Adı:Anahtarsız Ev
Orijinal Adı:
Orijinal Adı:
Yazarı:Earl Derr Biggers
Çevirmen:Özgün Dede
Çevirmen:Özgün Dede
Yayınevi:Labirent Yayınevi
Sayfa:250
Kitap bizi Honolulu’a götürüyor ve Winterslip ailesi ile tanıştırıyor. Bu aile oldukça soylu,öyle herkesle diyalog kurma tenezzülünde bulunmayan,adları dedikoduya karışması diye çabalayan bir aile. Yıllar önce bir kısmı Honolulu'a yerleşmiş.Her ailede olduğunu gibi bu ailede de bir kara leke var,zenginliği kadar kötü namı da Honolulu'un dışına taşan Dan Winterslip kardeşi Amos ile kötü huyları yüzünden uzun süredir küs.Her neyse Dan evinde kuzeni Miss Minevra'i ağırlarken,Minevra'ın uzun süredir eve dönmediğinden şikayetçi olan ailesi genç bir Winterslip'i Minevra'i alıp getirmesi için Honolulu'a gönderiyor. Tabi ki adanın rehavetine kendini kaptıran Miss Minevra'ın Boston'a dönmek bir niyeti yok.
"Eğer yeterince uzağa bakarsak hepimizi bekleyen bir bela var."
John Quincynbu ziyareti yapmaktan bir hayli rahatsız o alıştığı ortamı terk etmemek için can atan tiplerden ama annesini onu kandırınca o da Halası Minevra'i bulmak için kilometrelerce uzağa yolculuk yapıyor. Üstelik bu yolculukta Dan'ın kızı Barbara ile tanışıyor.
Daha fazla uzatmadan John ve Barbara daha karaya basmadan bir cinayet işleniyor ve işleri çözmek daha doğrusu ailenin adının dedikoduya karışmasını önlemek için polisin izinden gitmek John'a kalıyor.
Bu macerada onun eşlikçisi ise dedektif Charlie Chan oluyor.
Gelelim yorumuma Anahtarsız Ev yazarın Çinli dedektif Charlie Chan serisinin ilk kitabıymış,bende kitabı okurken öğrendim. Kitabın sevdiğim tarafı Agatha Christie romanlarını andırması gerçi iki yazarda yakın zamanlı yazdıklarından birbirlerinden esinlenmişler mi esinlenmemişler mi bilemeyeceğim. Kitap boyunca katilin kim olduğunu çözmek elimizdeki ipuçlarının sonuna gittik,duvara tosladıkça da başka ipuçlarına geçtik. Bu noktada çıkarım yapma,ipuçlarını neye göre değerlendireceğimizi anlatma gibi noktaların kitapta neredeyse yok sayıldığını belirteyim. Onun yerine yazar Honolulu'u bolca betimlemiş açıkçası bir cinayet kitabı için fazla olduğunu düşündüm bu betimlemelerin.Yerel halkın anlatıldığı yerler gerçekten gerçekçiydi. Kitabın sonu şaşırtıcıydı inkar etmeyeceğim sağ gösterip soldan vuran yazarın eline sağlık dedim. En çok kitabın puntosunun küçüklüğü ve bazı yerlerdeki çeviri kaynaklı olduğunu düşündüğüm yerler beni yordu inkar etmeyeceğim. Ama Charlie Chan'ın oldukça sempatik,farklı bir dedektif olduğunu da ekleyeyim serinin diğer kitaplarında kendisine daha çok yer verilmesini isterim.
Son söz olarak Charlie Chan yeni bir dedektif serisi arayanlar için bir kaç eksiğine rağmen oldukça ideal olduğunu belirtip,serinin diğer kitapları çıktıkça okumaya çalışacağımı ekleyeyim.
Kitap bizi Honolulu’a götürüyor ve Winterslip ailesi ile tanıştırıyor. Bu aile oldukça soylu,öyle herkesle diyalog kurma tenezzülünde bulunmayan,adları dedikoduya karışması diye çabalayan bir aile. Yıllar önce bir kısmı Honolulu'a yerleşmiş.Her ailede olduğunu gibi bu ailede de bir kara leke var,zenginliği kadar kötü namı da Honolulu'un dışına taşan Dan Winterslip kardeşi Amos ile kötü huyları yüzünden uzun süredir küs.Her neyse Dan evinde kuzeni Miss Minevra'i ağırlarken,Minevra'ın uzun süredir eve dönmediğinden şikayetçi olan ailesi genç bir Winterslip'i Minevra'i alıp getirmesi için Honolulu'a gönderiyor. Tabi ki adanın rehavetine kendini kaptıran Miss Minevra'ın Boston'a dönmek bir niyeti yok.
"Eğer yeterince uzağa bakarsak hepimizi bekleyen bir bela var."
John Quincynbu ziyareti yapmaktan bir hayli rahatsız o alıştığı ortamı terk etmemek için can atan tiplerden ama annesini onu kandırınca o da Halası Minevra'i bulmak için kilometrelerce uzağa yolculuk yapıyor. Üstelik bu yolculukta Dan'ın kızı Barbara ile tanışıyor.
Daha fazla uzatmadan John ve Barbara daha karaya basmadan bir cinayet işleniyor ve işleri çözmek daha doğrusu ailenin adının dedikoduya karışmasını önlemek için polisin izinden gitmek John'a kalıyor.
Bu macerada onun eşlikçisi ise dedektif Charlie Chan oluyor.
Gelelim yorumuma Anahtarsız Ev yazarın Çinli dedektif Charlie Chan serisinin ilk kitabıymış,bende kitabı okurken öğrendim. Kitabın sevdiğim tarafı Agatha Christie romanlarını andırması gerçi iki yazarda yakın zamanlı yazdıklarından birbirlerinden esinlenmişler mi esinlenmemişler mi bilemeyeceğim. Kitap boyunca katilin kim olduğunu çözmek elimizdeki ipuçlarının sonuna gittik,duvara tosladıkça da başka ipuçlarına geçtik. Bu noktada çıkarım yapma,ipuçlarını neye göre değerlendireceğimizi anlatma gibi noktaların kitapta neredeyse yok sayıldığını belirteyim. Onun yerine yazar Honolulu'u bolca betimlemiş açıkçası bir cinayet kitabı için fazla olduğunu düşündüm bu betimlemelerin.Yerel halkın anlatıldığı yerler gerçekten gerçekçiydi. Kitabın sonu şaşırtıcıydı inkar etmeyeceğim sağ gösterip soldan vuran yazarın eline sağlık dedim. En çok kitabın puntosunun küçüklüğü ve bazı yerlerdeki çeviri kaynaklı olduğunu düşündüğüm yerler beni yordu inkar etmeyeceğim. Ama Charlie Chan'ın oldukça sempatik,farklı bir dedektif olduğunu da ekleyeyim serinin diğer kitaplarında kendisine daha çok yer verilmesini isterim.
Son söz olarak Charlie Chan yeni bir dedektif serisi arayanlar için bir kaç eksiğine rağmen oldukça ideal olduğunu belirtip,serinin diğer kitapları çıktıkça okumaya çalışacağımı ekleyeyim.
güzel bir konusu var gibi geldi teşekkürler =) yazı boyutunuzu biraz daha büyütürseniz daha rahat okuyabilirim gül hanım =)
YanıtlaSilUyarınız için teşekkürler,yazı boyutu büyütüldü :)
Sililginç bir kitaba benziyor..
YanıtlaSilFarklı bir kitap :)
SilŞuan resmen o olayların içindeyim sanki
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkürler :)
Sil