Kitap Künyesi
Adı:Tılsım
Orijinal Adı:Talisman
Orijinal Adı:Talisman
Yazarı:Stephen King-Peter Straub
Çevirmen:Belkıs Çorakçı
Çevirmen:Belkıs Çorakçı
Yayınevi:İnkılap Yayınları
Sayfa:690
1981 yılında Alhambra Oteli'nde kalan anne oğul,B filmleri kraliçesi Lily Cavanaug Sawyer ve 12 yaşındaki oğlu Jack.
İkiliyi bu otele sürükleyen şey miras meselesi yüzünden sürekli yakalarına yapışan Morgan Sloat ve Lily'in günden güne kendisini eriten hastalığı. Kitap ilerledikçe Jack'ın 6 yaşındayken babası Phil'i kaybettiğini öğreniyoruz ,çok yakın bir aile dostu olan Tommy amcası da yeni vefat etmiş. Jack annesinin günden güne eriyip gittiğini fark ediyor ama ölmesi fikrini kabullenemiyor. Bu düşünceler içindeyken otelin yakınlarındaki lunaparkta çalışan Speedy Parker ile tanışıyor. Aralarındaki samimiyet hızla ilerleyince Parker ağzındaki baklayı çıkartıyor ve Jack'e yıllardır hayallerini süsleyen ama deli damgası yememek için aklının bir köşesine ittiği "o yer"in gerçek olduğunu söylüyor. Bahsedilen yer Diyar ve bu dünyadaki insanların küçük bir kısmı orada da var. İşte bu kişiler ikizli olarak adlandırılıyor ve Diyar'dan buraya ,burada Diyar'a geçiş yapabiliyorlar. Parker Jack'ın ikizlisi olmadığını ama özel olduğu için Diyar'a gidip gelebileceğini söylüyor ve en önemli şeyi de ekliyor. Diyar'da uzun bir yolculuk yapacaksın ve o yolculuğun sonunda Tılsım'a ulaşacaksın o Tılsım hem anneni hem de Diyar'daki ikizlisinin hayatını kurtaracak. Jack Parker'in verdiği büyülü iksirle Diyar'a kısacık bir yolculuk yapar ve ardından kendi dünyasına döner.Tabi ki annesini kurtarmak için gerekli olan Tılsım'ı alabilmek için yolculuk yapmaya karar verir.
Kimi zaman Diyar 'da kimi zaman kendi Dünya'sında süren bu yolculukta küçük Jack'ın karşısında yüzlerce düşman yanında ise bir avuç kadar dost olacaktır.
Acaba Gezgin Jack bu uzun ve zorlu yolculuğun sonunda Tılsım'ı ele geçirebilecek mi?
Genelde 500 sayfanın üzeri kitapları okumayı pek sevmem, kitabın başlangıcıyla bitişi arasında süre uzar bu süre uzadıkça ben sinir krizlerine girerim çünkü kitabın sonunu öğrenememek beni çıldırtır. Bu yüzdendir aşırı kalın kitapları pek gözüme kestiremem. Tabi söz konusu King olunca o prensipler faso fiso olur. Tılsım'ı kütüphanede görünce sayfasını çok sallamadan alıverdim hemen. Lakin King bile olsa kitabın puntoları aşırı küçük olduğundan kitabı ancak 11 günde bitirebildim, okurken kör olmayayım diye.
Kitabın konusu paralel evreni akla getiriyor ki öyle. İki yazar taa 1984 yılında daha günümüzde yeni yeni moda olan (Fringe sağ olsun) paralel evren konusu muazzam derecede başarılı bir şekilde işlemişler. Nasıl anlatsam yazarken ütopik mevzuları bayağı mantıklı şeyler üzerine oturtmayı başarmışlar, paralel evrenin için işine katmışlar ama bilimsel verilere boğmamışlar bizi. Sonrasında kim 12 yaşındaki bir çocuğun annesini kurtarmak için böyle bir yolculuğa çıkmasına empati besleyemez ki? Anlayacağınız kurgunun yaratıcılığı işlenişin güzelliği ile birleşmiş.
Gelelim en sevdiğim kısımlara. Jack'ın yolculuğu boyunca onun elinden tutmamızı sağlayan anlatım. Jack'ın çektiği çileleri okurken içimizi burkacak derecede gerçekçi yazılan şeyler. Ve en önemlisi Jack'ın muhteşem karakter evrimi. Daha kitabın başında ağlamaklı bir çocuk olan,evime dönmek istiyorum diye inleyen çocuk 2-3 ay sonra bir yetişkinden daha olgun daha iş bitirici olmuş. Yaşadıkları onu küçücük yaşta büyük bir adam yapmış. Açıkçası yazarların bu evrimi yazarken kalemlerini hakkıyla kullandıklarını düşünüyorum.
Bir de kitabın dilinin çok beğenmem, zaten King yetişkinlere özgü şeyler yazarken masalsı hava katmakta çok başarılıydı Straub ile birleşince ortaya güzel bir dil çıkması normal.
Kitabın sevmediğim bir kaç noktası da oldu tabi ilkin kitabın pek çok yerinin uzatılmadığını düşünsem de sonralara doğru biraz sıkıldığımı inkar etmeyeceğim, son 200 sayfa azıcık kısaltılabilirdi. Bir de sitemim yayınevine gerçekten göze takılan ufak tefek yazım yanlışları vardı.
Son söz iki yazarın korkuyla fantastik dünyayı başarılı şekilde harmanladığı bu roman önerilerimi taşır.
