi dört kişi bariz şekilde şüpheli durumda ve en kötüsü de bu dört kişiden birinin suçlu olması. Bazı açılardan şaşırtıcı şeyler açığa çıksa da genel anlamda belli olan şeyler vardı.
Son söz Bataklığın Kayıp Tanrıları gizem yönüne biraz daha ağırlık verip bazı yerlerde küçük değişiklikler yapılsaydı eminim çok güzel bir roman olacakken şimdi orta karar bir eser olmuş.
Bataklığın Kayıp Tanrıları orta karar bir kitap. Eksiklikleri de var güzel yanları da.
İlk olarak kitap kesinlikle akıcı ama dili pürüzlü. Okurken merak uyandırmayı başarıyor. Karakterler başlangıçta gayet sempatik ama sonrasında aldatma olayı devreye giriyor ve karakterlere duyduğum sempati bir hayli azalıyor. Üstelik karakter de yazar da farkında bu durumun. Bunların yanında kayıp çocuk vakalarının arkeolojiyle harmanlanması başarılı yazar bu kısımlarda bizi sıkmayan bir anlatım sergilemeyi başarmış.
Gelelim olayın gizem yönündeki başarısına ne yazık ki yazar burada biraz dar düşünmüş. İki karakteri illa cinayetler başlar başlamaz olay yerine getirmiş bu ikisi de dahi dört kişi bariz şekilde şüpheli durumda ve en kötüsü de bu dört kişiden birinin suçlu olması. Bazı açılardan şaşırtıcı şeyler açığa çıksa da genel anlamda belli olan şeyler vardı.
Son söz Bataklığın Kayıp Tanrıları gizem yönüne biraz daha ağırlık verip bazı yerlerde küçük değişiklikler yapılsaydı eminim çok güzel bir roman olacakken şimdi orta karar bir eser olmuş.
Bu kitabı gözden kaçırmışım galiba, ilk kez görüyorum. İlgi çekici görünüyor ama yorumunuza göre beklentisiz okumak daha iyi gibi sanki :)
YanıtlaSilSanırım çok popüler olamayan eserlerden, beklentisiz okumakta fayda var :)
Silhmm biraz sıkıcı geldi bana.
YanıtlaSilSıkıcıdan öte eksikleri fazla diyelim :(
YanıtlaSil