THE BUCKET LIST-ŞİMDİ YA DA ASLA (2007)

Edward Cole ( Jack Nicholson) hastaneleri özelleştiren oldukça başaralı ve zengin bir iş adamıdır. 

Carter (Morgan Freeman) ise 45 yıldır motor tamirciliği yapan, geniş bir ailesi olan, çok okuyan ve bir o kadar da okuduklarını unutmayan bir adamdır.

İkilinin yolu kanser hastası olduklarında tedavi görmek için gittikleri hastanede kesişir.

Cole yıllarca iki kişilik oda olayını savunduğu için şimdi hastane kendisinin bile olsa iki kişilik odada kalmak zorunda kalır.

Oda arkadaşı ise Carter'den başkası değildir.

Doktorlar Cole ile ilgilenirken Carter hastalığının ne durumda olduğunu bile öğrenemez. Günler geçer ve Cole'nin asistanı Thomas (Sean Hayes) başka ziyaretçisi olmadığını görürüz öte yandan Carter'in eşi Virginia (Beverly Todd) sık sık hastaneye uğrar, Carter'i oğlu da yalnız bırakmaz.

Doktorun ikisine de en fazla bir yıl ömrünüz kaldı demesiyle karakterlerin hayatı bir anda ters düz olur.

İkili bu bilgiyi hazmetmeye çalışırken Cole Carter'in hazırladığı artık pek bir anlamı olmayan Tahtalıköy Listesi'ni bulur.

 Carter'ın ölmeden önce yapmak istediği şeylerin listesini inceleyen Cole bir kaç düzenlemeyle listeyi günceller ve Carter'a listeyi gerçekleştirmeyi teklif eder.

Carter ise eşinin karşı çıkmasına rağmen teklifi kabul eder. Maddi açıdan sıkıntı yaşamayan ikili Mısır'a, Çin'e, Hindistan'a gider. Paraşütle atlama yapıp, araba yarışı yaparlar.

 

Bize de ikilinin ölmeden önce listelerini tamamlayıp, tamamlayamayacaklarını izlemek kalır. 

Öncelikle filmin akıcı olduğunu belirterek başlayayım. Kesinlikle kendini izletiyor. Özellikle listedeki maddeler gerçekleştirilirken hiçbir şeyden kaçınılmadığını hissediyorsunuz. Piramitlere çıkıyor Tac Mahal'ı geziyorsunuz.

 Oyuncular zaten dört dörtlük. Karakterler başarılı çizilmiş. Carter'in hatta arada Cole'nin kitap okuması çok hoşuma gitti. Cole'nin asistanın ismini değiştirmesi araya sıkışan güzel bir detaydı.

Filmin sonunda bazı maddeleri ince düşünerek çizilmesi gibi.  Her şeye rağmen kurgu çok bilindikti. İzlerken sırf bu sebepten ötürü beğenmediğimi hissettim. Tabi bu  hissi uzaklara itelemeye çalıştım. Bir de ne kadar fedakar bir baba olsa da Carter'in ömrünün son günlerini (ailesini bu kadar incitme pahasına) hiç tanımadığı biriyle geçirmesi hoşuma gitmedi. En azından Carter'in ailesi biraz destekleyici bir tutum içerisinde olabilirdi. Eklemezsem olmaz yırtılan listenin tekrar önümüze konulması da devamlılık hatası gibi göründü gözüme. 

Son söz Şimdi ya da Asla iki dev aktörün, tanıdık bir kurguyla çektikleri ortalama ama samimi bir film.