18 Eylül 2013 Çarşamba

EJDERHANIN GÖZLERİ-STEPHEN KING



Pinuccia'nın Kitapları blogunun ev sahipliğini yaptığı yazar aylarındaEylül ayı konuğu Stephen King oldu. Ejderhanın Gözleri'ni kütüphaneden alıp eve geldiğimde umarım yazar aylarının birine Stephen King konuk olur diyordum içimden. Sonra Pinuccia 3 yazar arasında oylama başlattı ve King bu ay için seçilen yazar oldu. Ben de oylamdaki seçenekler arasında King'i görünce kitabı okumuyıp beklettim ve Eylül ayı içerisine denk getirdim.Uzatmadan bu ay kim ne okumuş/okuyacakmış onun için buraya.

Kitap Künyesi
Adı:Ejderhanın Gözleri
Yazarı:Stephen King
Yayınevi:İnkılap Yayınları
Sayfa:350
İşin özü şu ki söz konusu Stephen King ise ben o kitabı bayıla bayıla okurum zaten.Ama bu kitap ile yazara hayranlığım tavan yaptı. O nasıl bir anlatımdır öyle...

King bu kitabını kızı Naomi için yazmış. Masalsı bir anlatım mevcut.Hatta diyeyim okuduğunuz en iyi bir masallardan biri olacak bence.Kitabın aslında bilindik bir konusu var. Diyorum ya işte iş masalsı anlatımın mükemmelliği ve ince detaylarda bitiyor diye.
Delain Kral Roland'ın yönettiği mutlu bir krallıktır.Kralın iki oğlu vardır. Halkın gözünde babasının yerine geçeceği belli olan annesinin iyi huyunu zekasını almış Peter ve babasının pek de umursamadığı ve aslında ona çok benzeyen Thomas.
Bir de Flagg var. Kendisi krallığın sihirbazı Roland'a sık sık sözünü geçiren bir büyücü. Flagg daha pek çok kötülük yaptığı Delain halkına yeni bir kötülük yapmak için baş koymuştur bu işe.Tek bir amacı vardır. Bu krallığı yıkmak.İlk başlarda onun yoluna taş koyan Kraliçe Sasha olmuştur. 
Sonra da hepinizin tahmin ettiği gibi Peter onun için sorun teşkil etmeye başlamıştır.Flagg onun yönettiği bir krallığı bırakın yıkmayı o krallıkta bir gün bile yaşamayacağına emin.Bunun için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır. Kralın ve Peter'in ayağını kaydırıp Thomas'ı başa geçirecek. Zaten gerisi kolay daha çocuk olan ve sürekli etraf tarafından hor görüldüğü için içinde büyük bir nefret çocuğun emirlerine uyacağından emin.
Bize de burada düşen King'in ağzından anlatılan bu masalı severek okumak oluyor.
Beğendiğim alıntılara geçersek.

"Tüm iyi şeylerin kurtulabilmesi için, tam gerekli zamanda kötü varlıkların körleşmesi şarttır zaten."

"Kişi düşmeden önce, gurur düşer, diye öğretmişti annesi ona. Gurur bir şakadır. İnsanın içindeki yabancıyı güldürür eninde sonunda."

"Gözyaşı suçluluk belirtisine çok fazla benziyordu. Cinayet işleyebilecek kadar büyümüş, ama suçunu saklayabilecek kadar büyümemiş bir yeni yetmenin tutumuna benziyordu."

"İnsanların zihinleri, hele de çocukların zihinleri kuyu gibidir. İçinde tatlı su dolu derin bir kuyu gibi. Bazen belli bir düşünce kişiye dayanılmayacak kadar tatsız gelirse, kişi onu kalın bir kutuya kapatır, o kuyuya atar, sonra suya düşme sesini dinler, daha sonra da kutu yok olur. Ama tabii aslında tam da yok olmaz. Flagg çok yaşlı ve çok akıllı olduğundan, aynı zamanda çok da kötü olduğundan, en derin kuyuların bile dibi olduğunu bilirdi. Bir şey göze görünmüyor diye, onun yok olmuş olması şart değildi hâlâ oradaydı işte... dipte duruyordu. Flagg ayrıca, o uğursuz, ürkütücü düşüncelerin içine konduğu sandığın bir gün çürüyeceğini, pisliklerin dışarı sızıp bir süre sonra kuyunun tatlı suyunu zehirleyeceğini de biliyordu. Zihnin kuyusu iyice zehirlenince, biz doğan sonuca çıldırma deriz işte."



2 yorum:

  1. king'in ilk okuduğum kitaplarındandır ve bitsin istemediğim tek kitabıdır..

    YanıtlaSil