25 Ekim 2014 Cumartesi

SON SÜRAT-GEORGE D. SHUMAN

Kitap Künyesi
Adı:Son Sürat
Orijinal Adı:Lost Girls
Yazarı: George D. Shuman
Çevirmen:Senem Şen
Yayınevi:April Yayınları
 Sayfa:279
Son 18 Saniye ve Son Nefes kitaplarının devam kitabı Son Sürat. İlk iki kitabın analizi blogumda olmadığı için ben kısacık bir özet geçeceğim.

Sherry Moore yıllardır göremeyen bir kadın ama ölü bir insana dokunduğunda onun yaşamının son 18 saniyesinde düşündüklerini görebilen biri. Bu yeteneğini sık sık başkalarına yardım etmekte kullanıyor. Bu kitapta ilk iki kitap gibi diğer kitaplardan bağımsız okunabilecek bir macera hemen ekleyeyim.

“Yıllardan beri kaç morgda oturmuş,kaç otopsi masasına elini uzatmış olursa olsun,o duygular,kokular,benzerlikler hiçbir şeye benzemiyordu.Tuttuğu her eli ilk kez tuttuğu el gibiydi.Her birinin zihninde tek tek yeri vardı.Her biri farklı bir anıyı su yüzüne çıkartıyordu. Virginia,Luray’daki küçük çocuk,Connecticut,Norwalk’daki küçük kız.Yüzlerinin birbirinden ne kadar farklı olduğunu tahmin ediyorsa,elleri de o kadar farklıydı birbirinden.Zihninde bir ruhlar geçidi yapıyorlardı,bu ruhların anılarının içinde zihnindeki hayvanat bahçesinde barınan bir sürü canavarda bulunuyordu.”

Sherry bu sefer fırtınada mahsur kalan bir grup dağcıya yardım etmek için ölü bir dağcıya dokunuyor.Dağcılara yardım etmesine ediyor ama adama dokunduğunda şatoda öldürülen bir kadın görmesi içini kemirmeye başlıyor.
Bu durumu emekli amiral Garland Brigham(Sherry’i kızı gibi gören komşusu)ile paylaşıyor.
Brigham ise onu bir görevliyle tanıştırıyor.Görevli onunla konuştuklarını Interpol’den bir arkadaşıyla paylaşacağını söylüyor.Ardından insan kaçakçılığı ile ilgili çalışmalar yapan Helmut Dantzler ile bağlantıya geçiyor.

“Kanada Brooklin’de bilim adamları nanoteknoloji denen bir alanda atomlarla oynuyorlar. 2015 yılında bir trilyon dolarlık  bir sanayi olması bekleniyor.Bunların yanı sıra  molekül boyutunda robotlar üretip kanserle mücadele etmek ve yaşam süresini önce yirmi,sonra elli yıl uzatması için kan dolaşımına zerk edebilmeyi umuyorlar.” Bir süre durakladı.”Hindistan,Bihar’da anneler meme emmek istedikleri için ağlayan yeni doğmuş kız çocuklarını sussunlar diye zakkum özsuyu vererek zehirlerler.Bu olay her yıl,her gün  gerçekleşir.Çünkü ailede bir kız çocuğunu daha besleyecek yeterli yiyecek yoktur.” Dantzler ellerine baktı,kısa bir süre susup sonra tekrar dinleyicilerine döndü.”Bütün bunların aynı yüzyıl içinde olduğunu bilmek insanı dehşete düşürüyor” dedi.

Çok zengin bir Amerikalı olan Jill Bishop Dominik’te tatil yaparken kaçakçılar tarafından kaçırılıyor. Annesi Carol ise kını bulmak için elindeki tüm imkanları kullanmaya başlıyor.
Aleksandra Goralski Polonya Ulusal Polis Teşkilatı Merkezi Araştırma Bürosu birinci sınıf kıdemli çavuşu. Bir yolsuzluk davasını araştırırken bir gemiye gizlice girmek gibi bir hata yapıyor. Ve kendini insan kaçakçılarının elinde buluyor.
Ölen dağcının kimliğinin olayın insan kaçakçılığı ile ilgili olduğunu doğrulaması,bulunan yeni bir ceset ve Sherry’in olayı çözmekte durulmayan isteği onu Haiti’ye ,kaçakçılığın göbeğine, sürüklüyor. Ve birbirinden farklı onlarca hayatın insan kaçakçılığı yüzünden bir araya gelişini okuyoruz.

“Bunları fazla düşünmeye gerek yok.Kör olmak insanın kendi seçimi değildir.Ama nasıl bir hayat sürdüğü ve kimlerin peşinden gideceği kendi seçimidir.”

İnsan kaçakçılığı, kadınların binbir umutla kandırılıp mal gibi kullanılması… Bu kitap bu gerçeği oldukça iyi işlemiş öyle ki sırf bu  gerçekçilik onu önceki iki kitabın önüne koymamı sağladı.Bana kalırsa serinin okuduğum üç kitabından en iyisi  bu. 
Bazı sayfaları okurken kaçırılan kadınların yıkılan hayalleri benim de hayallerimi yıktı benim için o kadar etkileyiciydi.
Sherry belki yıllardır göremiyor ama bu vahşete dur demek için çabalamasına hiçbir şey mani olmuyor. Keşke pek çok insan Sherry gibi sağlam duruşlu,kararlı ve vicdanlı olsa. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demese…İnsan kaçakçılığı topluca dur denilmesi gereken bir insanlık suçu…
Bu kitapta Sherry’in hayatına dalamadık,kısa kısa geçtik bazı yerleri ama diğer iki kitabı okumadan bu kitabı okuyan herkes Sherry’i canı sevecek,bağrına basacak. İnsan yeri geldiğinde kendi hayatını pek çok insanın hayatını kurtarabilmek adına riske atabilmeli ki Sherry bu felsefeden şaşmayan bir karakter.
Bir insanlık suçuna dur demek için çabalayanlar ve bu insanlık suçunun mağdurlarının hayatına kısacık bir bakış ve yüreğinizin kaldırmakta sorun yaşayacağı bir gerçekçilik…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder