Kitap Künyesi
Adı: Kasabada Bir Cadı
Orijinal Adı: A Witch in Winter
Orijinal Adı: A Witch in Winter
Yazarı:Ruth Warburton
Çevirmen:Eda Aksan
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa:336
Anna Winterson babasının maddi durumundaki sıkıntılar yüzünden Londra'dan Winter Kasabası'na taşınmak zorunda kalan bir genç kızdır. Annesini hiç tanımamış olan kızımız babası Tom ile Wicker Evi'ne taşınınca ciddi bir hayal kırıklığı yaşar.En başından evlerinin eksiklikler diz boyudur ve Anna oldukça kalabalık bir lisede eğitim hayatına devam etmek zorunda kalmıştır. Ki bu durum Anna'ın moralini bir hayli bozmaktadır.
Tom evi onarmaya çalışırken Anna liseye başlar ve daha ilk günden okulun en belalı çocuğu ki aynı zamanda en yakışıklısı da olan Seth Waters'e abayı yakar.Yeni arkadaşları June ve Liz onu hem Seth hem de Seth'in sevgilisi cadaloz Caroline hakkında bilgilendirirler.
Tom evi temizlerken yakılmak üzere olan bir kitap bulur ilk başta yemek kitabı gibi gözüken bu kitabı Tom'un Londra'ya gittiği gece eve davet ettiği kız arkadaşları ile inceleyen Anna kitabın içinde aşk büyüsü bulur.
Kızlar sadece sözlerden oluşan bu büyüyü yapalım diye tutturunca Anna'da içinden Seth'i geçirerek büyülü sözleri söyler.
Ve bilin bakalım ne olur?Seth ilk fırsatta Caroline'i terk edip Anna'a ilan-ı aşk eder. Anna'da jeton yavaş yavaş düşer ve bunun o geceki kitapla ilgili olduğunu anlar,anlamadığı tek şey neden diğer 3 kızın peşinde deli divane olmuş aşık dolaşmadığıdır.
"Bizim türlerimiz birbirine karışamaz,bunu sende benim kadar iyi biliyorsun.Bundan asla iyi bir sonuç çıkmadı.Yağ ve sudan."
Anna Seth'i kendinden uzaklaştırmaya çalışırken garip olaylar olmaya başlar ve sınıftan Emmaline adında bir kız ve annesi Maya Anna'a cadı olduğu söylerler.
Anna Seth'e yaptığı büyü yüzünden vicdan azabı yaşarken,Seth'in kendisini bırakması için elinden geleni yapar ve sayfalar ilerledikçe Seth'in Anna'ın sorunları listesinde tepeden aşağıya indirecek olaylar gelişir.
Bakalım Anna hayatında gelişen bunca olayı bir düzene koyabilecek mi?
"Maya için onu görmezden gelmemi söylemek kolaydı.Kalbini zorla kendi kalbime zincirlemişken onu nasıl görmezden gelebilirdim."
Gelelim yorumuma benim için ortalamaya yakın bir kitaptı,sevdiğim tarafları da oldu sevmediğim tarafları da.Ama yer yer Twilight serisinden esinlemeler gördüğüm için en çok puanı oradan kırdım,eğer bu bariz esinlenmeler olmasaydı ortalamayı geçmiş bir kitap derdim.
Neleri sevdim?Kitap oldukça akıcı,bazı yerlerde azıcık sıkılsam da ancak bu kadar olur dedim. Kitabın çoğu karakterine bayıldım.Ama Anna ve Seth'in yeri gerçekten ayrı. Seth'in aşık halleri on numarayken Anna'ın vicdan yapması gerçekten sevdiğim detaylardandı. Sonrasında yazarın bazı yerleri fazlasıyla gizemli bırakması fena olmamış,normalde her şeyin açıklığı kavuşması isteyen biri olarak bazı mevzuların seriye yayılmasını isabetli buldum. Kasabanın atmosferini de sevdiğimi ekleyeyim hemen. Son olarak da kitabın son paragrafına bayıldım,eğer 100 üzerinden bir değerlendirme yapsaydım en 3-4 puanı sırf bu kısım için verirdim.
Gelelim sevmediğim yerlere,ilk olarak daha karanlık bir kitap bekliyordum bir de cadılık ve büyü mevzularının daha detaylı işlenmesini,buralarda biraz hayal kırıklığı yaşadım yalan yok. En büyük sıkıntım ise yukarıda da belirttiğim gibi esinlenmeler.Mesela Emmaline'in gücü Twilight serisindeki Alice'in gücünün aynısıydı,Ealdwitan'lar ise Volturi'den kopyalanmış gibiydi. Bunlar ilk aklıma gelen ve canımı sıkan yerlerdi.
Son söz eğer esinlenmelere takmam,fantastik dünyalara seve seve dalarım diyenlerdenseniz bir şans verebileceğiniz bir kitap.
Not:Cadılık temalı kitaplara pek hakim olmadığımdan kıyas yapamıyorum ama daha iyileri vardır diye düşünüyorum.
Anna Winterson babasının maddi durumundaki sıkıntılar yüzünden Londra'dan Winter Kasabası'na taşınmak zorunda kalan bir genç kızdır. Annesini hiç tanımamış olan kızımız babası Tom ile Wicker Evi'ne taşınınca ciddi bir hayal kırıklığı yaşar.En başından evlerinin eksiklikler diz boyudur ve Anna oldukça kalabalık bir lisede eğitim hayatına devam etmek zorunda kalmıştır. Ki bu durum Anna'ın moralini bir hayli bozmaktadır.
Tom evi onarmaya çalışırken Anna liseye başlar ve daha ilk günden okulun en belalı çocuğu ki aynı zamanda en yakışıklısı da olan Seth Waters'e abayı yakar.Yeni arkadaşları June ve Liz onu hem Seth hem de Seth'in sevgilisi cadaloz Caroline hakkında bilgilendirirler.
Tom evi temizlerken yakılmak üzere olan bir kitap bulur ilk başta yemek kitabı gibi gözüken bu kitabı Tom'un Londra'ya gittiği gece eve davet ettiği kız arkadaşları ile inceleyen Anna kitabın içinde aşk büyüsü bulur.
Kızlar sadece sözlerden oluşan bu büyüyü yapalım diye tutturunca Anna'da içinden Seth'i geçirerek büyülü sözleri söyler.
Ve bilin bakalım ne olur?Seth ilk fırsatta Caroline'i terk edip Anna'a ilan-ı aşk eder. Anna'da jeton yavaş yavaş düşer ve bunun o geceki kitapla ilgili olduğunu anlar,anlamadığı tek şey neden diğer 3 kızın peşinde deli divane olmuş aşık dolaşmadığıdır.
"Bizim türlerimiz birbirine karışamaz,bunu sende benim kadar iyi biliyorsun.Bundan asla iyi bir sonuç çıkmadı.Yağ ve sudan."
Anna Seth'i kendinden uzaklaştırmaya çalışırken garip olaylar olmaya başlar ve sınıftan Emmaline adında bir kız ve annesi Maya Anna'a cadı olduğu söylerler.
Anna Seth'e yaptığı büyü yüzünden vicdan azabı yaşarken,Seth'in kendisini bırakması için elinden geleni yapar ve sayfalar ilerledikçe Seth'in Anna'ın sorunları listesinde tepeden aşağıya indirecek olaylar gelişir.
Bakalım Anna hayatında gelişen bunca olayı bir düzene koyabilecek mi?
"Maya için onu görmezden gelmemi söylemek kolaydı.Kalbini zorla kendi kalbime zincirlemişken onu nasıl görmezden gelebilirdim."
Gelelim yorumuma benim için ortalamaya yakın bir kitaptı,sevdiğim tarafları da oldu sevmediğim tarafları da.Ama yer yer Twilight serisinden esinlemeler gördüğüm için en çok puanı oradan kırdım,eğer bu bariz esinlenmeler olmasaydı ortalamayı geçmiş bir kitap derdim.
Neleri sevdim?Kitap oldukça akıcı,bazı yerlerde azıcık sıkılsam da ancak bu kadar olur dedim. Kitabın çoğu karakterine bayıldım.Ama Anna ve Seth'in yeri gerçekten ayrı. Seth'in aşık halleri on numarayken Anna'ın vicdan yapması gerçekten sevdiğim detaylardandı. Sonrasında yazarın bazı yerleri fazlasıyla gizemli bırakması fena olmamış,normalde her şeyin açıklığı kavuşması isteyen biri olarak bazı mevzuların seriye yayılmasını isabetli buldum. Kasabanın atmosferini de sevdiğimi ekleyeyim hemen. Son olarak da kitabın son paragrafına bayıldım,eğer 100 üzerinden bir değerlendirme yapsaydım en 3-4 puanı sırf bu kısım için verirdim.
Gelelim sevmediğim yerlere,ilk olarak daha karanlık bir kitap bekliyordum bir de cadılık ve büyü mevzularının daha detaylı işlenmesini,buralarda biraz hayal kırıklığı yaşadım yalan yok. En büyük sıkıntım ise yukarıda da belirttiğim gibi esinlenmeler.Mesela Emmaline'in gücü Twilight serisindeki Alice'in gücünün aynısıydı,Ealdwitan'lar ise Volturi'den kopyalanmış gibiydi. Bunlar ilk aklıma gelen ve canımı sıkan yerlerdi.
Son söz eğer esinlenmelere takmam,fantastik dünyalara seve seve dalarım diyenlerdenseniz bir şans verebileceğiniz bir kitap.
Not:Cadılık temalı kitaplara pek hakim olmadığımdan kıyas yapamıyorum ama daha iyileri vardır diye düşünüyorum.
Aradan onca zaman geçti haalaa bitmedi şu yazarlardaki Alacakaranlık sevdası :) Ben de çok fazla esinlenilmiş kitapları sevemiyorum, yazı için teşekkürler.
YanıtlaSilNe yazık ki aşırı popüler olan eserlerin taklit edilmesi alışkanlık oldu :(
SilHarika.! Utancımdan kitap okuyorum artik.. İkinci kitabımı dün bitirdim. Bu ay üçüncü kitaba başladım oleyy. Sizden notlar alıyorum. Sevgiler
YanıtlaSilNe güzel çok sevindim sizin adınıza :)
SilHarika.! Utancımdan kitap okuyorum artik.. İkinci kitabımı dün bitirdim. Bu ay üçüncü kitaba başladım oleyy. Sizden notlar alıyorum. Sevgiler
YanıtlaSileğlenceli bir gençlik kitabıymış..
YanıtlaSilEvet gençler için ideal :)
SilKitabın kapağında ki kızın gerçek adı ne?
YanıtlaSilNe yazık ki bilmiyorum :(
SilMuhteşem bir kitap okuyunca okiyasin geliyor
YanıtlaSilZevkler tartışılmaz :)
Sil