17 Eylül 2012 Pazartesi

KAYIP ŞEHİR

 Kanal D'nin  cuma akşamları için ayırdığı dizi açılışını yaptı. Ben de izleme imkanı buldum geç olsa da yazmak istedim.
 Öncelikle dizide Gökçe Bahadır'ı görünce benim için 1-0 önde başladı. Çünkü Gökçe Bahadır'ı çok severim. Sonra Uğur Polat'ı gördüm.Tamam garanti izleyeceğim dedim. İlk bölüm olduğu düşünülürse gayet iyiydi. Ama önceden belirteyim o müzikler nasıl bir şey ya. Sırf müzikler için bile izlenir.Özellikle Sezen Aksu'nun İstanbul Yokmuş Bundan Başka şarkısını dizi izlememişseniz dinleyin derim.
   Uzun bir bölüm incelemesi yapacağım.Malum ilk bölüm olunca çok ciddi spoiler olmayacak. Ama yok tadı kaçar diyorsanız okumayın.Aileyi tanıtayım.Direk konuya dalacağım.
  Karadeniz'den İstanbul'a göç eden bir ailemiz var. Meryem annemiz. 5 oğlu 1 kızı var. İsmail dedemiz var Ahmet Mekin'in canlandırdığı.Yeşilçam ustalarını görmek ise ayrı bir mutluluk verdi. Çocukların biri İstanbul'da yaşayan,zaten onun yanına yerleştikleri,İsmail. Bir haltlar karıştırıyor ama hadi bakalım hayırlısı.
Ardından İrfan geliyor.İpe sapa gelmez bir tip. Futbolculuktan başka bir şey yapamam ayaklarında. Sonra Kadir geliyor.İlk bölümden sempatimizi kazanan bir karakterdir. Tek kızımız Seher üniversiteyi yeni kazanmış, şu an için hanım hanımcık görünen bir kız. Bir de Sadık var.Çevrenin ne dediğini çok takan birine benziyor.Ve en küçüğümüz Hakan şirin mi şirin bir çocuk.
  Yerleştikleri evin sokağında daha ilk günden kavga eksik olmadığı gören aile, bir de gece kapını zorlanmasına uyanıp karşılarında sarhoş Aysel(Gökçe Bahadır)'i görünce ne hale geldi tahmin edin.Aysel yanlış daire olduğu anlayınca basıyor küfrü. Tabi bipli. Dip not Gökçe Bahadırın ilk repliğinin bir küfür olup biplenmesi ilgincime gitti. Dizi 4-5 sene sürse ve acaba şöyle bir bakalım ilk bölümlere desek karşımız ilk repliğin böyle olması çıkınca bayağı garip olur herhalde. Bir de anne oğlu İsmail'e nasıl buralar da yaşadın deyince kadına sorasım geldi durumunuz belli, herhalde boğaz manzaralı daire beklemiyordun dedim. İrfan daha ilk görüşte Aysel'den etkilendi. Hatta Aysel'in yukarı çıkıp da Ethem evine git diye söylendiğini bile dinledi.
 Bir de Ethem(Uğur Polat) var kendisi futbol kulübü başkanı.Aysel'e takık. Tabi İrfan'ın bildiği biri.Sabah apartmanın önünde arabasında Ethem'i uyurken görüp,dün gece Aysel'in söylenmelerinin bağını kuramayan İrfan Şaşkınlık yaşıyor.
 Ev halkı iş arama telaşında. Annesi İrfan'a eğer ayarlanan işten avans alamazsan bileziklerimi bozdur diye eline tutuşturuyor bilezikleri.İrfan(burayı beğendim için yazıyorum) iş yerine giderken telaştan simidini yere düşürüyor ve yerden kaldırıp,öpüp alnına koyuyor işte nimete olan saygısını takdir ettim. (tabi ilerleyen sahnelerde sinir olsam da İrfan'a) İrfan patrondan avans isteyince patronun "bak bu sinir topu bu da boş kasa" demesi dişe dokunur bir replikti. Tabi zaten işte gözü yok ya avansta alamayınca İrfan kaçar moduna geçti.Kendini sahalara atsa da amacına ulaşamadı.Öte yandan Kadir kuru temizlemeci de işe başladı. Takdir ettim çocuğu ya. Annemiz ise Hakan'ı okula yazdırmaya götürdü. Müdür 100 küsür TL bağış yapacaksınız der. Anne durumumuz yok der ve bilin bakalım küçücük çocuğun yanında müdür ne der."O zaman haftada bir camları silmeye gelirsin" Hakan sinirden gömleğinin düğmesini koparır, böyle eğitimcilere değil böyle insanlara yazıklar olsun.
