En sevdiğim film tarzı sonu ile ağzını açık bıraktıranlardır. Ben de hep bu tarz filmler ararım.Adını o kadar sık duyduğum film olan Jacob's Ladder 90 yapımı olmasına karşın izlemeye yeni fırsat bulduğum filmdir. Neyse fazla uzatmadan konuya geçelim. Vietnam'daki savaşta ölümden dönen Jacob Singer ( Tim Robbins, aklınıza hemen Esaretin Bedeli geldi değil mi ?)'ın hayatını anlatıyor film.. Vietnam sonrası karısından ayrı sevgilisi Jezzie(Elizabeth Pena) ile yaşamaktadır. Sadece Vietnam değil öncesinde de hayli kötü olaylar yaşamıştır. ( Jacob savaş öncesi oğlu Gabe( Macaulay Culkin ki kendisi Evde Tek Başına ile gönülleri fethetmiştir) vefat etmiştir.) Jacob savaştan o kadar etkilenmiş doktorasını falan umursamayıp, düşünmemek adına postacı olmuştur.Jacob Vietnam'da ölümden döndüğü anları zırt pırt anımsayıp, yaratık olduğunu iddia ettiği şeyleri görünce, kafayı Vietnam'da bize deney yaptılar düşüncesiyle bozuyor. Film de Jacob'un gördüğü şeyler ne, savaştı evlat acısıydı derken kafayı mı yedi, yoksa hepsi doğru da askeriyede denek mi oldu?? sorularının cevabını arıyoruz.
Film konusu, oyuncuları ve sonu ile gayet güzeldi. Filmi öyle lay lay lom izlemeyin , 5 dakika bile kaçırmanızı tavsiye etmem. Anında filmden kopabilirsiniz.
Biraz spoiler içeren bir iki şey diyeceğim. İzlemediyseniz okumayın.Öncelikle filmi izleyenlerde fark etmiştir ki yukarıdaki replik bütün filmi özetliyor. Bir de dikkatimi çekti sonu ile şaşırtsın şaşırtmasın bir filmin içinde sonunu bas bas bağıran bu kadar replik,sahne verilmemiştir herhalde. El falında başlayan bu olay daha kaç yerde tekrarlanıyor sayamadım. Ama gene de güzel bir filmdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder