19 Ağustos 2017 Cumartesi

JOHN WICK (2014)

Karısını zorlu bir hastalık sürecinin ardından kaybeden John Wick (Keanu Reeves) hayattan iyice kopmak üzereyken karısının ölmeden önce ayarladığı köpek dostu ile yeniden hayata tutunur.
Daisy adlı bu şirin  köpek evin içinde John ile yaşamaya başlar.
Tam da John'un üzüntüsü yavaş yavaş hafifleyecek demeye kalmadan John'un arabasına göz diken Iosef (Alfie Allen)  gelişen olaylar nedeniyle adamlarıyla John'un evini basar.
Sonucunda ise araba çalınır ve ne yazık ki köpek öldürülür.
Bu noktadan sonra John'un şalterleri atar ve biz de John'un evlenmeden önceki haline dönüşünü izlemeye başlarız.
Iosef ise yeraltı dünyasının güçlü isimlerinden Viggo Tarasov'un (Michael Nyqvist) oğlu olmasına rağmen John'un arabası için temiz bir ruhsat çıkartamaz hatta bu işin sahibinden güzel bir yumruk yer. Yeraltında dedikodular hızla yayılır ve Viggo oğlunu çeker karşına ona arabasını çaldığı kişinin Baba Yaga lakaplı John Wick olduğunu, imkansız görevlerin adamı olduğunu ve kendisi için geleceğini söyler.
John Wick'in ününden bihaber olan Iosef olayı tınlamasa da babası Avi'den (Dean Winters) John için 2 milyon dolara suikastçı tutması ister. 
John Wick hazırlanır, suikastçılar yerlerini alır ve silahlar çekilir.
Bakalım John Wick köpeğinin intikamını alabilecek mi yoksa o Iosef'e ulaşamadan bir kurşun ona mı ulaşacak?

Keanu Reeves sevdiğim aktörlerden biri olduğu için ara ara onun filmlerini izlerim. John Wick uzun zaman önce radarıma yakalanmıştı ama bir türlü izleyememiştim kısmet bugüneymiş. Film hakkında ne düşündüğüme gelirsek çok ayılıp bayılmasam da sevdiğimi söyleyebilirim. Başlayalım beğendiğim beğenmediğim yerleri yazmaya.
İlk olarak kurgudaki bazı noktalar değiştirilse daha makul bir film ortaya çıkardı. Hadi John Wick'in kolay kolay yaralanmadığı sahneleri geçeyim ama daha filmin başında John Wick gibi namı alıp yürümüş bir adamın kendi evinde 3 yeniyetmeye gafil avlanmasını aklım almıyor. Keza herkesin ismini duyduğunda ödünün patladığı John Wick'i Iosef ismen bile tanımaması bir hayli garip kaçtı gözüme. Adamdan o kadar bihaber ki filmin ortasına kadar Wick'i sallamadı bile.  Ve en önemlisi bu kadar insanın ölümüne sebep olacak bir olayın daha büyük bir şeye dayandırılması daha gerçekçi olurdu. Ayrıca eklemezsem olmaz yer yer klişe sahnelerle karşılaşabilirsiniz haberiniz olsun.
İkincisi çok sevdiğim Keanu Reeves'in donuk ifadesi hatta mimiksizliği. Bunca zamandır üzerine pek düşünmesem de aktör mimikleri pek kullanmayacağı herhangi bir sebepten hayata donuk bir ifadeyle bakan karakterlere can vermeyi alışkanlık haline getirmiş. Bu filmde de John Wick surat ifadesini çok sık değiştirme gereği duymuyor. Lakin not düşeyim aktör mimiklerini kullanmıyor olabilir ama sahne hakimiyeti mükemmel. Hatta mükemmel ötesi. 
Üçüncüsü bazı karakterler, sahneler ve mekanların çok klastı özellikle Continental'in içinde geçen her sahneden kalite akıyordu.
Ayrıca  Bayan Perkins'in son sahnesi, temizlikçilerin sahneleri ve John Wick arabayla saldırırken Viggo'un güldüğü sahnelerde çok güzeldi.
Son olarak kurgudaki eksiklikleri kafanıza takmanıza imkan vermeyecek kadar hızlı akan bol aksiyonlu karelere harika müziklerin eşlik ettiğini ekleyeyim.
Son söz akıcı, sizi yormayacak, senaryodaki ufak tefek mantıksızlıklara göz yumabileceğiniz bir aksiyon filmi izlemek isterseniz John Wick'i önerebilirim. 

8 yorum:

  1. İlkini de ikincisini de keyifle izlediğim bir aksiyon John Wick
    Tam bir hafta sonu keyfi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinciyi de izledim evet bazı eksikliklerine rağmen keyifli bir film :)

      Sil
  2. John Wick nedense bana James Bond'u hatırlatıyor. :)

    YanıtlaSil
  3. Keanu Reeves'i çok severim. Sırf onu izlemek için filmi izleyeceğim :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aktör hatırına izlenebilecek bir film, pişman olmazsın :)

      Sil