3 Eylül 2022 Cumartesi

MOVE ON (2012)

Mark (Mads Mikkelsen) önceki görevinde ciddi bir problem yaşamış ve sistemden çıkmak isteyen bir ajandır. Sistem ona bir fırsat sunar, kuzeyden güneye taşınacak bir çantayı ona emanet edip bu işin sonunda onu sistemden sileceklerini söylerler.
Mark çantayı teslim alıp Viyana yolunu tutunca işler karışmaya başlar.
Takip edildiğini hisseden Mark, bir üstünün onu uyarmasıyla kolay bir yola girmediğini anlar.
 Kimliği ifşa olan Mark çantayı kaptırmaktan son anda kurtulup yeniden düşer yollara.
Üstelik bundan sonraki yolculuğunda takip edildiğinden iyice emin olur ve şansızlık bu ya arabası bozulur.
Arabasının bozulması Mark'ın Alica (Gabriela Marcinková) ile tanışmasına vesile olur. Mark ne kadar soğuk davransa da Alica'dan etkilenir ve konaklamak zorunda kaldığı kasabadaki düğüne gider.
Düğün sonrası yaşananlar Mark'ın çantayı kaybetmesine neden olmaz ama içine bir şüphe düşürür. Bu yüzden yolundan sapar ve kötü bir durumun içine saplanır.
Bakalım Mark kendi ayağıyla düştüğü bu kuyunun içinden çıkabilecek mi?

Eğer uzun süredir blogumu takip ediyorsanız Mads Mikkelsen hayranlığımdan haberdarsınızdır. Aktörün filmlerini azar azar izlemeye çalışırken bu kadar kötü bir filme denk geldiğim için bir hayli mutsuzum. Zaten bu aralar hep böyle film ve kitaplara denk geliyorum. 
Aslında sırf aktörün hatırına izlenebilir bir film diyecektim lakin Mikkelsen'in kendisi bile aşırı donuk oynamış ben ne yapayım yani övgüler mi düzeyim? 
Bütün kadro buz gibi, bütün kadro mimiksiz, bütün kadro bitse de gitsek modunda. Hatta film bitince jenerik akarken Mark ellerini havaya kaldırıp "şükürler olsun, kurtuldum" işareti yapıyor ve bence Mads biraz da doğaçlama yapıp kendi ruh halini yansıtmış sanki. 
Neyse belki de oyuncuların geneli donuk olarak yazılmış, seçilmiş hadi neyse peki o kurgu ne öyle Allah aşkına? Zamanında The Following için FBI'i kötülemek için çekilmiş diye düşünürdüm Move On'u izleyince FBI o kadar kötü gözükmedi gözüme. Şimdi ortada ifşa olan ve takip edilen bir ajan var. Üstelik bu ajanın eline binlerce kişinin arasından seçilebilsin diye oldukça dikkat çekici bir modeli olan bir çanta tutuşturmuşsunuz ama bu ajan takip edildiğini bilen bu ajan o çantayı bırakıp düğüne eğlenmeye gidiyor üstelik o gün tanıştığı bir kızla... Ne düşüneyim şimdi ben, yılların ajanı bu kadar geri zekalı olabilir mi? Hadi onu geçeyim bu adam kızın arkasına düştü, sonra takas oldu bu adam çantanın işaretini her şey bitince kontrol etti, bak onu da geçeyim takasta bu kızı koca istihbarat servisi ellerinden kaçırdı. Soruyorum size daha ne diyeyim? Tamam bütün suçlular beş dakikada kıskıvrak yakalanmasınlar ama bu işte böyle zıvanadan çıkmasın bir zahmet. 
Bir de güya casus filmi ama takip dışında doğru dürüst bir sahnesi yok, ana karakterin adam akıllı bir dövüş sahnesi var o kadar, diyaloglar bir hayli zayıf. 
Son söz kesinlikle türüne göre çok zayıf bulduğum bir kurgusu olan hatta sinir edici bir kurgusu olan, oyuncuların bir hayli donuk olduğu ortalama altı bir film. 

4 yorum:

  1. aaa mads in bilmediğim bir filmi hemen izlerim ooooo :)

    YanıtlaSil
  2. Mads Mikkelsen'i ben de çok severim. Sırf o oynadığı için izlerim diyordum ama yorumundan sonra cesaret edemem :-) Oyuncunun çok iyi eleştiriler alan filmleri var. Önce onları izleyeyim ben.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aktörün bu filmden iyi filmleri var onlara şans vermek lazım öncelikle :)

      Sil