Kitap Künyesi
Adı: Büyük Vuruş
Orijinal Adı: Drop Shot
Orijinal Adı: Drop Shot
Yazarı:Harlan Coben
Çevirmen:Özlem Gültekin
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa:408
Myron Bolitar serisinin ikinci kitabı Büyük Vuruş incelemesi ile sizlerleyim.
Yazarın diğer kitapları incelemesi için buraya.
Valerie Simpsons eski bir tenisçi,zamanında oldukça başarılıymış. Yükselişin ardından dibe vuran kızımız tekrar sahalara dönmek ister ve bunun için spor menajeri Myron ile irtibata geçer. Henüz anlaşma imzalamayan Myron gelecek vadeden tenisçisi Duane Richwood'un Açık Tenis Turnuvası'ndaki maçını izlerken imza şansını sonsuza kadar kaybeder çünkü Valerie büyük bir kalabalığın içinde öldürülmüştür.
Myron daha müşterisi bile olmayan kızımızın cinayetini araştırmak için ısınma çalışmalarını başlarken,cinayet için Duane'in gözaltına alınması Myron'un işlemleri hızlandırmasını sağlar. Her ne kadar müşterisinin üzerinden suçlamaların düşmesini sağlasa da cinayeti çözmeye karar verir. İlk adım Valerie'in zengin mi zengin burjuva ailesiyle bağlantıya geçmektir. Ona bu konu da desteği kankası Win( III. Windstor Horne Lockwood ) sağlar. Malum Win'de aynı çevreden gelmektedir hatta Valerie'i tanımaktadır.
Neyse Myron cinayet işini araştırırken 5-6 yıl kadar önce öldürülen Alexander Cross(kendisi ABD senatörünün oğlu olur) cinayetinin bu cinayetle ilişkilendirmeye başlar.Ki geçmişteki bu cinayetin dosyasını açması hatta Valerie'in cinayetini incelemesi bile pek çok kişilerce hoş karşılanmaz hatta Myron bayağı ağır tehditler almaya başlar. Bütün bu hengamenin içinde yanında olmayan sevgilisi Jessica Culver'in özlemiyle yanıp tutuşmaktadır.
Ama o her şeye rağmen yılmadan Valerie'in cinayetini aydınlatmak için didinir?
Acaba Valerie'in ölümü 6 yıl önceki cinayetle ilişkili mi yoksa her şey Myron'un hayal gücünün eseri mi? okuyup göreceğiz.
Gelelim yorumuma aynen serinin ilk kitabında olduğumu gibi başlarda uyuşamadık ama akabinde bayılarak okudum. Bu serinin en sevdiğim yanlarından biriyle başlıyorum övgüler Myron ve Win'in her koşulda şahane bir espri patlatabilmeleri,gerçekten herhalde hiçbir cinayet-gizem kitabı bana bu denli kahkaha attıramamıştır.
Ardından Win,okunan her kitapla ben bu adama daha bir hayran oluyorum yalan yok. O Korece okuma seansları,dövüş konusunda eşsiz yeteneği,kendini beğenmişliğinin bile ayrı bir şirinliği olması...
Bir de Esperanza var (Myron'un asistanı kendi de sporcu ayrıca) o da ayrı bir ikon lafı gediğine koyma konusunda Myron ve Win'den altta kalır yanı yok.Ayrıca arada Jessica'a laf sokmalarına bayılıyorum. Biraz da bunu mertçe Myron'a söyleyebilmesine tabi ki.
Kitabın kurgusunu olaylarının bağlanışını beğendim ama ne yazık ki yazar bilerek mi istemeden mi yapmış bilmem ama bu kitaptaki bazı mevzuları rahat rahat çözdüm. Keşke yazar bazı yerlerde ipucunun ucunu fazla kaçırmasıydı dedim. Ama gene de güzeldi severek,eğlenerek okudum ve seriye 3. kitapla devam etme kararı aldım.