1981 yılında Alhambra Oteli'nde kalan anne oğul,B filmleri kraliçesi Lily Cavanaug Sawyer ve 12 yaşındaki oğlu Jack.
İkiliyi bu otele sürükleyen şey miras meselesi yüzünden sürekli yakalarına yapışan Morgan Sloat ve Lily'in günden güne kendisini eriten hastalığı. Kitap ilerledikçe Jack'ın 6 yaşındayken babası Phil'i kaybettiğini öğreniyoruz ,çok yakın bir aile dostu olan Tommy amcası da yeni vefat etmiş. Jack annesinin günden güne eriyip gittiğini fark ediyor ama ölmesi fikrini kabullenemiyor. Bu düşünceler içindeyken otelin yakınlarındaki lunaparkta çalışan Speedy Parker ile tanışıyor. Aralarındaki samimiyet hızla ilerleyince Parker ağzındaki baklayı çıkartıyor ve Jack'e yıllardır hayallerini süsleyen ama deli damgası yememek için aklının bir köşesine ittiği "o yer"in gerçek olduğunu söylüyor. Bahsedilen yer Diyar ve bu dünyadaki insanların küçük bir kısmı orada da var. İşte bu kişiler ikizli olarak adlandırılıyor ve Diyar'dan buraya ,burada Diyar'a geçiş yapabiliyorlar. Parker Jack'ın ikizlisi olmadığını ama özel olduğu için Diyar'a gidip gelebileceğini söylüyor ve en önemli şeyi de ekliyor. Diyar'da uzun bir yolculuk yapacaksın ve o yolculuğun sonunda Tılsım'a ulaşacaksın o Tılsım hem anneni hem de Diyar'daki ikizlisinin hayatını kurtaracak. Jack Parker'in verdiği büyülü iksirle Diyar'a kısacık bir yolculuk yapar ve ardından kendi dünyasına döner.Tabi ki annesini kurtarmak için gerekli olan Tılsım'ı alabilmek için yolculuk yapmaya karar verir.
Kimi zaman Diyar 'da kimi zaman kendi Dünya'sında süren bu yolculukta küçük Jack'ın karşısında yüzlerce düşman yanında ise bir avuç kadar dost olacaktır.
Acaba Gezgin Jack bu uzun ve zorlu yolculuğun sonunda Tılsım'ı ele geçirebilecek mi?
Genelde 500 sayfanın üzeri kitapları okumayı pek sevmem, kitabın başlangıcıyla bitişi arasında süre uzar bu süre uzadıkça ben sinir krizlerine girerim çünkü kitabın sonunu öğrenememek beni çıldırtır. Bu yüzdendir aşırı kalın kitapları pek gözüme kestiremem. Tabi söz konusu King olunca o prensipler faso fiso olur. Tılsım'ı kütüphanede görünce sayfasını çok sallamadan alıverdim hemen. Lakin King bile olsa kitabın puntoları aşırı küçük olduğundan kitabı ancak 11 günde bitirebildim, okurken kör olmayayım diye.
Kitabın konusu paralel evreni akla getiriyor ki öyle. İki yazar taa 1984 yılında daha günümüzde yeni yeni moda olan (Fringe sağ olsun) paralel evren konusu muazzam derecede başarılı bir şekilde işlemişler. Nasıl anlatsam yazarken ütopik mevzuları bayağı mantıklı şeyler üzerine oturtmayı başarmışlar, paralel evrenin için işine katmışlar ama bilimsel verilere boğmamışlar bizi. Sonrasında kim 12 yaşındaki bir çocuğun annesini kurtarmak için böyle bir yolculuğa çıkmasına empati besleyemez ki? Anlayacağınız kurgunun yaratıcılığı işlenişin güzelliği ile birleşmiş.
Gelelim en sevdiğim kısımlara. Jack'ın yolculuğu boyunca onun elinden tutmamızı sağlayan anlatım. Jack'ın çektiği çileleri okurken içimizi burkacak derecede gerçekçi yazılan şeyler. Ve en önemlisi Jack'ın muhteşem karakter evrimi. Daha kitabın başında ağlamaklı bir çocuk olan,evime dönmek istiyorum diye inleyen çocuk 2-3 ay sonra bir yetişkinden daha olgun daha iş bitirici olmuş. Yaşadıkları onu küçücük yaşta büyük bir adam yapmış. Açıkçası yazarların bu evrimi yazarken kalemlerini hakkıyla kullandıklarını düşünüyorum.
Bir de kitabın dilinin çok beğenmem, zaten King yetişkinlere özgü şeyler yazarken masalsı hava katmakta çok başarılıydı Straub ile birleşince ortaya güzel bir dil çıkması normal.
Kitabın sevmediğim bir kaç noktası da oldu tabi ilkin kitabın pek çok yerinin uzatılmadığını düşünsem de sonralara doğru biraz sıkıldığımı inkar etmeyeceğim, son 200 sayfa azıcık kısaltılabilirdi. Bir de sitemim yayınevine gerçekten göze takılan ufak tefek yazım yanlışları vardı.
Son söz iki yazarın korkuyla fantastik dünyayı başarılı şekilde harmanladığı bu roman önerilerimi taşır.
Severim ben Stephen King romanlarını. Bunu okumadım ama..
YanıtlaSilListenize eklemenizi seve seve öneririm :)
Siltaa kaç sene evvel ilk okuduğum King kitaplarındandır Ejderha'nın gözleri ile birlikte masal gibi gelmemişti bana hiç bitmesinler istemiştim..
YanıtlaSilEjderhanın Gözleri'de çok güzeldi, gerçekten bitmesin dediğimiz kitaplar yazıyor King :)
Sil