  İrfan bilezikleri bozdururken Aysel'i görünce parayı alıp, onun peşine düşer. Bu sırada bir hayat kadını dövülüp sokağa atılır. Aysel arkadaşına koşar. İrfan ile hastaneye götürürler. Bu sırada düşüncem hastane parasını o bileziklerle ödemez umarım olur. Ama tabi hastane parası İrfan'ın cebinden çıkar ve elde bileziklerden beş kuruş kalmaz.Üstüne üstlük hasta arkadaşını evine götürünce İrfan bir rahat bir rahat yayılır. Ama Aysel borcumuz borç der İrfan'ı gönderir.(Gökçe Bahadır şahane olmuş, ezik Leyla'dan böyle bir karaktere geçişte sorun yaşamamış, kıyafet falan bir yana, saçları ayrı bir şahanelikte,kim yaptıysa ellerine sağlık)İrfan annesine paranın olmadığını söyleyince anne basar tokadı.Ama sabah sorun kalmaz merak etmeyin, anne yüreği işte.
 Sabah İrfan'ı top sektirirken gören Aysel onu Ethem ile bağlantıya geçiriyor.İrfan bağlantıya geçmeden önce Kadir kuru temizlemecisine gidiyor.Dünden kanlanan gömleği vermeye.Oradan ipek gömleği çalıyor.Ya niye kardeşini işinden edecek bir şey yapıyorsun İrfan? Orada çalışan ve komşuları olan kızcağız olayı görüyor ama ses çıkaramıyor.Neyse soluğu kulüpte alıyorlar.Zaten Aysel ile ilişkisi malum olan Ethem İrfan'a bir şans veriyor. Tabi çocukla Aysel arasında bir şey var mı paniği de yaşıyor. Kuru temizlemedeki gömlek olayı komşu kızının başına patlıyor ve haftalığından oluyor.Kadir eve giderken Aysel ve İrfan'ı görüyor. Üzerindeki ipek gömleği gören Kadir öfkeleniyor ve gömleği yırtıyor. Keşke alsaydın yarın dükkanda bir yere tıkıştırırdın,sonra da rastgele bulmuş gibi yapardın belki kızın haftalığını bir ihtimal kurtarırdın. Neyse Kadir önden İrfangil arkadan eve geçerler. Ethem İrfan ve Aysel'i eve girerken görür ve çıldırır.İrfan eve gelip Kadir'e kızacakken, Kadir hem İrfan'ın hem ailenin hem de bizim yüreğimize dokunacak sözü söyler. "Sen o kızın 1 haftalık emeğini çaldın."
 Ertesi sabah İrfan deneme maçına gider. Meryem ise gizli saklı bulaşıkçılığa gider.Meryem bulaşıkları yıkadıktan sonra giderken,dolapta gözüne takılan 2 parça eti de alır. Ama yolda dağılır, ağlar ve eti de sokaktaki bir köpeğe verir. İşte buradaki mesaj çok önemli. Kişini yaptığı kötülük sonrası yaşadığı vicdan muhakemesi anlatılıyor. Çalabilirsiniz ama vicdanınız onu ne sizin ne çocuklarınızın boğazından geçirtir. Kaç dizi de böyle şeyler görüyoruz ki. İrfan ise maçta golünü atıp parasını almıştır. Sözleşme imzalayacak diye sevinç içindedir.Ev halkı çok mutlu olmuştur. Ama Ethem sinirlenir ve sözleşmeye onay vermez.Aysel'in evine gider.İrfan ise kutlama için Aysel'e gitme planı yapar ama sözleşmenin iptal olduğu haberi ile yıkılır. Biraz gezer ve eve döndüğünde Ethem'i arabasında görür. Konuşma boyutu Ethem'in sopa ile arabadan fırlayıp İrfan'a saldırır. İrfan sopayı kapar ve vuracak mı vurmayacak mı derken dizi biter.(Buradaki müzikte gerilim yansıtması açısından şahaneydi)
  Kısa notlar
  Dizide siyahi karakterlere yer verilmesini çoğunluk gerçekçilik olarak değerlendirmiş.Bu da beni düşünmeye itti. Şu güne kadar kaç dizide gördük ki. Ben pek hatırlamadım ama bir iki dizide  olmuştur.Bir de öyle güllük gülistanlık bir yaşam görmemek daha sağlam bir bakış açısı olmuş. İşte içimizden bir İstanbul çizmişler.
 Kısacası oyuncuları,müziği,konusu, işlenişi,gerçekçiliği ve mesajları ile izlenilecek bir dizi olmuş.Umarım reytinglerde daha üst sıralarda görürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder