GÖRDÜĞÜNE ASLA İNANMA-MARIO MAZZANTI

Kitap Künyesi

Adı: Gördüğüne Asla İnanma
Orijinal Adı: Nella Tana Del Lupo

Yazarı: Mario Mazzanti

Çevirmen: Güliz Akyüz Yıldırım

Yayınevi: Sonsuz Kitap

Sayfa: 446

Profesör Meriurgo Milano'nun en başaralı psikanalistlerinden biridir. Öyle ki yurt dışındaki pozisyonlar için adaylar arasında seçim yapılırken ona danışılır, Milano Üniversitesi'ne akademik görevli alınırken ondan tavsiye istenir. Oldukça başarılı, sevilen, sözü geçen Profesör Meriurgo, Hayalci olarak adlandırdığı hastası Giorgio Olivadotti'nin gördüğü bir rüyayı araştırmaya karar. Zira bu rüyaya Milano Üniversitesi Psikoloji Fakültesi'ndeki iki öğretim görevlisinden biri neden olmuştur. Meriurgo bu araştırmayı yaparken adaylardan biri olan ve çok sevdiği bir dostu olan Profesör Trevis'e  durumu çıtlatır. 

"Hastamın kabus görmesine neden olan adaylardan biriydin ama aklandın merak etme." 

Ayaküstü konuştukları bir kaç cümle Meriurgo vahşice öldürüldüğünde Trevis için peşine gideceği ekmek kırıntılarına dönüşür. Zira Hayalci de trafik kazasına kurban gitmiştir.

Trevis ikiyle ikiyi toplar ve yanına güzeller güzeli asistanı Denise'i alarak bu olayı araştırmaya başlar. Ve anlar ki 8 meslektaşından biri Meriurgo'nun ve Hayalci'nin katilidir. Bilmediği tek şey ise her bilgiyi paylaşacağı asistanının bu sekiz kişiden biriyle gizli bir ilişki yaşadığıdır. 

Trevis Olivadotti'nin geçmişinde bu cinayetinin sırlarının yattığından emindir ve onun memleketine giderek geçmişi deşmeye karar verir. Öte yandan Trevis'in bazı tavırları Meriurgo'nun cinayetini araştıran Giurato'nun dikkatini çeker. O da Trevis ve Denise'i mercek altına alır. 

Bizlere de bir rüyanın peşinde koşan Trevis'in neler yaşayacağını okumak kalır. 

Mario Mazzanti'nin okuduğum ikinci kitabı, diğer kitabı oldukça popüler olan Şah Mat. Şah Mat'ı okuduğum dönemde yorumlamamışım şimdi düşünce sanırım Şah Mat bu kitaptan daha iyiydi diyebilirim. Tabi bunu dediğim için Gördüğüne Asla İnanma'yı kötü olarak nitelendirmeyin lütfen. 

Genel anlamda Gördüğüne Asla İnanma ortalamanın bir tık üstü bir kitap. Biraz hoşuma gitmeyen tarafları var. Mesela Denise ve aşkı mevzusu kitabı uzatmak için konulmuş ve bence kitabın tadını kaçırmış. Denise'nin tavırları, seçimleri hiç gerçekçi gelmedi bana hele Trevis'in hiçbir şeyden işkillenmemesi daha bir garip zira kendisi psikoloji profesörü. Mimikler, davranışlar onun işi. 

İkinci nokta kitaptaki şüpheli sayısının bir anda üçe inivermesi. Ayrıca bu şüphelilerle diyaloglar minumum düzeyde. Ben şunu bekliyordum açıkçası, suçluyu konuşa konuşa bulmalarını. Nasıl olacak o iş derseniz psikolojiyi temel alarak bazı şeyler yapılabilirdi ki Trevis biraz bunu yapmaya çabaladı ama bu çabası kısa sürdü. Bence kitabın az da olsa psikoloji izinden gittiğini düşünürsek, suçlunun da bu yolla bulunmasını sağlansaydı kitap benim için daha güzel olurdu. 

Bir de Trevis'in Haylaci'nin ölümün kaza olmadığını araştırması onu şüpheliler listesine taşımasa daha iyi olurdu. Bu da biraz saçma bir düşünce. 

Bunlar dışında kitap bayağı akıcıydı, iyi bir okuyucu için 2-3 günde bitirilebilirdi. Psikolojik detayların verilmesini, rüyaların analiz edilmesini sevdim. Trevis peşinden koşarken seveceğiniz karakterlerden biriydi. 

Son söz şüphelilerin bir çırpıda azalması, psikolojinin beklediğimden az kullanılmasına rağmen severek okuduğum bir gizem kitabı oldu, türü sevenlere öneririm.