Myron Bolitar serisinin ikinci kitabı Büyük Vuruş incelemesi ile sizlerleyim.
Yazarın diğer kitapları incelemesi için buraya.
Valerie Simpsons eski bir tenisçi,zamanında oldukça başarılıymış. Yükselişin ardından dibe vuran kızımız tekrar sahalara dönmek ister ve bunun için spor menajeri Myron ile irtibata geçer. Henüz anlaşma imzalamayan Myron gelecek vadeden tenisçisi Duane Richwood'un Açık Tenis Turnuvası'ndaki maçını izlerken imza şansını sonsuza kadar kaybeder çünkü Valerie büyük bir kalabalığın içinde öldürülmüştür.
Myron daha müşterisi bile olmayan kızımızın cinayetini araştırmak için ısınma çalışmalarını başlarken,cinayet için Duane'in gözaltına alınması Myron'un işlemleri hızlandırmasını sağlar. Her ne kadar müşterisinin üzerinden suçlamaların düşmesini sağlasa da cinayeti çözmeye karar verir. İlk adım Valerie'in zengin mi zengin burjuva ailesiyle bağlantıya geçmektir. Ona bu konu da desteği kankası Win( III. Windstor Horne Lockwood ) sağlar. Malum Win'de aynı çevreden gelmektedir hatta Valerie'i tanımaktadır.
Neyse Myron cinayet işini araştırırken 5-6 yıl kadar önce öldürülen Alexander Cross(kendisi ABD senatörünün oğlu olur) cinayetinin bu cinayetle ilişkilendirmeye başlar.Ki geçmişteki bu cinayetin dosyasını açması hatta Valerie'in cinayetini incelemesi bile pek çok kişilerce hoş karşılanmaz hatta Myron bayağı ağır tehditler almaya başlar. Bütün bu hengamenin içinde yanında olmayan sevgilisi Jessica Culver'in özlemiyle yanıp tutuşmaktadır.
Ama o her şeye rağmen yılmadan Valerie'in cinayetini aydınlatmak için didinir?
Acaba Valerie'in ölümü 6 yıl önceki cinayetle ilişkili mi yoksa her şey Myron'un hayal gücünün eseri mi? okuyup göreceğiz.
Gelelim yorumuma aynen serinin ilk kitabında olduğumu gibi başlarda uyuşamadık ama akabinde bayılarak okudum. Bu serinin en sevdiğim yanlarından biriyle başlıyorum övgüler Myron ve Win'in her koşulda şahane bir espri patlatabilmeleri,gerçekten herhalde hiçbir cinayet-gizem kitabı bana bu denli kahkaha attıramamıştır.
Ardından Win,okunan her kitapla ben bu adama daha bir hayran oluyorum yalan yok. O Korece okuma seansları,dövüş konusunda eşsiz yeteneği,kendini beğenmişliğinin bile ayrı bir şirinliği olması...
Bir de Esperanza var (Myron'un asistanı kendi de sporcu ayrıca) o da ayrı bir ikon lafı gediğine koyma konusunda Myron ve Win'den altta kalır yanı yok.Ayrıca arada Jessica'a laf sokmalarına bayılıyorum. Biraz da bunu mertçe Myron'a söyleyebilmesine tabi ki.
Kitabın kurgusunu olaylarının bağlanışını beğendim ama ne yazık ki yazar bilerek mi istemeden mi yapmış bilmem ama bu kitaptaki bazı mevzuları rahat rahat çözdüm. Keşke yazar bazı yerlerde ipucunun ucunu fazla kaçırmasıydı dedim. Ama gene de güzeldi severek,eğlenerek okudum ve seriye 3. kitapla devam etme kararı aldım.
Bu tarz kitaplarda hemen çözüme ulaşmak maalesef sıkıcı yapıyor kitabı benim için.
YanıtlaSilHemen ulaşmadım ama bazı mevzuları biraz erken anladım :)
SilTşkler tavsiye için (:
YanıtlaSilRica ederim :)
Sil